Kategori: Cengiz Türksoy
-
Kamusal işlemlerde saydamlık
Yıllar önce, bir Anadolu kentinin imar planını hazırlarken yaptığımız alan çalışması sırasında, kentin yakınındaki tarlaların ortasında ünlü bir otomotiv firmasının servis istasyonu inşa etmekte olduğunu görmüş ve şaşırmıştık. Yolu, izi, planı olmayan bir yerde böyle bir yatırımın yapılması anlaşılır gibi değildi. Konuyu belediye başkanı ve imar müdürü ile görüştüğümüzde firmanın bütün işlerini Ankara’da “halletmiş” olduğunu…
-
İzmir’in geleceği üzerine düşünceler
Geleceğin İzmir’i için yapılan ticaret, turizm, kültür; fuarlar ve kongreler kenti tanımlamasına şimdiye değin açıktan karşı çıkan hiç kimseyle karşılaşmadım. Ancak, böyle biriyle karşılaşmamış olmamız kentteki herkesin bu öngörüyü paylaştığı anlamına gelir mi, bilemiyorum. Bu konuda gerçekten ciddi tereddütlerim var. İzmir için konulan bu hedefin özellikleri tek tek irdelendiğinde, yapılan tanımın büyük ölçüde sözde kaldığı,…
-
Planlı kentleşme
Uygar kentler, uygar insanların ürünü ve onların mekânıdır. İnsanlar kendiliğinden uygar olmadıkları gibi kentler de kendiliğinden uygar yaşam alanları olmazlar. Kent, sınırsız sayıda bileşeni olsa da, sonuç olarak bir yapılı çevredir. Yani, insan aklının ve insan emeğinin oluşturduğu bir yaşam alanıdır; bu nedenle kent onu oluşturan insanların bir tür aynasıdır. “Kent” denilen bu yapılı çevrenin…
-
Kentlilik ve kentle bütünleşme
Her kent, onu oluşturan ve yaşatan toplumdaki egemen üretim ilişkileriyle, toplumun kültürel birikimi ve örgütlenme düzeyiyle, oradaki sermaye birikimiyle, üretim süreci içinde yaratılan artı değerin bölüşüm düzeniyle vb. yakın ilişki içindedir. Bugünün kentleri üzerine yapılacak değerlendirmelerde bu kabulden hareket edilmesi birçok konuda olduğu gibi, “kentlilik ve kentle bütünleşme” olgusunun anlaşılmasında da aydınlatıcı olacaktır. Ekonomisi bozulmuş…
-
Deprem ve korku
Ülkemizin herhangi bir yerinde yaşanan deprem üzerine televizyonlarda gündeme gelen “bilimsel” deprem tartışmaları; halk arasında yayılan asılsız söylentiler insanların korkularını panik düzeyine yükseltiyor. Gözlediğimiz kadarıyla, insanlar depremden elbette ürküyorlar ama onları asıl korkutan bu doğa olayından çok içinde yaşadıkları ya da çalıştıkları yapılar, çünkü hiç kimse bu yapıların yaşadığımız orta büyüklükteki depremlere bile dayanabileceğine inanmıyor.…
-
Her tercih bir vazgeçiştir
Yaşamımız, tercih ettiğimiz bir şeyleri elde etme çabası içinde geçer. Yaşam boyu, irili ufaklı binlerce tercihte bulunuruz. Bazen farkında olmadan, bazen bilinçle belirlediğimiz tercihlerimizin karşılığında vazgeçtiğimiz şeyleri pek düşünmeyiz. Oysa her tercih bir vazgeçiştir. Tercih bir hayal, bir tasavvur, bir beklentidir; vazgeçtiklerimiz ise elimizdekidir, var olandır, öteki seçeneklerdir, içinde bulunduğumuz durumdur. Örneğin; savaşı tercih eden…
-
Kentte farklı kimlikle dolaşmak
İnsanlar, çeşitli özelliklerine bağlı olarak çeşitli kimliklere sahiptir ve yaşadıkları kentten bu kimlikleriyle çeşitli beklentiler içindedir. Uygarlık yolunda ilerlemiş, gelişmiş kentler orada yaşayanların bütün kimliklerine uygun kolaylıklar sunar. Kentin hemşerilere sunduğu her kolaylık orada yaşayanların bütün kimlikleriyle kadın, erkek, çocuk, yetişkin, zengin, yoksul, işçi, işsiz, patron, yöneten, yönetilen, yaya, sürücü, sağlıklı, hasta, engelli vb.- yararlanabileceği…
-
Adam konuşuyor!
Adam konuşuyor; her cümlesi yukarıdan, üst perdeden. Kendisini öteki insanların üzerinde bir yere oturtmuş, esiyor, üfürüyor. Olan bitenleri, güzellikleri, çirkinlikleri sanki yalnız başına yaşamış. Sanki ondan başka kimse bilmiyor olanları. Sanki yalnızca o düşünüyor, yalnızca onun belleği var. Sanki ondan başka kimse anımsamıyor yıllardır olanları, yaşananları. Sanki ondan başka uzman yok bu evrende; her şeyi…
-
Belediye yatırımlarında “yerindelik”
Ülkemizdeki yerel yönetimlerin en önemli parçasını oluşturan belediyeler yatırım kararlarında her zaman akılcı (rasyonel) davranabiliyorlar mı? Yürürlükteki belediye mevzuatımız, alınan kararlarla kentte gerçekleştirilecek yatırım ve hizmetlerin “yerindeliğinden” çok “hukukiliğini” güvence altına almıştır. Yapılan yatırım ve hizmetlerin yerinde olup olmadığına, hizmet dönemi içinde belediye meclisi, dönem sonunda ise seçmenler karar vereceklerdir. Belediye yönetimine aday olanlarca hazırlanan…
-
Büyük düşünmek, küçük yapmak
Adına kent dediğimiz; toplumun tarih boyunca edindiği ve biriktirdiği çeşitli özelliklere göre biçimlenmiş ve insanların toplu olarak, önceden belirlenmiş kurallara bağlı yaşadığı kalabalık yerleşmeleri bugünkü özlem ve beklentilerimize göre bir anda yeniden biçimlendirmek mümkün değildir. Çünkü kent, olumlu / olumsuz tüm özellikleriyle yıllar içinde biçimlenmiş ve yaşayan bir organizma gibidir. Bu nedenle, ona yapılacak her…
-
Bilmezlikten gelmek
Yaşamda öyle durumlar vardır ki gördüğünüzü görmemiş, duyduğunuzu duymamış, bildiğinizi bilmez görünmek daha çok işinize gelir. Üstelik böyle görünmek kimi zaman doğrudur da Örneğin, çocuk eğitimcileri çocuğunuzun her yanlışını görmemenizi ya da görmemiş görünmenizi öğütlerler; çünkü yaptığı her yanlışı düzeltmek için çocuğun başında vır vır eden anne/baba ile çocuk arasında sağlıklı bir diyalog kurulması olanaksızdır.…
-
Yaşama bakış ve EXPO
Yaşamda kimi zaman öyle durumlarla karşı karşıya kalırız ki başarırsak dünyaların bizim olacağını, başaramazsak her şeyin biteceğini sanırız. Bu tür durumlar için ülkemizdeki en çarpıcı örnek üniversite giriş sınavıdır. Bu sınavın kazanılması insanlar için takıntı haline gelmiş bir tutkudur. Milyonlarca genç ve aileleri yıllarca bu duyguyu yaşarlar; başarı için kendilerince her şeyi yaparlar ama sonuçta…