
Aradan uzun süre geçmeden Fatih Belediyesi’nin hedefinde yine İstanbul surları vardı. Bu defa sanat ve estetik sınırlarını zorlamakta kararlı bir belediye yöneticisi tarihi Surların duvarına dekoratif amaçlı bir oturma bankı asmıştı. Muhtemelen misafir odasındaki her objeye dantel atılan gelenekten geldiğini tahmin ettiğim belediye yöneticisi, İstanbul surları ile çocukluğunun geçtiği ev arasında duygusal bir bağ kurmuş olmalıydı. Yoksa kimin aklına gelir tarihi bir eseri günümüz objeleri ile süslemek!
Fotoğrafa tekrar tekrar baktım ve konunun belediye ve tarihi eser yönetimi ile ilgili olamayacağını, ancak psikolojik gerekçeler ile açıklanabileceğine kanaat getirdim. Medyadaki tepkilerin üzerine Fatih Belediyesi geri adım attı, ancak surların geleceği konusundaki kaygılarımız olduğu yerde durmaya devam ediyor. Öyle ya, surları önce düğün salonu gibi düzenleyip ardından misafir odası süsler gibi tarihi dokusuna zarar veren anlayışın terk edildiğine ikna edilmemiz gerekiyor.
Tarihi Gökmedrese’nin tozunu asitle almak!

İstanbul surlarını misafir odasını süslediği gibi çarşı, pazar objeleri ile donatan zihniyet ile altın günlerinde temiz görünmesi için tüm evi çamaşır suyuna boğan ev hanımı gibi tarihi çinilerin asit ile tozunun alınması aynı zihniyet. Binlerce sanat tarihçi ve arkeoloğun işsiz olduğu ülkeden tarihi eserlerimiz kimlere emanet ediliyor?
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.