Ankara’da basın yayın eğitimi almış ve gazetecilik yapmak istiyordum.
Yıl 1983. Milliyet Gazetesi’nin İzmir Bürosu’nun bulunduğu Şehit Fethi Bey Caddesi’ndeki Cezayirli İşhanı’na gitmiştim. Haber Müdürü Önder Özçorlu ile görüşmemde “Ben gazetecilik yapmak istiyorum” dediğimde bana “Evladım, yol yakınken git başka iş yap. Bu mesleğin geleceği yok” diye öğüt vermişti.
Ama… Önder Ağabey’i dinlemedim ve tam 25 yıl bu mesleğin hemen her kademesinde görev yaptım.
Bu süreç içerisinde de birbirinden ünlü isimleri yakından tanıma fırsatı buldum.
Örneğin;rahmetli Bülent Ecevit, Erdal İnönü, Kenan Evren, Turgut Özal, Alpaslan Türkeş, Süleyman Demirel, Murat Karayalçın, Tansu Çiller, İsmail Cem, Mehmet Ağar, Zeki Sezer, Erkan Mumcu ve daha niceleri…
Aynı şekilde çok değerli gazetecilerle birlikte çalıştım.
Örneğin; Nurettin Tekindor, Önder Özçorlu, Mustafa Balbay, Ahmet Alphan, Tayyar Özdemir, Elvan Feyzioğlu, Işık Teoman, Bülent Demirsoy, Rıfat Akkaya, Sevda Boduroğlu, Bülent Zarif ve Hakan Tartan…
Bu son ismin benim yaşamımda çok önemli yeri var.
Çünkü…
Milliyet’te henüz daha üç – dört yıllık iken, çok daha iyi koşullarda başka bir gazetede (Günaydın) çalışacaktım.
Ancak, o dönemde istihbarat şefimiz olan Hakan, benim Milliyet’te kalmamı sağlamıştı.
Yaklaşık 10 yıl birlikte çalıştığım Hakan, gazetecilik yaptığı dönemde, sürekli olarak İzmir’in Ege’nin sorunlarının çözümüne katkı koyacak haberlere imza attı. Çalışkanlığı ve dürüstlüğü ile dikkat çeken Hakan’ın şairliği ise duygusallığını öne çıkaran farklı bir yazın aracıydı…
Türk yazın dünyasına araştırma, inceleme, tiyatro oyunu ve şiir olmak üzere 11 yapıt kazandıran Hakan’ın iki oyunu Devlet Tiyatroları’nda sahnelendi.
Ama…
O hep siyasetçi olmak istiyordu…
Çünkü…
Hem Türkiye’ye hem de büyüdüğü İzmir’e daha fazla katkıda bulunmanın yolunun siyasetten geçtiğini söylüyordu.
Nitekim Hakan, gazeteci ve yazar kimliğine 1992’de bir kimlik daha ekledi ve yeniden açılan CHP’nin il meclisinde görev aldı.
İzmir’de Milliyet’ten ayrıldıktan sonra Ankara’ya gitti ve “siyasetin başkenti”nde genel siyaset yaptı.
1995 ve 1999 yıllarında İzmir’den DSP milletvekili seçildi. TBMM İdare Amirliği ve İnsan Hakları Komisyonu Başkanlık Divanı Üyeliği yaptı.
Milletvekilliği döneminde, İzmir’de halkın sorunları ile yakından ilgilendi.
Eğitim, sağlık ve ulaştırma konularında İzmir’e yeni yatırımların gelmesine öncülük etti.
56. Cumhuriyet Hükümeti’nde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı oldu.
“İşçiye check – up” uygulamasına, Sosyal Güvenlik Reformu’nun hazırlanmasına ve SSK hastanelerinin altyapısının güçlendirilmesine, sağlık sisteminin geniş halk kesimlerine hızlı ve etkin götürülmesine, Bulgaristan’la yapılan karşılıklı sosyal güvenlik anlaşmalarına katkı sağladı.
***
Hakan, her fırsatta kadınların erkeklerle birlikte karar mekanizmalarında ve toplumun her kademesinde yer almalarını savundu, onun için mücadele etti.
Bu nedenle de İzmir’deki Kadın Haklarını Koruma Derneği’ne üye ilk erkek oldu.
Yaşama hep sevgi penceresinden bakan Hakan’ın kitabının sayfalarını çevirdiğinizde hep yardımlaşmayı, paylaşımı, dayanışmayı, birliği, beraberliği, kardeşliği, hoşgörüyü ve dostluğu görürsünüz.
Yaşamındaki bütün öykülerin baş kahramanları bu sihirli sözcüklerdir.
Siyasi yaşamında büyük başarılara imza atan Hakan, şimdi İzmir’in Konak İlçesi’nde belediye başkanlığına soyundu.
Hakan, vizyonuyla, eğitimiyle, liderlik ve devlet adamı vasfıyla bu görevi layıkıyla yapacak bir isim…
Adeta 10 parmağında 10 hüner bulunan arkadaşım Hakan’ın seçimi kazanması halinde iyi bir başkanlık yapacağına inanıyorum.
***
Sakın sandığa küsmeyin…
BU pazar sandık başına gidiyoruz. Beş yıl boyunca kentimizi, ilçemizi, beldemizi ve mahallemizi yönetecek yerel yöneticilerimizi seçeceğiz. Yani “beşikten mezara kadar” bize hizmet verecek yöneticileri belirlemek için oy kullanacağız.
İş başına getirdiğimiz yöneticiler, gündelik yaşamımızda sık sık karşılaştığımız sorunlara çözüm bulacaklar veya mazeret üretecekler.
Örneğin; çöpün toplanmasından alt yapıya, ulaşımdan çevre düzenine kadar bu sütunlara sığmayacak pek çok konuda yaşamı kolaylaştıran sosyal ve kültürel hizmetlerin getirilmesi için çalışacaklar.
Eğer yukarıda saydığım hizmetlerden biri bile sizi ilgilendiriyorsa ki; bence herkesi yakından ilgilendiren konular var… İşte bu nedenle hiç kimsenin, “Bana ne, kim seçilirse seçilsin?” dememesi gerekir. Şayet böyle diyeniniz varsa; o zaman suyunuz akmayınca, otobüsünüz gelmeyince, yolunuz asflatlanmayınca, evinizi, işyerinizi sel basınca, çöpünüz toplanmayınca kısacası insanca yaşayabileceğiniz hizmeti alamayınca şikayet etmeye hakkınız yok.
Beş yılda bir de olsa vatandaşlık hakkınızı kullanın ve mutlaka sandık başına gidin. Sizi yok sayanlara dersini verin.
***
Ertan Ünver’i seçim tahmini
İZMİR Torbalı’da ikamet eden siyasetçi ve sosyal psikolog Ertan Ünver, yerel seçim kampanyasının genel seçim havasında geçtiğini belirtiyor. Ünver, (Davos Krizi, Filistin sorunu, Ergenekon davası, işsizlik, ergenekon, , beyaz eşya dağıtımı, siyasetin sertleşmesi) gibi 7 çok önemli, 21’i önemli, 49’u az önemli ve 37’si etkisiz 114 faktörden elde ettiği seçmen eğilimlerinin (İl Genel Meclisi) şöyle olacağını söylüyor:
(%) AKP 48.30, CHP 22.10, MHP 11.20, DTP 05.60, SP 04.10, DSP 03.80, DP 02.70, bağımsızlar ve diğerleri ise 02.20.
Ünver’e göre Torbalı, Ankara ve İstanbul’u AKP’nin, İzmir’i ise açık ara CHP’nin kazanacağını belirtiyor.
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.