Diyarbakır İzmir arasındaki köprünün adlandırılması gerekiyorsa, o da “tanıma, tanışma” olsa gerek bence. Çünkü Bir İzmirli olarak Diyarbakır’ı hiç ama hiç tanımadığımı öğrenmiş oldum. Genellikle askerlik için bildiğimiz kentlerden biri değil mi Diyarbakır? Ya da atanan, görev gereği gidilen yer. İçinde ne var, geleneği göreneği nedir, oradaki yurttaşlar ne düşünür nasıl yaşar hiç aklımıza geldi mi? Sizi bilmem ama ben hepi topu 14 buçuk saatte bunları sordum kendime. Bu ziyaretin bende uyandırdığı yegane his, vatanım dediğim ülkemde 45 yıldır gitmediğim bir yeri öğrenme şansı işte. Dedim ya öyle sık seyahat etmedim ben. İzmir’in egemenlerinin sevdiği, alıp gezmelere götürdüğü, fabrikalar, oteller, hastaneler, santraller gösterdiği bir gazeteci olamadım. Olanlara da lafım yok, aman yanlış anlaşılmasın.
Başkan Aziz Kocaoğlu’nun yanlış yaptığını düşünmüyorum. Ancak gezi planı farklı olabilir miydi diye de düşünüyorum.
Mesela geziye EBSO Başkanı Ender Yorgancılar, ESİAD Başkanı Bülent Akgerman gibi İzmir’in sanayi kimlikleri katıldı. Esnaf Birliği Başkanı Zekeriya Mutlu’yu da saymam gerek. İşadamı sayısı fazlaydı. Peki ne yaptılar bu muhteremler? Gezi planı sadece Aziz Bey’e göre hazırlanmıştı. Oysa iki kentin yerel yönetim, sanayi, ticaret, basın, sivil toplum kuruluşları buluşmaları da yapılabilir miydi acaba? Kent Konseyleri’nin toplantıları da kapalı yapıldı, bilgi sahibi olamadık.
Ya da şunu sorsam? İzmir’in yeni Valisi o gün Diyarbakır Valisi’ydi. Hiç olmazsa 30 dakikalık bir Yeni Vali ve valisi olduğu İzmir’in basını bir araya gelemez miydi?
Ya da Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir’le bir çay içimi sohbet edebilseydik. Şimdi “beceremedin mi” diye sorabilirsiniz. Evet burada bir beceri varsa ben de beceriksizim. Kendi tekliklerinde iki önemli kentin en önemli unsurlarının birbirlerinin gözlerine bakarak bir araya gelmemeleri normal mi?
Bu geziyi sonuçlarına göre değerlendirmeliyiz diyorum ama ortada yeterince malzeme yok.İki Büyükşehir belediye başkanından başka dikkate alacağımız düşünceler de yok.
Diyarbakır’ın gelişmiş bir kent olabilmesi için nelerin gerektiği, yoksulluğun, işsizliğin, güvensizliğin ve umutsuzluğun ortadan kalkabilmesi için nelerin yapılması gerektiğini bir uçak dolusu ziyaretçiye tek tek sormak gerekiyor. Diyarbakır bu yaz İzmir Fuarı’nın özel konuğu olur mu bilemem. Ama İzmir ile Diyarbakır görüşmezse, araya kara kediler dalar. Şimdi zaman o kara kedilere “piiissstt” deme zamanı galiba.
Feodal düzen ve alışkanlıkların tamamen ortadan kalkması, ciddi toprak reformunun yapılması, istihdam projelerinin süratle hayata geçirilmesi işi benden çok o uçakta kendilerine “kanaat önderi” denilen muhteremlere düşer. Özellikle de bir sorunun yanıtının bulunması gerekiyor. PKK terörü 1984’de resmen başladı değil mi? Peki çok partili hayata geçtiğimiz 1950 ile 1984 arasında görev yapan hükümetler, milletin vekili olanlar buralar için ne yapmış? Havanda su mu dövmüşler yoksa adlarının gök kubbede hoş birer sada ile anılmasını mı sağlamışlar. Bence cevap tek, bakın köy enstitülerinin kapatılmasına bulun cevabı!
Parası olana problem mi?
İzmir otogarı yakınlarında yapacağı büyük yatırımla gündemdeki yerini tazeleyen işadamı Abdullah Kavuk dün Egeli Sabah’ta yayınlanan demeçleriyle yer yer şaşırttı beni. Son zamanlarda inşaat yatırımlarıyla İzmir’den bir işadamının da başarılı olabileceğini göstermesi açısından bence takdiri hakediyor. İzmir dışından gelip İzmir’e “sembol” inşa ettiğini kibirle ilan edenlere karşı bana da Bay Kavuk daha sıcak geliyor.
Fakat işin bir “ama” boyutu var. Bu amanın nedeni de Abdullah Bey’in Egeli Sabah’a verdiği demeçteki şu cümlelerinde gizli:
İşadamı Abdullah Kavuk, İzmir’de yöneticilerin halkın ve girişimcinin gerisinde kaldığını söyledi, “Halin vaktin yerinde oldu mu problem var. ‘Garibanım’ dersen, İzmir’in altını üstünü çevir serbest. Bu durum değişmeli. Bunun için de zihniyet değişmeli” dedi.
Ne diyebilirim sizce?
Sizce Abdullah Bey’e problem mi çıkarılmış? Hani düşünüyorum da Abdullah Bey’e de problem çıkarılmışsa vay İzmir’in haline! Gariban yurttaş meselesine gelince, bence AK Parti Bornova Belediye Meclis Üyesi Sayın Kavuk, işlerinin yoğunluğundan olacak, uzun zamandır İzmir’de gariban yurttaşlarla teması olmamış!
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.