Kategori: Semra Yeşil
-
O küçücük odada kocaman bir dünya saklıydı
Sözünü ettiğim oda babaannemlerin Basmane’deki evlerinin bir odasıydı… Aslında sadece o odada değil, o evde çok büyük bir dünya ve anlatmakla bitmeyecek kadar çok hikâye vardı. Zaman zaman aklıma geldiklerinde, “Aaa bak bir ara bunu da yazayım” diye not aldığım onca olay, dinlediğim onca yaşanmışlık… Şimdilerde o kocaman dünyaya açılan demir kapısı başka dünyalara açılsa…
-
Mart
Dünyanın pek çok yerinde özellikle kıştan bahara, sonbahardan kışa törenler ile geçilir. Kökeni çok eskilere dayanan ve günümüzde de hem ülkemizde hem de dünyada kutlanan bu törenlerden biri de “Mart Bozma”, “Mart Kırma”,gibi adlarla anılan yeni yıl törenidir. Halkın söylemiyle, “Eski Hesap”, “Ana Baba Hesabı” ya da “Çoban Hesabı”’na göre 1 Mart’ta yeni yıl kutlanır.…
-
Bir kültür mirası karambol oyunu
Karambole gelmek, karambole düşmek, karambole getirmek, karambolde kalmak, karambole gitmek… Karambol kelimesi Türkçede daha çok karışıklık veya karmaşa anlamları ile biliniyor. Tabii çarpışma ya da birbirine çarpma gibi anlamlara sahip olduğunu da söylemek mümkün. Araştırırken sözlükte “Karışıklıktan yararlanarak birini aldatmak” gibi bir tanımlama ile de karşılaştım. Evet kelimenin dilimizde kullanılan anlamları bu şekilde. Kökeni ise Fransızca… Ama biz…
-
Eski bir zaman hikâyesi
Eskiden okullarımız uzun yaz tatiline girdiğinde şimdilerde olduğu gibi vakit geçirecek fazla bir seçeneğimiz yoktu. Bu nedenle ya kitap okurduk ya da annelerimiz tatil boyunca oyalanalım diye bize her yıl farklı bir elişi öğretirdi. O yüzden akşamüstü sokağa çıkış saatine kadar evde kitap okur, elişi yapar, üç aylık süren yaz tatilimizin yirmi günlük kamp bölümü…
-
O bütün ağaçların ilki değil mi?
“Olea prima omnium arborum est” Adı “ölmez ağacı”dır… Zira ölümsüzlüğün simgesidir… Yaşamın, umudun adıdır. Öleceğini zannettiğimiz anda bir filiz verir, işte o filiz yaşama direnir ve ayakta kalır. Mitolojide zeytin ağacı ile ilgili birbirinden değişik efsaneler söylenir; Antik Yunan’da baş tanrı Zeus insanlığa en değerli armağanı veren tanrı ya da tanrıçaya yeni kurulan şehrin hükümdarlığını (koruyuculuğunu)…
-
Hayatımızdan bir “Hayat” geçti
Çocukluğum “ev gezmeleri”nin hayatlarımızın önemli eğlencelerinden biri olduğu dönemde geçti. Benim kuşağım ne demek istediğimi çok iyi anlamış olmalı… Annemle babam akşam yemek yerken aniden karar verip, hiç üşenmeden üç çocuğu giydirerek, bazı semtlere tek, bazılarına çift otobüsle, hatta indikten sonra bulundukları konuma göre uzunca bir mesafe yürüyerek ulaşılan eş, dost ve akrabalarımızın evlerine oturmaya…
-
İpekçi Hafız’ın ardından
Beni tanıyanlar bilir, yaptığım yolculuklarda insan hikâyeleri dinlemeyi çok severim. Zira bana göre hayatta herkesin anlatılacak, hatta yazılabilecek bir hikâyesi vardır. Bu anlamda yolculuklarımın olmazsa olmazıdır bu hikâyeleri dinlemek. Her yolculuğumdan hikâye torbam dolu dönerim evime. Bunların bazılarını hemen yazarım. Bazıları ise zamanı geldiğinde yazılmak üzere, bazen kısa bazen de uzun bir süre sıralarının gelmesini…
-
Bir masal ev: LİMANevİ
Geçenlerde “İzmir’in cennetisin sen Urla” yazımı yazalı tam on yıl olduğunu fark ettim. Yazımı okuyan Urlalı bir yakınım, “Urla’yı bu kadar da güzel yazma, özenip gelmesinler, çok kalabalıklaşmasın” demişti. Onun söylediklerinden mi etkilenmiştim bilmiyorum ama o gün bu gündür Urla’da büyük değişimler yaşanmasına rağmen o yazının üstüne bir cümle bile eklememiştim. Dediğim gibi, yıllar geçtikçe…
-
Kolonyacılık unutulmaya yüz mü tutmuş?
Geçtiğimiz günlerde Datça – Fethiye tatilimizden dönerken her zaman olduğu gibi Muğla’da mola vermiştik. Alışmış olduğumuz üzere şehrin arka sokaklarında, arastasında (çarşı) vakit geçirmek, fotoğraf çekmek istiyorduk. Zira bir dönemin önemli bir ticari bölgesi olan tarihi Muğla Arastası, hala halkın pek çok temel ihtiyacını karşılamayı sürdüren dükkânlarıyla şehrin vazgeçilmezleri arasında yer alıyor. Anadolu beylikleri döneminden…
-
Sudan koyun atlatma mı?
Yörük çobanlarından biri ile oymak beyinin kızı birbirlerine sevdalıdır. Çoban sevgisini açıkça söyleyemediği gibi kimselere de anlatamaz. Beyin bunu uygun bulmayacağını ve kızını kendisine vermeyeceğini de tahmin etmektedir. Bu yüzden susar, o sustukça kavalı konuşur. Yüreği yana yana çaldığı kavaldan çıkan ses o kadar büyüleyicidir ki beyin kızı bu sesten çok etkilenir. Gel zaman git…
-
Bayram mı gelmiş?
Bayramın ne olduğunu hepimiz elbette çok iyi biliyoruz. Ancak pek çok şeyin anlamının unutulduğu ya da farklı anlamlar yüklendiği yaşadığımız şu günlerde anılarımızdaki eski bayramları hatırlamak belki hepimize iyi gelecektir… Zira ben bayram yaklaşırken hiçbir coşku hissetmediğimi fark edince geriye dönüp çocukluğumdaki bayramların hayalini kurdum. Bu arada aklıma bazı sorular geldi. Cevaplarını da yine kendi…
-
Müzik varsa hayat daha güzel
İzmir’de son derece önemli işlere imza atan çok değerli sanatçılarımız var…Acaba biz onların gerçekleştirdikleri işleri biliyor muyuz? Hatta onları yeterince tanıyor muyuz? İşte bu sanatçılardan biri de duygularını müziğiyle anlatan Yılmaz Demirtaş… Ben onu ilk olarak, özel bir gecemizde şarkı söylemeye geldiğinde tanıdım. Gecenin ardından “O ne sesti öyle” derken, bir gün “Koro çalışmalarınızda size yardımcı olabilirim”…