Küçük ayrıntılar

Kentsel yaşama ilişkin sohbetlerde büyük yatırımlardan ve kentin geleceğine yön verecek tasarımlardan çokça söz edilmesine karşın, nedense bugün içinde yaşadığımız yapılı çevrenin durumu pek önemsenmez. Sunulan hizmetlerin yetersizliği ya da sunulmayan hizmetler yakınma konusu olur ama kent yaşamını etkileyen küçük ayrıntılar hemen hiç anımsanmaz. Oysa kentteki kaldırımların, durakların, yaya geçitlerinin, aydınlatma direklerinin, reklâm tabelalarının, trafik levhalarının, çöp kutularının, yangın musluklarının, yol kaplamalarının, bahçe duvarlarının, kaldırım ağaçlandırmalarının ve daha nice küçük ayrıntının günlük yaşamın kalitesiyle o kadar çok ilgisi vardır ki…

Güzel bulduğumuz kentlerle beğenmediğimiz kentler arasındaki değerlendirme farklılığı aslında çok büyük ölçüde bu ayrıntılara dayanmaktadır. Örneğin, tüm düzenlemelerin engelliler esas alınarak yapıldığı kentlerde günlük yaşam engeli olmayan insanlar için de çok daha kolaydır. Her kaldırımı, her yaya geçidi engelliler düşünülerek düzenlenen yerlerde, buraları kullanan çocuklar, yaşlılar, kadınlar da sorun yaşamazlar ama araçlarca işgal edilmesin diye yükseltilen kaldırımlar; kaçak U dönüşü yapılmasın diye refüjü kesilmeyen yaya geçitleri yalnızca fiziksel engellilerin değil, orada yaşayan herkesin sorunudur. Trafik ışıklarının süresi hesaplanırken tek amacınız araç akışkanlığını artırmak olduğunda kimileri kısa mesafe yarışçılarını andıran hızla karşıya geçebilirler belki ama kent nüfusunun yarıya yakını ne yazık ki bu yarışa katılabilecek özelliklere sahip değildirler.

Reklâm tabelalarının boyutları ve konumlarının belirlenişindeki özensizlikler yerleşmeyi kolayca kent olmaktan çıkarıp 19. yüzyılın panayır yerlerine benzetebilir. Bina cephelerinde, yola paralel takılması gereken mağaza ve dükkân tabelaları yola dik konulduğunda ortaya çıkan görsel kirlilik o yolun ufkunu yok eder, çevreyi özgün kimliğinden koparır. Kaldırımlara dikilen yanlış ağaç türleri yıllar içinde oraya buraya bükülen gövdeleriyle kaldırımı kullanılamaz duruma getirir. Yetişkin insan boyundan alçak trafik levhaları, her gün kim bilir kaç kişinin kafasının yarılmasına neden olur.

Kentlinin bir de tanımsız alanlar ve yollar sorunu vardır. Kent merkezinden yola çıkarken gördüğünüz yön bildiren levhaya uyarak bir caddeye girersiniz ama bir süre sonra karşınıza çıkan kavşakta ya da yol ayrımında hangi yolu izleyeceğinizi bilemezsiniz. Daha da kötüsü, birine sormadan, hangi sokakta, hangi mahallede olduğunuzu bile anlayamazsınız. “Sora sora Bağdat bulunur” özdeyişinin nereden çıktığını yaşayarak öğrenirsiniz.

Bütün bunlar yüz milyonlarca lira değerindeki yatırımlardan daha az önemli değildir ama çözümü için çok para gerekmeyen bu sorunlar, kent gündeminde çok fazla yer bulmaz. İnanıyorum ki bir gün, kentsel yaşamın niteliği yatırımların parasal karşılığı yerine insana verilen önemle ölçülecek ve “gerçek güzelliği içinde saklayan ayrıntılar” sohbet konularımızın arasında hak ettiği yeri alacaktır.

Related Images:


Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir cevap yazın