Yeter ama artık!

Günlerdir bir tartışmadır gidiyor…
Nerede?
Bölgenin en eski gazetesinde… Geçen yıl logosundan Gazi Paşa‘yı “şak” diye çıkaran, cümle âlemin tepkisini çeken, ama yine de “toz” kondurmak istemediğim Yeni Asır‘da…
Ama bu kez iki çift lafım bir de hatırlatmam var meslektaşlarıma… İster dikkate alırlar ister almazlar. Ancak Kemalizm’i ve Atatürk’ün anısını bu kadar ucuzlatmaya kimsenin hakkı yok düşüncesindeyim. Aydın bir insan olan sayın yayın grup başkanı beyefendi de sanırım “ince” düşünürse bu kanıya varacaktır. Velev ki “başka” düşüncesi olmaya…
Sakın yanlış anlaşılmasın, başka gazetelerin yayın anlayışlarını eleştirmek, sorgulamak değil amacım. Lakin “söz konusu Gazi Paşa ise gerisi ayrıntıdır” vesselam…
Yeni Asır ve yönetiminin “iyi niyetinden” asla şüphe etmek istemiyorum, lakin biraz fazla olmadı mı yani?
Bir üniversitenin deposunda tarihsel değeri olan bir Atatürk tablosu kötü durumdaymış ve tamir edilmemiş…
Günlerdir pek çok kişi “gazetede çıkabilmek için” üniversiteyi “topa tutuyor”…
Üniversiteyi protesto ediyor…
Cumhuriyet Meydanı’nda elinde gazete pozlar veriyor…
Neden?
Bir Atatürk resmi “kötü” durumdaymış ve üniversite de tamir etmiyormuş!
Peki, sadece “bir resmin” kötü durumda oluşu ya da “bırakılışı” Atatürk veya Atatürk düşüncesine etki ediyor mu?
Başta Yeni Asır’daki meslektaşlarım olmak üzere, acaba söyler misiniz, Atatürk’ün “neyi” bugün “yaşam biçimi” Türkiye’nin?
Dış politikadan eğitime, iç siyasetten ekonomiye Atatürk’ten ne var?
Bir üniversite bir Atatürk tablosu rutubet aldı diye bu kadar yıpratılır mı?
Ne demiş ölmeden önce Gazi Paşa: “Beni görmek demek, mutlaka yüzümü görmek demek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız, bu kâfidir (yeterlidir).”
Yani?
Yani şu; “siz benim yüzümü ne yapacaksınız, düşüncelerimi anlayın, onları yaşatın” demiş, değil mi? Başka bir anlamı var mı bunun? 12 Eylül darbecileri her yeri Ata’nın büstleriyle, resimleriyle, heykelleriyle doldurdu da ne oldu? Üç kuruşluk ülkelerin bile, kabile reislerinin bile “maymunu” durumuna düşürülmedik mi? Hani “bizim” bankalarımız? Nerede Cumhuriyet abidesi Sümerbank, Etibank, Şişecam, Beykoz Ayakkabı falan?
Nerede stratejik kuruluşumuz Telekom?
Nerede limanlarımız, tersanelerimiz?
Yahu “ellerinde imkân olsa” orduyu bile “ecnebiye satacak” bir zihniyet var 50 küsur yıldır Türkiye’de… Atatürk’ün resmi değil, düşüncesi “kazınıyor” memleketten. Hangisinde bu kadar “tantana” yaptı meslektaşlarımız?
Ya İzmir’de sömürgeci Levanten şakşakçılarına iki söz etti mi sevgili gazetemiz?
2006 yılının Ağustos ayında Kordon’da bir Atatürk sergisi açılmıştı. Bir sabah TV programıma giderken fark ettim rezilliği… Kordon gibi açık bir yerde, üstelik geceleri de (ay Ağustos, dikkat edin) kalabalık bir yerde Atatürk resimlerinde, sadece Ata’nın yüzü çivi gibi sivri bir şeyle çizilmişti, zarar verilmişti… Hatta bir resimde Atatürk’ün yanına Celal Bayar da yürüdüğü halde yalnızca Ata’nın yüzüne zarar verilmişti. Resimlerini çekip derhal programda göstermiştim.
Peki, o zaman neredeydi Osman Bey ve arkadaşları?
O resimleri “hatırlatma” amacıyla yayınlıyorum bugün…
Bir kez daha söylüyorum ki amacım “kavga” çıkarmak değil. Sadece “durumdan vazife” çıkarıp Atatürk’ü düşüncelerinden sıyırıp sadece “resim ve heykel” içine sıkıştırmak isteyenleri uyarmak…
Ha bir Atatürk “sözü” daha var. Onu da hatırlatayım…
Şu “ecnebi” kültür ve anlayışlarla ilgili… Özellikle de “bir sayın muhterem” iyi okusun da, âlemi velveleye vermesin!

Related Images:


Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir cevap yazın