Kategori: Fergül Yücel
-
Önümüzde bakır taslar güneş dolu
Yahya Kemal’in yemeğe çok düşkün olduğu söylenir. Arkadaşı ile gittiği bir lokantada uzun uzun mönüyü okuduktan sonra sabırsızlanan arkadaşına dönüp “Biliyor musun”der, “hayatımda şimdiye kadar okumaya doyamadığım en lezzetli eser bu”… Yahya Kemal ile benim de ortak bir yanım var; oflaya puflaya İngilizce öğrenmeye çalıştığım zamanlarda en zevkle okuduğum İngilizce kitaplar hep yemek tarifleri olmuştur.…
-
Sana son bir kez daha sevdiğimi söyleyebilseydim
“Hangimiz ilkönce nasıl ve nerde ölürsek ölelim, seninle biz birbirimizi ve insanların en büyük dâvasını sevebildik – dövüştük onun uğruna -, «yaşadık» diyebiliriz. “ Nazım Hikmet Ran Çok sevgili dostum Dora, Gurbet arkadaşıydık, yol arkadaşıydık seninle. Memleket hasretiyle yanıp yıkıldığımız zamanlarda birlikte ağladık, birlikte umutlandık. Hiç nefret etmedik yanlışlarımızdan. Hiç yakınmadık kaybettiklerimizden, geride bıraktıklarımızdan, kaçırdığımız…
-
Bu bir köşe yazarına okuyucu mektubudur
Sayın ve Sevgili Aslı Aydıntaşbaş, 25 Haziran 2009 Perşembe günü Akşam Gazetesi’nde yazdığınız köşe yazısı (*) nedeniyle dört gündür üzüntümden gece gözüme uyku girmedi. Şimdi yazınızla ilgili içimi kemiren düşüncelerimi iletmezsem uykusuz gecelerim bir süre daha süreceğe benziyor. Yazınızın beni bu kadar etkilemesinin ana nedeni; küçük bir kız çocuğunun annesi ve babasının işkence görmemesi için…
-
Mothers of disappeared (Kayıpların anneleri)
5 Şubat 1998 Perşembe günüydü yanlış hatırlamıyorsam. U2’nun Buenos Aires’de verdiği konseri televizyonda naklen yayından izliyordum. Sahnede 70-80 yaşlarında onlarca kadın vardı. U2, sahnedeki yaşlı kadınlar, dinleyiciler hep birlikte söylüyorlardı şarkıyı ;”Mothers Of Disappeared” (Kayıpların Anneleri). Ben de tutamadığım gözyaşlarımla ayakta izliyordum televizyondaki konseri. Hep birlikte U2’nun Arjantinli Mayıs Anneleri için yaptıkları şarkıyı söylerken müzik…
-
Evangelia’nın torunlarına aşk olsun…
İlk defa yalnız başıma bir tur gezisine katılıyordum 16 Mayıs sabahı saat 06’da Sabancı Kültür Merkezi’nin önünden kalkan otobüse yetiştiğimde hala gideceğimiz yer konusunda bir satırlık bilgim yoktu… Hatta söylemesi ayıp, Sakız Adası olarak aklımda kalmıştı; Kos ve Samos benzemiyor da değildi hani. Karşıyaka’dan kalkan diğer otobüsle Lozan Meydanı’nda buluştuğumuzda saat 06.30 olmuştu. İki otobüs,…
-
Düzayak çivit badanalı bir kent nasıl kurulur abiler?
Buraya bakın, burada, bu kara mermerin altında Bir teneffüs daha yaşasaydı Tabiattan tahtaya kalkacak bir çocuk gömülüdür Devlet dersinde öldürülmüştür Devletin ve tabiatın ortak ve yanlış sorusu şuydu: -Maveraünnehir nereye dökülür? En arka sırada bir parmağın tek ve doğru karşılığı: -Solgun bir halk çocukları ayaklanmasının kalbine!dir. Bu ölümü de bastırmak için boynuna mekik oyalı mor…
-
İzmir’in denizi kız, kızı deniz…
Sevgili Kent – Yaşam okurları, aşağıdaki parantezin içine sakladığım duygularımı Kadınlar Günü toleransı olarak görmenizi dilerim. Parantezi geçince Kent Söyleşisi başlıyor. (Günün mana ve önemine binaen çok şey yazılacak bugün. Bildiğiniz gibi dünyanın pek çok ülkesinde kadınların farkı boyutlarda ve manalarda kutlanacak 8 Mart’ları. Artık ülkemizde de bilmeyen, kutlamayan kalmadı çok şükür. Gazeteler, kadın dernekleri,…
-
Örgütlenen kazanır
2009-2013 İzmir’in Altın Çağı Olsun! 3 Kasım genel ve 28 Mart 2004 yerel seçimlerinde İzmir’de seçimi kazanan CHP aynı performansı 29 Mart 2009’da gösterebilecek mi? O dönemde seçimin kazanılmasında önemli rolü olan, CHP İzmir İl örgütünün çok sayıda İzmirli aydın, bilim insanı, sivil toplum temsilcileri ve sivil inisiyatiflerin ortak aklı ve katılımıyla gerçekleştirdiği “yerel yönetim…
-
Tutuklanan şapkasız teğmen kimlerdendi?
“Biz, öteki illerdeki tutuklu yandaşlarımızla birlikte, Mamak Askeri Ceza Ve Tevkif Evi’ne doldurulmadan önce ve askeri faillerin bir bölümü olarak, Muhabere Okulu dehlizlerinin kasvet verici odalarından birinde sorgulanıyoruz. Bir gün, öğreniyoruz ki “dirayetli” albayı da getirmişler! …İddianamelerimiz belli olmuştu. Ceza ve Tevkif Evi’nin ilk misafirleri bizlerle cezaevinin disiplini altüst olmuştu. Hücreleri, koğuşları dolaşıyor, konuşuyor, tartışıyor,…
-
Eroğlu : Elimden gelse düzeni yıkma isteğiyle yazıyorum
Mehmet Eroğlu, beş yıllık yasaktan sonra 1984’te yayınlanan ilk kitabı “Issızlığın Ortası”ndan bu yana hep, Türkiye’nin çalkantılı dönemlerini yaşayan insanları anlattı. 12 Mart, 12 Eylül, Güneydoğu, Kıbrıs ya da Filistin’den geçen insanlardı onlar. Yazarın fon olarak bu dönemleri almasının nedeni, “o büyük cehennem ateşinde kavrulan insanları yazma isteğinden geliyor”du. Fonunda çatışmalar, savaşlar yokmuş gibi görünen…
-
Sizce bu şarkılar hangi ülkeye ait?
“Makber”, “İzmir’in Kavakları”, “Üsküdar’a Gider İken”… Ben bu şarkıları çocukluğumda ilk annemden dinledim. Annemin sesi çok güzeldi. Şimdi artık eskisi gibi pek söylemiyor. “Sesim yetmiyor” diyor. Ama ben tereddütte kaldım doğrusu. Siz de emin olamadıysanız, haydi gelin bu sorunun yanıtını Berrak Taranç’tan öğrenelim. Doçent Berrak Taranç, mezun olduğu okul olan Dokuz Eylül Üniversitesi, Güzel Sanatlar…