Partinin önde gelen isimlerinin katılacağı bu “Danışma Meclisi”nde herkes eteğindeki taşı dökecekti.
Bir yılı aşkın süredir işbaşında bulunan il yöneticilerinin, yaptıkları ve yapacakları masaya yatırılacak, adeta hesap sorulacaktı.
Belki de il danışma meclisi, “il dövüşme meclisi” haline gelecekti.
Ama… Buna geçit verilmedi.
Çünkü…
Parti kulislerinde Genel Sekreter Önder Sav’ın, İl Başkanı Selçuk Ayhan’a “Böyle bir ortamda, bize haber vermeden nasıl danışma meclisi toplarsın?” diyerek fırça attığı ve bu nedenle toplantının ertelendiği konuşuluyor.
Ancak…
İl başkanın erteleme için parti örgütünün çoğunluğunun oruç tutmasını ve camiye gitmesini bahane göstermesini partililerin çoğu yadırgadı. İnandırıcı bulmadı.
Nitekim bu “sudan bahane”, partililerin “Anlaşılan Selçuk Ayhan, bugünlerde koalisyon ortağı AKP’liler çok içli dışlı galiba” şeklinde yorum yapmalarına neden oldu.
Eeee, boşuna dememişler ya “Körle yatan şaşı kalkar”, ya da “Üzüm üzüme baka baka kararır” diye..
***
SÖZ, CHP’den açılmışken devam edelim isterseniz.
AKP’liler, “Baykal’ı İzmir’de emekli edeceğiz” diyor.
Büyükşehir Belediyesi’nin icraatlarına sürekli muhalefet ediyor.
Meclis kararlarının iptali için davalar açıyor.
Her türlü engeli çıkarıyorlar.
Diğer yandan da CHP, merkezi iktidarın icraatlarına muhalefet ediyor, karşı çıkıyor.
Ama…İzmir İl Genel Meclisi’nde AKP-CHP koalisyonu “Hizmet” uğruna zoraki sürdürülüyor.
Genel Merkez yöneticileri bu ucubeliklere ne diyor?Bilmiyorum. Ama…Bildiğim bir şey var. O da, CHP İl Başkanı’nın “beyin takımı” olarak lanse ettiği bazı isimlerin Radikal Gazetesi’nde uzun süredir bu parti ile ilgili olarak neler yazdığıdır.
***
SHP’de boşa geçen günler
DAHA önce de yazmıştık, “SHP, İzmir’de bir türlü dikiş tutturamadı” diye.
Maalesef bizi haklı çıkardılar.
SHP İl Başkanı Mustafa Korkmaz’ın beş ay önce görevden alınmasından sonra üçüncü il başkanı şu anda görev yapıyor. Partiyi, toparlaması için iş başına getirilen Cevdet Tümtürk de “pes etmiş” olacak ki; “Yeniden aday olmayacağım” diyor.
Korkmaz, tekrar il başkanı olmak ve itibarının iade edilmesini istiyor.
Korkmaz geri dönebilir.
Peki dışa dönük politika yapmadan, boşa geçen günleri ve ayları geri getirmek mümkün mü?
Bu nedenle SHP’de sökülen dikişleri geri tutturmak çok zor olacak. Çoook.
***
Ünver’in eğilim belirleme yöntemi
DAHA önce yer verdiğimiz Ertan Ünver’in “siyasi eğilim” yoklaması büyük yankı buldu. Ünver, çalışmanın yönetemiyle ilgili şu açıklamayı yaptı:
“Çalışmamızın sağlaması seçimden seçime olur. Bizim yaptığımız iş şu anda 43 milyon 800 bin Türkiye seçmeninin gelişen olaylardan etkilenerek oluşturduğu siyasal eğilim puanlarını hesaplamaktır. Bu sosyolog, araştırmacı Alfred Adler yöntemidir. Bugünkü anketlerdeki oranların oy olmayacağının en büyük kanıtı önümüzde yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimidir. O seçimdeki tüm gelişmeler seçmen zihnini şöyle veya böyle alabora edecektir. Onun için ‘bugün seçim olsa’ diye bir anket yapıp, oy oranlarını açıklamak korkunç bir sosyoloji yanlışlığıdır. Tüm şirketler (Tarhan Erdem’in başında olduğu KONDA yalnız trend, eğilim araştırması yapar) ‘Bugün seçim olsa oyunuzu kime verirsiniz?’ diye anket yaparlar ve oy oranlarını söylerler. Kararsızları bile açıklarlar. Oysa ortada oy yok, eğilim vardır. Eğilimde kararsızlık olmaz. Onun için bizim araştırmalarımız tüm seçmenin zihni eğiliminin partilere göre dağılımını söyler.”
***
Dilimize sahip çıkalım
İKİ hafta önce bu sütunda “İşyerlerine Türkçe isim koyma zorunluluğu getirilsin. İşyerinin adı Türkçe olmayana ruhsat verilmesin” şeklindeki önerimiz Konak Belediye Meclisi’nde yankı buldu.
Türkçe Günleri’ne destek veren Konak Belediye Başkanı Muzaffer Tunçağ, öneriyi meclis toplantısında gündeme getirdi.
Önümüzdeki günlerde bu konuda bir çalışma yapılmasını istedi.
Haydi hayırlısı.
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.