Kategori: Kent-Yaşam yazıları

  • Karadeniz\’in katli (*) vaciptir

    “Orman denizinde yeşile bulandık” diye yazmıştım 2008 yılında… Karadeniz gezisinden döndükten sonra bu sayfalarda okumuşunuzdur. “Sinop’tan başlayıp Sarp Kapısı’na kadar süren Doğu Karadeniz gezisinde orman denizi içinde yüzdük, yeşille iç içeydik. Özgür ortamda bir ağaç olup, kök salıp yerleşmek istedik bu doğal güzelliklerin arasına. İzmir’den çıkıp, onlarca il, ilçe ve köyü kapsayan gezi sonunda yaklaşık…

  • Gerçekten daha gerçek…

    1971 Mart’ı ve 1980 Eylül’ü tam anlamıyla hazandı efsanelerin ve gizemli hikâyelerin her an yaşandığı bu ülke için. Kör topal ilerleyen demokrasinin her on yılda bir geri gelen darbesi yaşam uçurtmalarının ipini kesivermişti o yıllarda. Ülke çeşitli çalkantılardan geçmiş, darbenin postal izleri, güzel günlere inanan sanatçıları, aydınları ve bilim insanlarını -genç yaşlı demeden- ölüme yakın…

  • Tulumba…

    Çeşme’den fotoğraf sanatçısı Cavit Kürnek ağabeyim Facebook sayfasında Urla – Özbek Köyü tarlalarından görüntülediği su tulumbası fotoğrafını paylaşmış. Görünce aklıma İzmir’in göbeğinde, Basmane’de, Agora ören yeri yakınıda “aile evi” avlusundaki kuyunun üzerindeki döküm demirden tulumba geldi. “Aile evi” dedim, şimdilerde bazı araştırmacı ve fotoğraf sanatçısı dostlarım bu tür İzmir evlerine “kortejo” adını veriyorlar… 1492 yılında…

  • İzmirliler balkon keyfini unutuyor

    Çok uzaklara değil, 1980’li yıllara dönüp bir bakalım. İzmir yılın neredeyse 300 günü güneşli ve sıcak, o nedenle insanlar sokakta, bahçelerde ve balkonlarda yaşıyor. Yazın geç saatlere kadar insanlar evlerine dönmek istemiyor. İzmirli o yıllarda balkonları seviyor. Genellikle bahçeli evlerde doğup büyüyen, çiçekler ve ağaçlar ile iç içe bir yaşam geçirmiş olan İzmirli bu keyifli…

  • Dondurucu soğukların hatırlattığı

    İzmir’de hava sıcaklığı birkaç gündür eksilerde dolaşıyor. Dondurucu soğuk ve havadaki ayaz, çeyrek yüzyıl öncesine ait, acı bir hatırayı getirdi yine aklıma… Yıllar önce gazetenin hastane muhabiri olarak görev yapıyordum. İzmir’in Yeşilyurt semtindeki -o zamanki adıyla-Devlet Hastanesi Acil Servisi görev yerimdi. Geceler boyu uyumadan, haber olabilecek bir vakanın gelmesini bekler dururdum. O sıralar Devlet Hastanesi’ne…

  • Pagos Dağı ve “Kale’nin bakla”

    Bakla yetişen tarlaların yerinde, kalenin sırtları bir anda kaçak yapılarla sarıldı… Çocukluğum Tepecik semtinde geçti, orada doğdum büyüdüm. Annem de Tepecik’te doğmuş. Anneannem ve dedem de İştip’ten göç edip doğru aynı semte gelip yerleşmişler. Eşrefpaşa Hastanesi’nin karşısındaki 1145 Sokak’ta yaşadım üniversiteyi bitirene kadar. Apartman nedir bilmezdik. Semt tek katlı evler ile doluydu. Hala da öyle,…

  • “Çocuk edebiyatımız henüz emekliyor”

    Geçtiğimiz ay İstanbul Kitap Fuarı 33. kez okurlarla buluştu ve yüzlerce etkinliğe ev sahipliği yaptı. Bu etkinliklerin arasında ödül törenleri de vardı. 2005 yılından bu yana dağıtılan ve artık gelenekselleşen yılın en iyi çocuk kitapları ödül töreni de bunlardan biriydi ve Arslan Sayman’ın yazdığı Deniz Üçbaşaran’ın resimlediği Yapı Kredi Yayınları tarafından yayımlanan “Piraye’nin Bir Günü”…

  • Selçuk Oteli’nin hatırlattıkları

    4. Basmane Günleri’nin son günü (25 Ekim 2014 Cumartesi) Basmane ve çevresi gezisi düzenlenecekti. Saat 12. 00’de Mezarlıkbaşı Katlı Otoparkı önünde buluşulacak, sinagoglar, kiliseler, konaklar, köşkler, Agora, Altınpark, antik tiyatro kazı alanları, Altınordu Spor Kulübü, çeşmeler, sebiller, müzeler gezilecekti. Meterolojik uyarılar, havanın rüzgarlı ve yağışlı uyarısı dikkate alınarak gezi iptal edildi. Gezinin gelecek ilkbaharda yapılacağı…

  • “Bağışlanan her organ yaşama tutunan bir insan”

    Ülkemizde organ ve doku nakli bekleyen hastaların sayısı her geçen gün artıyor. Ülkemizde organ bağışı ve nakli sayıları yetersiz. Organ yetmezliği nedeniyle tedavi gören birçok hasta, organ beklerken yaşamını yitiriyor. Organ ve doku nakli hizmetlerinin geliştirilmesi yolunda organ ve doku bağışının sağlanması önemli. Bu bağışın artırılması için kamuoyunda farkındalık yaratılması organ bağışı bilincinin geliştirilmesi ve…

  • Bir sergi: Mozaika

    Güneş sarı solgun haliyle kucaklarken doğayı, bir mozaik sergisinin tam ortasında buluverdim kendimi. Seferihisar-Sığacık La Dude Art Cafe’nin çölde bir vahayı andıran güzel ve adı gibi dost ortamında renkli cam parçacıklarının büyük bir emekle yan yana getirilmesinin yarattığı görsel zenginliğe bıraktım kendimi. Mozaika Grubu’nun açtığı ilk karma sergi La Dude Art Cafe ortamını daha da…

  • Atina’nın Plaka’sından İzmir’in Kemeraltı’na

    İzmir’in Kemeraltı Çarşısı ile Atina’nın Plaka’sının birbirine pek benzer olduğunu çok duydu, , ama gidip gördüğümde şaşırdım kaldım. Gerçekten de Atina’ya adım attıktan sonra o kadar çok benzerlikler görmeye başladım ki.. Öncelikle hiç olmadık anlarda karşıma çıkan Türkler, caddede yürüyorum biri bana sesleniyor, dönüp bakıyorum, ayakkabı boyacısı bir Türk, “Hoş geldin be delikanlım” diyor. Sonra…

  • İzmir’in son sadaka taşı mı?

    Konak Vapur İskelesi yolcu salonundaki iskemlelerden birinde oturuyor, bineceğim vapurun kalkış saatini bekliyordum. Bir yandan günün yorgunluğunu atmaya çalışırken bir yandan iş çıkışı saatinde önümden yüzlerce kişinin vapura yetişmek için koşturmalarını seyrediyordum. Bir an önümde bir adam beliriverdi. Avucunun içindeki bozuk paraları göstererek Menemen’e gideceğini, yol parasının eksik olduğunu, benim tamamlamamı istediğini söyledi. Yüzünde alaycı…