İzmir siyahı

“İzmir siyahı” ile Mevlevi Şeyhi Ali Eşref Dede’nin 19. Yüzyıl’da yazdığı “Yemek Risalesi”nde, tavuk yahnisi, bulgur pilavı, kabak ve sarımsak turşusu tarifinde karşılaşmıştım. Bu gün İzmir’in sosyal yaşamına farklı lezzet katmış başka siyahlara, Afro Türkler’e, Godyalar’a, Çucanalar’a değinmek istiyorum.

Başta eski İzmir semti “Temaşalık” olmak üzere Basmane ve çevresinde Afrika kökenli İzmirliler’in yaşadığı evlerin bir kısmı antik tiyatro kazıları nedeniyle yıkıldı, bir kısmı halen yerinde duruyor. Godya olarak bilinen Arap Dede, Hayıt Dede mezarları tarihi dokunun harap edilmesinden yeterince zarar gördü…

Dana Bayramı öncesinde Godya mezarları ziyaret edildikten sonraşenlikler başlardı. Şimdi bölgede siyah tenli İzmirliler yaşamadığıiçin “Dana Bayramı” diğer adıyla “Arap Bayramı” kutlanamıyor…

Godya: Afrika kökenli siyahların sorunlarını çözen,sağaltımlarını yapan,inanılan, danışılan, saygı duyulan kişidir. Kadın Godya dışında sayıları az da olsa erkek Godyalar olduğunu biliyoruz. İzmirliler “Gudye der”, tekerlemesi de var:

“Dişsiz gudye, dişsiz gudye, ekmek vermez kediye…”

Siyah-beyaz evlilikler sonucu dünyaya gelen, sayıları hiç de az olmayan, İzmirliler’in “Çucana” dediği melezleri, Halit Ziya Uşaklıgil İzmir hikâyelerinde anlatır. Altı dönem Etiler Mahallesi’nde muhtarlık yapmış mahalleli dışında yönetici ve siyasilerin sevdiği rahmetli Muhtar Leyla Ereriş, Asmalı Mescit’in güzel sesli hocası “Arap” lakaplı Afro Türk Hüseyin Hulusi Efendi ve Fatma Hanım’ın çocuğu olarak İzmir’de dünyaya geldi. Rahmetli Muhtar Leyla Ereriş’in annesi Fatma Hanım beyaz tenli, sarışın, asıl adı Bohara olan Yahudi güzeliydi. Afrika kökenli Arap Hulusi, İspanyol Yahudisi Bohara’dan dünyaya gelen nesil halen devam ediyor.

Farklı iki renk arasında sonu mutlulukla biten evlilikler olduğu gibi, doğanın giydirdiği renklere yapılan muhalefet yüzünden sonu ayrılıkla biten aşk öykülerinin yaşandığını biliyoruz…

Günümüzde Godya geleneği devam etseydi, sanırım Godyalar Dana Bayramı’nın Alsancak’ta kutlanmasına, insanları şova yönelik saçma kıyafetler içerisine sokup bayramı yozlaştıranlara benim gibi karşı çıkarlardı. Dana Bayramı’nda siyahlar aşağıya inmez, İzmirliler, “Karakiraz” dediği kardeşlerinin renkli bayramını kutlamak için yukarılara çıkarlardı.

Yukarı mahallelerin ruhani havası diğer kültürler için de her zaman ilgi çekici olmuştur…

Afro Türkler’in sosyal hayatın içerisinde yer aldıklarını gösteren,renginden dolayı yadırganmadıklarını belgeleyen bir çok görüntü var. Yayınladığım eski fotoğraflara bakarsanız, Afrika kökenli yurttaşlarımızın yaşamın içerisine karıştığını görürsünüz. Şehir bando takımında Tuba çalan müzisyenler, güreş, boks, futbolt akımında yer almış sporcular ve diğerleri…

Anadolu insanı bütün tarihi boyuca ırkçılık batağına düşmeden,farklı renkte ve dinde insanlarla yaşamasını bilecek kadar hoşgörü sahibi oldu. Karakirazlar’ı yurtlarından, sevdiklerinden koparan vicdanı kara insanlara karşı Temaşalık’ta görünür bir yere, siyah taştan yapılma anıt dikilmesi isteğimi bir kez daha yineliyorum…

Related Images:


Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir cevap yazın