Kategori: Raşel Rakella Asal
-
“Hatırlamanın ve unutmanın” ekseni etrafında Hamza Rüstem Fotoğraf Evi
20. Yüzyıl’ın ikinci yarısında tarihçileri, tarih eğitimcilerini ve tarih felsefecilerini her zaman düşündüren sorulardan birkaçını şöyle özetleyebiliriz: Tarih nedir? Tarih ne işe yarar? Neden tarih öğretiyor ve öğreniyoruz? Özellikle tarih bir bilim olarak yerini sağlamlaştırdıkça geçmişin hikâyesine dair yaklaşımlar da farklılaştı. Günümüzün algısı klasik tarih anlayışından uzun zamandır uzaklaşmış görünüyor. Bugünün tarih anlatısında “sessiz”in, “görünmez”in,…
-
Kız beşikte çeyiz sandıkta
Bugünkü yaşımda kesinlikle anladığım bir şey var. Yaşamımda tecrübelerimin ağırlığı gibi, karşılaştığım insanların, yaşamıma giren kişilerin de ağırlığı var. Hafif şeyleri, tatlı anıları bıraktım uçsunlar. Mavi bir çam ormanı. Sokağıma vuran güneş. Hafif şeyler bunlar. Geçici ama tam mutluluklar. Yaşamımda ağırlığı olan en önemli anılarsa, tanıdığım insanlarla ilgili. “Kız beşikte çeyiz sandıkta” atasözünü bilmeyen yoktur.…
-
Hayat dediğimiz…
Bir sabah yürüyüşünde karşıdan yaklaşan bir çocuk arabası gördüm. Arabanın içinde bir bebek, üzerinde değişik desenler, nakışlar, figürlerle açık mavi renkte bir örtü, beşik örtüsü. Arabanın başucunda bir Kuran kesesi, çocuğun bileğinde mavi boncuktan, üzerinde “maşallah” yazılı bir nazarlık. Besbelli anne gün boyu evde kapalı kalmasını istememiş biraz temiz havaya çıkarmak istemiş bebeği. Anne birden…
-
Yaşam-ölüm döngüsünde hayatın sıradanlığı
Bazen hayretle en önemsiz ayrıntıları hatırladığımı, bazen çok iyi tanıdığım birinin adını unutuverdiğimi fark ediyorum. Gün geliyor yıllar yılı yaşadıklarımı hatırlayamadığım oluyor… Bazen uzak geçmişimden bir anı parçacığını yakaladığımda, zamanın belleğime gömdüğü küçük imgeler, bir sis perdesi arasından çıktığı oluyor. Duyduğum bir sesin, okuduğum bir kitabın, gördüğüm bir filmin izine düşüyorum. Geçmiş bir anıyı derinden,…
-
İzmir’in Kemeraltı Çarşısı kimleri büyülemez!
Kemeraltı Çarşısı’nın insan eliyle doldurulmuş bir iç limanı olduğunu biliyor muydunuz? Bu çarşı tarih boyunca bir çarşı olma özelliğini hep korudu. Bu yüzden İzmir denilince akla imbat rüzgârı, Saat Kulesi ve Kemeraltı Çarşısı gelir. Kemeraltı Çarşısı, bütün eski ve büyük çarşılar gibi karmaşık yapısıyla İzmirli olsun olmasın kimleri büyülemez ki! Orada bir masal dünyasının içine…
-
Onca emekle üretilmiş Gül Bahçemi kim geri verecek bana?
