Belgesel çıtası Sadettin Teksoy’a takılı kaldı

TRT Belgesel kanalı da diğer TRT kanalları gibi program içeriği fark etmeksizin İslamcı tarih ve toplum söylemi ile propaganda ağırlıklı yayınlar yapıyor. Yeni Osmanlıcılığın tüm abartılı izlerini her yayında görmek mümkün. Yayıncılık adına bu sorunlu alanı başka bir yazıda ele almak üzere biz TRT belgeselciliği üzerinden devam edelim.

Anlamsız bağrış ve koşuşturmalar ile heyecan üflemek
Özellikle vahşi doğa ve yaşam üzerine yapılan TRT belgeselleri Cüneyt Arkın’ın kült filmi “Dünyayı kurtaran adam” kıvamında. Ayak basılmadık memleket mağaralarını konu alan belgeselde, çok değil 5 dakika önce kostüm değiştiren, bu işler ile ilgisi olmadığı izlenimi veren adamlar hevesimizi anında kırıyor. Ofis kökenli olduğu belli öylesine belgeselci adamlar, bizi gizemli mağaralara götürecekler ama herhalde bulamadıklarından olsa gerek şehre yakın, hatta çevre yerleşimlerdeki çocukların sıklıkla oyun oynamaya gelebilecekleri türden mağaralarda, zorlama bağrış ve kamera oyununa rağmen heyecan verememenin umutsuzluğunu yansıtıyorlar. Şaka değil, buna benzer bir TRT yapımında vahşi doğada yalnız kalan kişilerin nasıl hayatta kalabileceğini doğada öğretecek adam Bursa Otogarı’nın hemen arkasında olduğunu anlatmıştı. Bu sahneleri izledikçe Antartika’da tek başına aylar geçiren, Amazon’da haftalarca medeniyet görmeden takip ve çekim yapan yabancı belgeselciler aklıma geliyor. TRT’deki belgesel yapımlar keşke kopyalamaya çalıştıkları yabancı yapımlara üç beş ışık yılı kadar yakınlaşabilseler.
Mangal başı İslamcı belgeselciliği
Bir de yeni kuşak İslamcı belgeselciler var ki evlere şenlik. Kapatılan veya yayın hayatına devam eden İslamcı kanallarda belgesel çıtası ise ocakbaşı ile sınırlı. Belgesel yapımcılığını gurmelik ile karıştıran İslamcı belgeselciler böylelikle ideolojik olarak riskli alanlardan kendilerini korumuş oluyorlar. Bir saatlik yapım boyunca, mangal başında ete yelpaze sallayıp türkü söyleyen adamın kendini seyahat ve belgesel yapımcısı sandığı ülkemizde Kaptan Jacques Cousteau’nun belgesel yapımcılığı yerine din değiştirip değiştirmediğini önemli bir şeymiş gibi tartışmaya devam ederiz.
Sanırım en az bir çeyrek asır daha belgesel ihtiyacımızı National Geographic TV, Discovery TV’den karşılayacağız.
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.