Kategori: Orhan Beşikçi
-
Dikkat! Arkeolojik buluntu
Daha önce bu sayfalarda, 7 Nisan 1753 tarihinde Kadifekaleyi ziyaret eden seyyah M. Stephan Schulzun tarihe düştüğü notlardan iz sürerek, kent belleğinde anılmayan, ziyaretçisi olmayan “Sütveren Dede” yatırının bulunduğu tarihi dokuda yapılacak ciddi bir araştırmanın, kentin turizm potansiyeline katkı vereceğine inanıyorum diye yazmıştım… Yazar İlhan Pınar’ın “Tarihe Saygı Yerel Koruma Ödülü” kazandığı “Gezginlerin Gözüyle İzmir”…
-
Eleştiri yaparken…
Sanata ve kültüre yakınlığıyla tanınan eski Konak Belediye Başkanı Muzaffer Tunçağ köşe yazısı yazmaya başladı. İlk köşe yazılarının birinde İzmirim kitaplarını, yazarlarını ve editörünü şöyle eleştirmiş: “Kimi kişisel anı yüklü, kimi de belge ve alıntı… Doğduğu evleri, dostlukları, yaşadığı sokakları anlatanlar da var, gezgin belgelerinden derleyenler de… Tarihin derinliklerinde dolaşanlar mı ararsınız, o semtten hareketle …
-
Aziz Kocaoğlu ve iki şadırvan
Siyasilerle içli dışlı değilim, olmazsa olmaz generallerim, genel başkanlarım hiç olmadı. Seçilmişlerin kamu gücüyle yaptığı dalkavuklukları alkışlamam. İsviçrede saat fabrikalarıyla ünlü bir kasabanın belediye başkanı, engelliler okulunun aşçısı, hiç kompleks yapmıyor, kasaba insanı tarafından seviliyor, fırsat buldukça okula gidip aşçılığına devam ediyor. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu için beyaz eşyacı denmeye başlandı. Kaportacı olsa…
-
Saint Polycarpe
Geçen gün Basmane’de ellerinde haritayla dolaşan Fransız grupla karşılaştım. Bana, Havari ve İncil yazarı Saint John’ın müridi, M.S. 155 yılında inancından dolayı Romalılar tarafından Kadifekale eteklerinde öldürülen, ilk İzmir metropoliti Saint Polycarpe’ın mezar yerini sordular. Yabancı gemilerin İzmir Limanı’nda cirit attığı, işgal yıllarında (1921) İzmir’e gelen bir denizci, Fransa’daki ailesine yolladığı kartpostalın üzerine Saint Polycarpe’ın…
-
Agios Voukolos…
Hürriyet İzmirde Erol Aksoy, İzmirliler’in Aya Vukla dediği Agios Voukolosu yazdı. Gümüş yılın en önemli yeniliği, İKSEVin yepyeni bir tarihi mekân olan Aya Vukla Kilisesini de sanatın kucağına armağan etmiş olmasıdır. 1922 İzmir yangınından sonra ayakta kalabilmiş nadir eski kiliselerden biri olan Aya Vuklanın ilginç bir geçmişi vardır. İzmirin işgalinde ve kurtuluşunda Ermeni çetecilerin karargâhı…
-
Müzik Müzesi’nde tango
Beğenin beğenmeyin, rahmetli Ümran Baradan, vakıf kurmadan, kamuya el açmadan kendi müzesini kendi imkânlarıyla kurdu. Oyuncak Müzesi’nden bahsediyorum. Konak Belediye Başkanı Hakan Tartanda kurduğu Mask Müzesi için Kültür Bakanlığı’ndan izin almayı başardı. Kültür Bakanlığı’ndan onaylı müze kurmak, kapısına “müze” yazdırmak kolay değil. Dört yıl önceki gazete başlıklarına bakarsanız “İzmir Müzik Müzesi açıldı” haberleriyle karşılaşırsınız. Aradan…
-
Başkan’la adım adım…
Başkan Aziz Kocaoğlu’nu başkanlığının ilk yıllarında Basmane’ye davet etmiş, Basmane sokaklarını kalabalık bir gurupla adım adım dolaşmıştık. İşte o gezi sonrası Tarihi Kentler Birliği’nden ödül kazanan “Aya Vukla Kilisesi, Anafartalar Caddesi düzenlemesi, Dönertaş Sebili” onarımları gerçekleşti. İkinci gezi önerisi bu kez Aziz Kocaoğlu’ndan geldi, kalabalık gurupla değil baş başa bir yeni bir gezi yapmayı önerdi.…
-
Renkler ve ipekler üzgün…
Yakalandığı amansız hastalık sonucu yaşama veda eden modacı Esin Yılmaz’ın doğduğu Beykoz Akbaba köyüne yaklaşık 35 yıl önce gitmiştim. Yeşillikler içersinde ahşap evlerin, kiraz, kestane, ceviz ağaçlarının ve bulunduğu bir köydü. Köyde yaşayanlar burada doğup büyümelerine rağmen Rize şivesiyle konuşuyorlardı. Bir sohbet sırasında Esin Yılmaz’a “Sende Rizelilik var mı?” diye sordum. Nereden anladın, benim annem…
-
Basmane’de yangın
Gazeteler 1 Şubat 2011 tarihinde haberi Basmanede bir otel yandı diye verdiler. Otelin enkazından bir ölü bir de ağır yaralı çıkarıldı. Bilmeyenlere yanan otelin bulunduğu yeri tarif edeyim. Dönertaş Sebili’nden Altınordu Spor Kulübü’ne giden Osmanzade Yokuşu’nun sağındaki çıkmaz sokakta. Sokağa daha önce defalarca girip çıktım. İzmirde bozulmamış eski sokak dokusu olmanın dışında günümüzde sayıları gittikçe…
-
Sol gösterip sağ vuranlar
Kervan Köprüsü’nün ismini daha önce duymuş muydunuz? Seyyah Moritz Busch (1859-1864) İzmirde gördüğü Kervan Köprüsünü, Kent-Yaşam yazarı İlhan Pınarın nefis çevirisiyle şöyle anlatır. “Köprünün çevresi servi, çınar ve dut ağaçlarıyla kaplıdır, İzmirin üst tabakası için şehre girip çıkan kervanların canlılığı eşliğinde hafta sonu geçirebileceği, kahve içip nargile fokurdatabileceği bir yerdir. Ağustos ve Eylül aylarında köprüden…
-
Gizemli “V” harfleri
İngiliz Presbiteryan papazı Tomas Smith, 1670 yılında geldiği İzmir’de gözlemlerini aktarırken “Şehrin duvarlarındaki her kare taşta büyük bir oyuk gözledim; Bu oyuk Roma harflerinden ‘V’ ye benziyordu. Bazı kişiler bu işaretin şehir için çok iyi işler yapmış olan İmparator Vespasiannus’un şerefine yapılmış olduğunu düşünüyorlar. Fakat bu şekil her zaman aynı değil, Kendi içinde çok çeşitlilik…
-
İnekler üzerine…
İzmir inekleri üzerine yazmayı düşünürken 2007 yılında İstanbul’da gördüğüm inekler üzerine daha önce Akşam Ege’de yazdığım yazıyı anımsadım… “Beyoğlu’nda ve Levent’te plastikten yapılma inekler gördüm. Aralarında ismi duyulmuş duyulmamış tasarımcılar, inekleri rengârenk boyayıp giydirmişler. Bizim bildiğimiz, Sarıkız, Kınalı, Nazara adlı inekler, sanatçıların elinde Kaftan, Aşkım trende gezer, Gezgin, Efsane Möö olmuştu. En çok demir kafes…