Bir kentte bulunduğunuzu nasıl anlarsınız? Örneğin Paris Eyfel Kulesi, New York Özgürlük Anıtı, Mısır Piramitleri, Ankara Anıtkabir ile simgeleşmiş kentlerdir. İstanbul’un iki kıtayı birleştirmesiyle, üzerindeki köprüleriyle simgeleşmiş olduğunu söylemek her daim canlı ve renkli olabilen İstanbul için haksızlık olur. Gerçi bu köprülerden Asya’dan Avrupa’ya geçerken o gün nasıl hissedersem hissedeyim -içimde fırtınalar esse bile- içimde…
-
Alt tarafı küçük bir yaşam benimkisi
Sonbahar geldi. Saplar güneşe doğru sararıp katılaşıyor, ağaçtan sessizce dökülen yapraklar toprağın üzerinde hışırdıyor. Her bitki sonbaharın buğusuyla damgalanıyor. Kulağımda güzün sessiz, ıssız hışırtıları, tekdüze yankılanıyor. Evden uzaklara attım kendimi. Sokaklardaydım. Bir belediye otobüsü nereye giderse gitsin, oraya. Bir serginin duyurusu gözüme çarptı birden: “Karma Resim Sergisi”. Çimli küçük bir bahçeden geçilip, birkaç basamakla inilen,…
-
Sosyal medya kültürü mahremiyeti öldürdü mü?
Shakespeare’in en bilinen karakteri Hamlet, “Danimarka krallığında bir şeyler oluyor” sözleriyle yaşadığı saray ortamından kuşkulanmaya başlar. Bu çağın insanları olarak sizler de Hamlet gibi “dünyada bir şeyler oluyor” diyor musunuz? Yaşadığımız 21. Yüzyıl’ın ilk çeyreğinde bugüne kadar insanoğlunun birikmiş değerlerinin sarsıldığını, çatırdadığını hissediyor musunuz? “Bu dünya tanıdığımız o dünya değil” diyor musunuz? Bir kültürel çoğullaşma…
-
Maziyi mazi yapan hatırlama gücü değil midir?
Çocukluğumda günlük hayat radyoyla yaşanır, saatler radyoya göre ayarlanır, ülkede ve dünyada olup bitenler radyodan öğrenilirdi. Kocaman bir bavul büyüklüğündeki radyodan mobilyalı masa üstü radyolara, çanta radyolardan el radyolarına kadar, her ailenin gelirine uygun bir radyosu vardı. TRT’nin radyo istasyonlarının sağladığı olanaklarla büyüdük. Radyo yurdun ücra köşelerine kadar bilgi ulaştıran bir kültür hizmetiydi. Hayat radyoyla…
-
Anılarla yaşananlar
Geçmiş hızla akıp gidiyor. Geçmişte yaşanan an gözle göründüğü andan itibaren bir daha asla geri dönmüyor. Geçmiş belleğimin kıvrımları arasında gizli. Şimdiki “ben” ile o günlerin “ben”i bana öylesine uzak ki! O günler bir dumanın ardından, bir sisin ardından görünüyor. “O günleri yaşayan ben miyim?” diye sormaktan kendimi alamıyorum. İlkokul, ortaokul, lise yıllarım gözümün önüne…
-
“Doğu’nun Batılısı, Batı’nın Doğulusu” Levantenler
İzmir hakkında bir yazı bulmak umuduyla İlhan Pınar’ın Gezginlerin Gözüyle İzmir adlı kitabını karıştırırken şöyle bir cümleye takıldım: “Yaşadıkları şehrin tarihini bilmeyen, şehri yaşanır mekân kılmak için tarih gerekliliğinin bilincinde olmayan şehirliler, o şehri sadece tüketeceklerdir.” Açıkça, İlhan Pınar’ın bu sözleri, doğduğum, büyüdüğüm, nefes aldığım, yaşamakta olduğum İzmir’e değişik bir boyuttan bakmamı sağladı. İzmir benim…
-
Sanat hayatın başka bir anlatımı
Hep beraber bir çağa şahit oluyoruz. Dünyanın tüm kiri, pası ve çılgınlığıyla. Söyleyebildiklerimiz, sustuklarımız, içimizde büyüyen, genişleyen ne varsa tecrübe hanemize ekleniyor. Eksikliğini hissettiğimiz, uygulanmadığından dolayı üzüldüğümüz tüm kavramları bir şekilde sorgulamaya başlıyoruz. Böyle durumlarda kendimizi bomboş bir dünyada hissediyoruz. Bu duyguyu deneyimlemek bizi farkındalığa götürüyor. Farkındalık, bizi biz yapan en değerli özelliklerimizden biri. Çünkü…