Kategori: Hasan Tahsin Kocabaş

  • Gerçeklerle Kim Uğraşacak?

    Son iki yazının mürekkebi kurumadan yine aynı kahrolası çabanın gölgesinde kaldı İzmir. Bu kadar üniversitesi, gazetesi, televizyonu ve üç milyon nüfusu ve en çok dillenen beş bin yıllık yaşıyla İzmir, “güneşin balçıkla itinayla sıvanmaya” çalışıldığı kent unvanını koruyor. Bir ellerinde viski bardağı diğer ellerinde purolarıyla üç beş tane kerameti kendinden menkul şarlatanın ve bu şarlatanların…

  • İbret ve Dehşet Dolu İzmir Manzarası (2)

    “İzmir nasıl hakkını arayacak? Bu adamsız elbiselerle mi? Bu medyayla mı? Bu aydınımsılarla mı? Bu ruhla mı? Sokakların farkına varması lazım Aziz Kocaoğlu’nun. Abdül Batur, Cevat Durak, Ekrem Demirtaş değil belki de İzmir’e aday! Belki İstanbul’un bir kartelinin adamı talip oldu İzmir’e. Ne bileyim işte. Ama elimde bilgiler var. Kentimin hakkı için son ana kadar…

  • İbret ve Dehşet Dolu İzmir Manzarası

    İstemezdim böyle bir başlık atmayı. İnanın istemezdim… Hatalarına, yanlışlarına, yanılgılarına rağmen gazetecilik yapmaya çalışıyorum on küsur yıldır. İlk ustam rahmetli Erhan Akyıldız’dı. Bir kurban bayramı günü onun haber müdürü olduğu HBB TV’de muhabirliğe başladığımda (politik iğrençlik yüzünden TRT’de kapıya konmuştum) bana ilk söylediği şuydu: “Bak Kocabaş, zengin olmayı hedefliyorsan defol git, zaman harcatma bana. Yok…

  • Brövenin üzüntüsü ile sosyetik şaşkınlık!

    Başlığı görenlerin yüzündeki merakı görmek isterdim. Biliyorum ki, merakla karışık “ne demek istiyor” şaşkınlığını yaşıyorsunuz. Ama bana da hak verin. Artık “malum” sebeplerden dolayı günlük yazamıyor olmanın sıkıntısıyla, hafta içinde yaşanan bence de çok önemli konular arasında “gündemden düşmemesini” dilediğim bir ulusal bir de yerel sorunu yazmak, ama mümkün olduğunca kısa yazmak mücadelesi içindeyim. Umarım…

  • İzmir’e dair karışık bir yazı!

    Depremdi, Cumhuriyet Bayramı’ydı, Ramazan’dı, Ramazan Bayramı’ydı, Malatya Çocuk Yuvası, İzmir’de Büyükşehir yardım rezaletleriydi derken; haftalık da yazdığımız için artık, konular pek birikti. İşte bu yüzden de bu hafta karışık bir yazı yazalım dedik. İzmir TV’de izleyenler için ise bir toparlama yazısı diyebiliriz. Ama umarım geçen yazı gibi anlaşılmaz. Zira, Cumhuriyet resepsiyonundaki “İngilizce şarkı” saçmalığını neden…

  • Korkutan Deprem miydi?

    İzmir’de bir haftadır sallanıyoruz. Kimini duyuyor, kimini duyduğumuzu sanıyor, kimini duymuyoruz ama sürekli sallanıyoruz. Sallandığımızda, adeta bilinçsizliğimizi haykırırcasına kendimizi gelişigüzel sokaklara atıyoruz. Sokaklarda sabahlıyoruz. Evlerimiz bize o artık neredeyse hasret kaldığımız mutluluğu vermiyor. Güvenecek, rahatlatacak haberler bekliyoruz, gelmiyor. Herkes söze hep “depremle yaşamayı öğrenmeliyiz” diye başlıyor ama, bu öğrenmenin kaynağını söylemiyor. Her deprem sonrası duyduğumuz…