Kategori: Raşel Rakella Asal

  • Yaşadım, gördüm, anımsıyorum…

    Eğer yazmak için masa başına oturmuşsanız, en can alıcı soru nedir bilir misiniz? “Ne yazmalı?”… Bu sorunun ardından “Nasıl yazmalı?” sorusu gelir. Zaman zaman değil, bu sorular hep karşınıza dikilir. Hani Hamlet’in şu “Var olmak mı, yok olmak mı?” diye düşünmesi gibi… Oysa yazmak yaşamakla eş gider. Yaşadıklarınızı yazıya geçirmek istersiniz. Belki de güçlü bir…

  • Bu kadınlar, bizim kadınlarımız

    Yüzlerce yıldır kadınlar haksızlığa, eşitsizliğe, her çeşit zulme ve baskıya maruz kalmış. Yüzlerce kadın namus cinayetine, kıskançlık cinnetine kurban gitmiş. Yüzlerce kadın evde açık ya da gizli ev hapsine boyun eğmiş. Yüzlerce kadın iş ortamında ücret eşitsizliğine, sigortasız çalışmaya mahrum edilmiş. Yüzlerce kızımız başlık parası uğruna çocuk yaşta gelin edilip hayatı sönmüş. Yukarıda saydıklarım kadınlar…

  • Anımsama bir kez başladı mı arkası gelir

    Bertollucci’nin “Çölde Çay” filminde, erkek kahraman şöyle der: “Daha ne kadar günbatımı izleyecek, kaç sabah kahve kokusunu içime çekebileceğim? Kim bilebilir?” Bu sözler insanın ölümlülüğüne dair. Belki de yaşlılık dedikleri bu. Anımsadıkça geçmişte yaşadıklarım çeşitleniyor. Sanki anılar hiç bitmiyor. Sanki bellekte gömülü anılar tükenmiyor, daralmıyor, yok olmuyor. Tam tersine gelişip, zaman içinde yoğunlaşarak derinlik kazanıyorlar.…

  • Oysa güzeli arıyor insan

    Yeni yıl geldi, yeni yılla beraber kış kapıya dayandı. Amansız bir kırbaç gibi şaklayan dondurucu soğuk kendini hissettiriyor. İş çıkışı herkes evinin yolunu tutuyor; grileşen hatta kararan bir gökyüzü altında otobüsler, metrolar, tramvaylar hıncahınç işten eve bir an önce dönmek isteyen insanlarla dolu. Güneş nazlı nazlı kendini gösterse de, uzun zaman yokluğu hissedilecek. Yazın cıvıl…

  • Bir Bertolucci filmi izlemeye var mısınız?

    Yedinci sanat olarak sinemanın bir sanat dalı olarak çıkışı, daha önce hiç olmadığı kadar, izleyicide güçlü bir etki alanı yarattı. Lumiere kardeşlerin sinematograf adı verilen cihazı keşfetmeleri yüzyıla damgasını vuracak bir keşif olmuştu. İlk film gösterimleri yapıldıktan sonra Nature dergisinin direktörü Henri de Parville, bu tarihi buluşmayla ilgili dergide şöyle yazmıştı: “Biz Lumier Kardeşlerin büyük…

  • Geze geze içinde kaybolduğum atlas: Kapadokya

    Yaptığımız uzun süreli olsun, kısa küçük yolculuklarımız olsun hepsi de büyük yaşam yolculuğumuzun birer parçasıdır kuşkusuz. Her yolculuk içinde barındırdığı serüven ne olursa olsun bizi yeniden biçimlendirir. Bu yolculuklar başlı başına bir uğrak, bir konaklama yeri gibidir, kendi içimize. Ve her bir serüvende başka bir kimlikle çıkarız dünyaya. Öyle ki, eve geri döndüğümüzde bambaşka bir…

  • Yaşam kocaman gülümsüyor

    Açık panjurlardan yaşam sızıyor odama. Hele martılar, her bir tüylerinde ayrı telaş! İçimde kuş cıvıltıları ile güne başlıyorum. Yüzümde gezinen yaz güneşini duyumsuyorum. Kayaların, ağaçların kokusunu tenimde duyumsuyorum. Doğa yaşamımın bir parçası. Böyle anlarda mutluluğun tam içinde olduğumu düşünüyorum. Dün akşam bıraktığım yerden başlamalıyım. Yeniden yazı masama dönüyorum. Mutluluğumun bütün gövdemden aktığını duyumsuyorum. Tüm evreni…

  • Hepimiz kendimizce yaşanabilir bir dünya kurma peşinde değil miyiz?

    Eylül başlarının sabah serinliği altında kışı karşılamaya hazırlanıyorum. Eylül ayları, yaz aylarının son demleri… düşen, bakırlaşmış güz yaprakları, günlerin kısalması, karanlığın erken çökmesi… Hepsi de kışın habercileri. Kışla birlikte panjurların yarıklarından belirsiz, ölgün bir aydınlığın gölgeleri arasından sızan ışık yarıklarının aşırı griliği ile güne uyanmaya çabalayacak, şehrin ilk uğultularını algılamaya çalışacağız… Gelen kışla beraber bir…

  • Küçük kum tanecikleri

    Çılgın dalgalar, kendilerine yüksekten bakan yalçın kayalıklara şamar atarlar… Deniz atar tokadını toprağa bütün kuvvetiyle… Oysa heybetlidir granitler. Kuvvetli, bir o kadar da büyük ve güçlüdürler. Döven de, dövülen de güçlüdür kendi dünyalarında. Ama ya kumsallardaki kumlar! Kayaların dayanıklı güçleriyle karşılaştırıldıklarında kumlar nedir ki? O ucu bucağı yokmuş sanılan kumsallarda her şey başkadır. Deniz karayı…

  • Özlemek ne güzel bir sözcüktür

    Özlemek ne güzel bir sözcüktür. İçinde duygu vardır, sevgi vardır, heyecan vardır, beklenti vardır. Daha başka güzel şeyler de vardır… Özlemek söz konusuysa, insanın elinde olmayan, kavuşmak istediği değerler söz konusudur. Bunlar elbette çok çeşitlidir. İnsanın özlediği ve değer verdiği şeye göre değişir. Sevgiliyi özlemek, ona kavuşmayı dört gözle beklemek, gün hatta saat saymak. Eskilerin…

  • Görünür olma ihtiyacı ve selfie

    Hatırlarsınız, Andy Warhol’un “herkes bir gün on beş dakikalığına ünlü olacak” sözünü. İlk söylediğinde ne kadar yadırganmıştı. Televizyon yayınlaşınca herkes on beş dakikalığına ünlü oldu. İnternetin yaygınlaşmasıyla, Faceboook, Instagram ve diğer sosyal medya uygulamalarıyla bu sefer herkes sürekli ünlü olmak, en azından daima gündemde olmak, ilgi çekmek peşine girdi. Yaşadığımız her deneyimi görüntülemek, kendimizi görüntülemek…

  • Kitap sayfalarının kokusunda savrulmak istemez misiniz?

    Murathan Mungan kitap okuma eylemini şöyle yorumluyor: “Her kitap okumanın bir yolculuk olduğu söylenir. Her kitap aynı zamanda bir büyük yolculuğun parçasıdır; o büyük yolculukta başlı başına bir uğrak, bir konaklama yeridir.” Kanımca zaman karşısında diri kalmanın yolu kendini yenilemekten, dünyaya açık gözlerle bakmaktan yani okumaktan geçiyor. Hiç şüphesiz sizin de bir okuma zamanınız vardır.…