Geçenlerde bir tanıdığım bana dedelerinin Hisar Camisi civarında vakfettiği iş yerine ait vakıf senedini gösterdi. Hatuniye Camisi İmamı Sezai Efendinin kaleme aldığı vakıfnamede vakfedilen iş yerinin geliri, Hatuniye Camisi’ne ve orada yapılan dini faaliyetlerde harcanmak üzere bırakılmış… Torunlar haklı olarak, “Dedemizin vakfettiği iş yerinin gelirleri yerinde kullanılıyor mu?” diye merak ediyorlar…
Hatuniye Camisi’nin durumunu bildiğim için ben merak etmiyorum, vakfedilen mallar kim bilir kimin elinde…
Basmane ve çevresinde bulunan cami ve mescitlerin bakımsızlığı üzerine yıllardır yazıyorum… “İzmir Kültür Envanteri”nde, “İzmirin Gizli Kültür Cevherleri” kitabında adı geçmeyen, kaderine terk edilmiş tarihi cami ve mescitlerimiz iyi görüntü vermiyor…
Geçen gün, Abdullah Efendi Camisi’nin şerefesine seksen, Çorakkapı Camisi’nin şerefesine doksan beş basamakla çıktım… Her iki minarenin karanlık dar merdivenlerini çıkarken, elektriğin ve hoparlörün icat edilmediği yıllarda minareye günde beş kere inip çıkan din adamlarının aşındırdığı taş basamakları ve onarım kurallarında yeri olmayan çimento harcıyla yapılan uygulamaları gördüm…
Tarihi minarede, restorasyon kurallarında yeri olmayan çimento harcıyla yapılmış uygulama nasıl da sırıtıyor?
Beton yığınına çevrilmiş, tarihçesi 14 Yüzyıl’a giden en eski İzmir camisi olarak bilinen Kurşunlu Camisi’nin yıkılmak üzere olan şerefesi vicdanları neden sızlatmıyor?
Yaklaşık yüz yıllık Patlıcanlı Camisi de, tenekeli minare modasından nasibini almış… Kondurma olduğu her haliyle belli olan tenekeden minareler, tarihi cami ve mescitlere nasıl da yakıştırılıyor…
Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesinde adı geçen ve halen onarımı yapılan Fettah Camisi’nin duvarlarında Sivastan getirilen travertenler, Çinden gelen sıvalar kullanılıyor… Melez malzemelerle yapılan onarım binanın özgünlüğünü bozmaz mı?
Yasalar, yönetmelikler, uluslararası anlaşmalara rağmen yapıldığı dönemin mimari özelliklerini yansıtan kültür varlıklarımızın korunmasında istenilen başarıyı henüz sağlayamadık…
İzmir üzerine ahkâm kesenler, neredesiniz?
Benim yaptığım tarihe sadece not düşmek…
![]() |
|
Abdullah Efendi Camisi> |
|
![]() |
|
Adı kayıtlarda İzmir’in en eski camisi olarak geçer. Kurşunlu Camisi’nin şerefesi> |
|
![]() |
|
Çorakkapı Camisi’nin minaresi… Merdivenleri ve çimentoyla sıvanmış duvarlar…> |
|
![]() |
|
Fettah Camisi’nin onarımında kullanılan Çin malı sıva…> |
|
![]() |
|
Patlıcanlı Camisi’nin minaresi, şerefesi…> |
|
![]() |
Fettah Camisi’nin onarımında kullanılan Sivas traverteni…> |
|
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.