Kategori: Raşel Rakella Asal

  • Ne çok kırılganmışız, ne çok aciz

    Ne çok kırılganmışız, ne çok aciz

    Tüm dünyanın korona virüsüyle sarsıldığı bu günlerde hepinize sağlık dileklerimi yollamakla başlamak istiyorum. Kuşkusuz yaşadığımız bambaşka bir şey. İnsanoğlu bugüne dek bir kez bile tanımadığı, hiç bilmediği, yaşamı boyunca hiç ismini işitmediği bir virüsle tanıştı. Bir dalgıcın vurgun yemesi gibi tüm insanoğlu vurgun yedi. Dünyanın neresinde olursa olsun küresel bir sorunla karşılaşıldığımız ortada.  Gözlerimizde buğu, dilimizde…

  • Bugün Dünya Emekçi Kadınlar Günü

    Bugün Dünya Emekçi Kadınlar Günü

    Bugün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ya da bir diğer adıyla Dünya Emekçi Kadınlar Günü. Bu gün kadınlara çiçek verme günü mü yoksa bir tatil günü mü? Kulağa hoş gelebilir. Pek çok ülkede çiçek satışlarının 8 Mart ve öncesindeki birkaç günde neredeyse iki kat arttığı belirtiliyor. Ancak kadın olma mücadelesi; çiçek almak, hediye almak, el…

  • Bir serüven olarak okumak

    Test “En sevdiğim mi??, “Nasıl demiştiniz?” en sevdiğim manzaraları, hayvanları, bitkileri… En sevdiğim kitapları, müziği, mimari üslupları, resim akımlarını sormuştunuz, değil mi? Benim en sevdiğim diyebileceğim hayvanlar yok, en sevdiğim sivrisinekler, en sevdiğim böcekler, en sevdiğim kurtçuklar yok, hem çok istesem bile söyleyemem size hangi kuşları, balıkları ya da vahşi hayvanları yeğlediğimi. Kitaplar mı? En…

  • Yaşama sarılmak

    Her yılbaşı hayatın akıp gittiğini hissederim. Bana şöyle bir değip geçtiğini, beni ıskaladığını duyumsarım. Tuhaf duygular sarar içimi. Bir tedirginlik. Bir hüzün. Kendimi kocaman bir odada kaybolmuş, küçücük, savunmasız, yapayalnız kalmış gibi duyumsarım. Ama yine de, her şeye rağmen, tüm varlığımla, yeni gelen yıla karşı konulmaz bir heyecan içinde bulurum kendimi. Ani bir coşku bana…

  • Moda ile sanatın flörtü

    Herkesin hayatı farklı yorumlaması gibi, moda da onları yaratan markalar ve onları benimseyip giyen kişiler tarafından farklı yorumlanabilen bir olgu. Bu sayede, aynen insan ve topluluklarda olduğu gibi, kendi içinde kimlik, duruş ve stiller ortaya çıkıyor. Yani modayı “yaşam”ın kendi öz parçalarından biri olarak yorumlamaktan yanayım. Modayı hayattan gerçek bir parça olarak görüyorum. Bu şekilde…

  • Bir şehri yaşamak, o şehri hissetmekle başlamaz mı?

    Gül Sokak’ta Şair Eşref Bulvarı’ndan içeriye doğru yirmi adım ya var ya yok. İşte orası bizim mahallenin manavı. Ev kadınlarının önemli bir rengi. Ne ararsan var. Seç seçebildiğince. Avokadosu, Çin marulu, Brüksel lahanası, brokolisi, mangosu, kivisi, Amasya elması, Deveci armudu, Ankara armudu, ananası, kokulu çekirdekli mandalinası, kehribar sarısı üzümleri, dibinde balı ışıyan mor incirleri ve…

  • Anımsadıkça içim genişler

    20. Yüzyıl edebiyatına damgasını vuran büyülü gerçekçiliğin büyük ustası Gabriel Garcia Marquez’in anılarını anlattığı “Anlatmak için Yaşamak” eserine şu sözlerle başlar: “İnsanın yaşadığı değildir hayat, aslolan hatırladığı ve anlatmak için nasıl hatırladığıdır.” Bilirsiniz, yaşlanınca, insanın bakışları içeri döner, geçmişte yaşadıklarını yeniden görmeye başlar. Anımsama bir kez başladı mı arkası gelir. Yeni şeyler hatırlanır, her konuda…

  • Dünya mükemmel olmadığı için sanat var

    Dünyanın yükü bazen olanca ağırlığıyla üzerimize çöküyor. Hastalıklar, dünyanın birçok noktasında görülen orman yangınları gibi felaketler, yolunda gitmeyen işler, hatta bazen rutin yürüyen işler… Yaz ayları boyunca Mardin, Çanakkale, Bursa, Balıkesir ve İzmir’de çok sayıda ve uzun süren yangınlar yaşandı. Birçok noktada çıkan ve günlerce süren orman yangınları, 2019 yazı boyunca dünya gündeminin üst sıralarında…

  • Çarşı-pazarda olmak hayatlar hayal etmektir

    Sizi bilmem ama hadi itiraf edeyim, çarşı pazara gitmekten keyif alanlardanım. Hele erken saatlerde gitmişsem benim için bir mutluluk, mest edici, dizginlenemez bir keyfe ve neşeye dönüşür. Hani, taze fırından çıkmış ekmeği eve getirirken içinize, tam göğsünüze sıcacık bir şey akar ya. Siz, adına mutluk mu dersiniz, kıvanç mı dersiniz, bir hoşluk mu dersiniz, ne…

  • İşte, benim öğrendiklerim

    Yine, yaz geldi. Ya beş ya altı yaşındaydım, plajda denize doğru koştuğumu, ama son anda sudan kaçarak geri döndüğümü hatırlıyorum. Aynı oyunu bir süre defalarca tekrarladığımı hatırlıyorum. Bu belki de benim ilk çocukluk anılarımdan biridir. Günlük hafızanın parlak aydınlığında, geçmişin anıları yavaş yavaş soluyor, siliniyor, sonunda geriye birkaç cümle kalıyor; onları bir daha bulmamız mümkün…

  • Bellek uzun bir yolculuktur

    Her insanın gönlünde geçmişe bir özlem yatar. İnsanlar yaşları ilerledikçe eski günlerini, gençliklerini, yaşadıkları güzel günleri hasretle anar. Yeni bir bayram tatilini geride bıraktığımız bu günlerde bir söz herkesin ağzında: “Nerede o eski bayramlar!” İşin tuhafı bir soruşturma yapsanız her insan kendi döneminin bayramlarını öve öve bitiremez. Bir gelenek gibi her bayram çıkışı eski bayramlara…

  • Her bahar bir pencere açılır içimde

    İnsana yalnızlığını duyuran bir gündü. Can sıkıntısı yakama yapışmış bir sabahtı. Ne yapmam gerekir diye düşünürken bir dürtüyle pencereye yöneldim. Sokağımın insanlarına birkaç defa sokakta rastlardım, pencereden onları apartmanlarına girip çıkarken görürdüm. Her kentteki insanlar gibiydiler. İki bacakları üstünde gidiyor, geliyor, kollarını sallıyorlardı. Çok defa karşı apartmanlarda oturanları düşünmüşümdür. O adam, en üst katta oturuyordu.…