#MeToo (Ben de)

“Sen hiç cinsel tacize uğradın mı?”

Çok kadın buna cevap vermemeği tercih eder.

Hele erkek, asla!

Oysa bizde ondan çok var! Kadın tacizi, çocuk tacizi (erkek-kız fark etmez), ensest, pedofil, sübyancılık!

Amerikalı, Avrupalı, hele İsveçlilerin kendi çağdaş modern demokratik ülkelerindeki bu konuda yükselen feryatları, endişeyi, protestolarını nasıl anlamalıyız acaba?

Biliyorsunuz geçtiğimiz günlerde Amerika’da Alyssa Milano’nun çağrısıyla başlayan ünlü Hollywood film yapımcısı Harvey Weinstein hakkındaki cinsel taciz iddiaları sosyal medyadan “Ben de” (#metoo) etiketi ile yayınlanmıştı. Show ve sinema dünyasının bildiğimiz en ünlüleri bile “ben de uğradım cinsel tacize” açıklamaları yaptılar

Demokratik hakların, kadın özgürlüğünün ve kadın haklarının en iyi olduğu söylenen İsveç’te bile ayyuka çıktı cinsel taciz olayı, protestoları…

“Susmak tercih değildir” pankartını taşıyordu kadınlar İsveççe, Stockholm Sergel Meydanı’ndaki protestoda. Soğuk ve yağışlı havaya aldırmadan binlerce kadın sokaklara döküldü “Me too” diye haykırdı.

Bir dokundu biri, bin ah dünyanın bütün göklerini inletiyor şimdi.

Konu ünlüler olunca, şahane güzel mankenler, oyuncular filan, olay sansasyonel magazin haberi gibi gözüküyordu başta. Medyada verilen haberlerde iki satır bilgiden ziyade “Me too” diyerek ifşaatlarda bulunan artistlerin vücutlarının güzelliğini öne çıkaran fotoğrafları sergilendi.

Eğlence, sinema dünyasında yaşadıkları tacizi itiraf eden ünlülerle başlayan bu hareket hiç umulmadık şekilde büyüdü. Yaşadıkları cinsel tacizi saklamak zorunda kalmış siyaset, spor ve sıradan gündelik hayattaki kadınların da seslerini duyurmasıyla çığ gibi büyüdü, iki günde 12 milyon kadına ulaştı.

Hakikatten felaket ifşaatlar var; domino etkisiyle ard arda yapılan açıklamalarla eğlence, spor, siyaset dünyasını sarsan susmuş ünlü, ünsüz, sıradan acısını yıllarca içine gömmüş insanların bu zincire eklenmesi bana göre çok şaşırtıcı. İnternette bir gezinin hele, çuvallarca bulacaksınız, ben sadece bir iki örnek söyleyeyim ünlü Hollywood artistleri dışındaki siyaset ve spor dünyasından:

– 2012 Londra Oyunları’nda altın madalya alan ABD jimnastikçi Maroney, yedi yıl boyunca antrenörleri tarafından tacize uğradığını açıkladı.

Twitter üzerinden açıklama yapan McKayla Maroney, 13 yaşında ABD jimnastik takımının doktoru Larry Nassar tarafından tacize uğradığını söyledi. Maroney, “İnsanların böyle şeylerin sadece Hollywood filmlerinde olmadığını bilmesi gerekli. Bu her yerde oluyor” dedi.

– İsveç Dışişleri Bakanı Margot Wallström sosyal medya üzerinden başlatılan #MeToo (Ben de) kampanyası kapsamında, Facebook hesabından “Ben de” ifadesini paylaştı. 2014 yılında Avrupalı devlet ve hükümet başkanlarının katıldığı bir yemek sırasında yanında oturan politikacının elini birden baldırında hissettiğini anlatan Wallström, kadına yönelik cinsel tacizin, üst düzey siyasiler arasında da yaşandığına dikkat çektiği bir paylaşımda bulundu.

– Yüksek atlamada kırdığı rekorlarla ve kazandığı madalyalarla hatırlanan Olimpiyat şampiyonu İsveçli Patrik Sjöberg, 12 yaşından itibaren çalıştırıcısının cinsel istismarına uğradığını açıkladı… Patrik Sjöberg’in ardından gazetecilere konuşan iki atlet daha, aynı kişinin istismarına maruz kaldıklarını bildirdi. Olayın duyulması, bütün çocukların bir spor dalında aktif olduğu İsveç’te herkesi derinden sarstı… Atletlerin başlarından geçenler gazetelerin manşetlerinde, televizyon ve radyo kanallarının da ana haberlerinde ilk sırada yer aldı. Birçok gencin hayran olduğu ve onun ulaştığı başarılara ulaşabilmek için can attığı Patrik Sjöberg başından geçenleri Senin Görmediğin (Det du inte såg) adlı kitapta anlattı. Patrik Sjöberg’in ardından şu anda yüksek atlama hocası olarak çalışan İsveçli Yannick Tregaro ile Norveçli eski atlet Christian Skaar Thomassen da aynı kişinin cinsel istismarına maruz kaldıklarını ve aynı olayları yaşadıklarını açıkladılar.

Bana göre bu “#metoo” hareketi hakikatten çok şaşırtıcı!.. Bizim demir perde ülkesi gibi adeta tek kanal çalışan havuz medyası, TV ve basınımız, muktedirlerin ülke ve dış politikaya yönelik saldırgan demeçlerini aralıksız yayınlayarak, kendimizi küçük, çaresiz, yalnız ve güçsüz hissettirip sindirmeye, evlere kapatmaya yönelik çalışırken modern dünyada neler oluyor, ve biz dünya gündemini zaman zaman işgal eden hareketleri ne kadar anlıyoruz?

Bizimkiler sadece halkı evine kapatma çabası ile kalmayıp ülkenin kapılarını da dünyaya kapatıyorlar. Haber alma, yorumlama, anlama, ve global denen dünyanın bir parçası olarak bu hareketlerde yerimizi alma gibi bir hakkımız da olsa gerek.

Sonuçta modern dünyanın, demokratik sandığımız çağdaş ikiyüzlülüğünün açığa çıkması, maskesinin düşürülme hali bu hareketler. Eskiyen bu dünya sisteminin çürüyen yanları dökülüp saçılıyor, yaldızları dökülüyor…

Dünya küçük; hiçbir şey gizli kalmıyor. İnsanlık aleminin yeryüzündeki güzellikleri de, çirkinlikleri de gün yüzüne çıkarılacak böyle böyle.

Biz de bu hareketler içinde yerimizi almalıyız: #metoo

Related Images:


Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir cevap yazın