Acıların üzerine umutla bir gelecek kurmak

İsrail’in Lübnan’a bombalar yağdırmaya başladığını duyduğumuz gün, biz Bosna Hersek’te 11 yıl önce 9 bin erkeğin çocuk yaşlı demeden katledildiği Srebrenitsa’daki anma töreninden Saraybosna’ya doğru yol alıyorduk. 550 cesedin, kimliğine kavuşup, mezarlarına yerleştiriliş töreninin ardından grubumuzdaki herkes savaşa lanetler yağdırıyordu.

Çok kısa bir süre önce tüm dünyanın bir savaş filmi izlercesine, neredeyse patlamış mısırlarını yiyerek seyrettiği Bosna’da, acıların üzeri sessizlikle örtülmüş şimdilerde.

Savaş sırasında 75 bin insanın yaralandığı, 1600’ü çocuk 11 bin sivilin öldürüldüğü söylenen Bosna Hersek’te, çoğu sıvalarla kapatılmaya çalışılsa da binalardaki mermi izleri savaşın acı hatıralarını yaşatıyor. Ancak insanlar öylesine güçlü ki, giyimleriyle, balkonlardan fışkıran rengarenk petunya ve sardunyalarla, tertemiz modern sokaklarıyla yaşama dört elle sarılmışlar.

Bosna Hersek Kültür Dernekleri Federasyonu Başkanı ve aynı zamanda Bosna Hersek’in dünyadaki tek fahri konsolosu olan ama iki ülke halkının ilişkilerini güçlendirmek için bir devlet adamı gibi, bir nefer gibi çalışan Ahmet Kemal Baysak’ın düzenlediği geziyle Bosna Hersek’i görme olanağı bulduk geçtiğimiz hafta.

Baysak’la Karşıyaka Belediye Başkanlığı döneminden bu yana çalıştığımız için, onun duyduğu sevgiyi gördükçe Bosna Hersek’e ilişkin bir sempati oluşmuştu bende de. Ancak benim “sempati” diye tanımladığım duygularımın karşılığı Bosna Hersek’te yaşayanlar için “sevgi, bağlılık” düzeyinde. Özellikle yaşanan savaş sırasında Türkiye’den gördükleri desteği unutmuyor ve geçmişten gelen güçlü bağlarımızı, sevgilerini yeni nesillere de aktarıyorlar.

İşsizliğin yüzde 40 dolaylarında olduğu Bosna Hersek’te Cumhurbaşkanı Süleyman Tihiç de, Saraybosna Kantonu Ekonomi Odası Başkanı Kemal Grebo da, savaş sırasında yeşil berelilerin komutanlarından NTV Hayat Televizyonu sahibi Emin Svrakiç de aynı şeyi söylüyorlar sözbirliği etmişçesine:

“Türkiye’den savaş zamanında gördüğümüz yardımı, desteği şimdi de görmek istiyoruz. İstihdam yaratmamız için doğrudan yatırım yapılması şart.”

Türkiye’den Bosna Hersek’e iş adamları sık sık gelip gidiyor. Ancak Bosna Hersek’teki yetkililer ekonomik işbirliğinin kardeşlik ilişkilerimiz kadar güçlü olmadığının altını ısrarla çiziyorlar.

Saraybosna’da göreve yeni başlayan Büyükelçi Bülent Tulun, iş adamları için bürokrasinin ciddi anlamda sıkıntı yarattığına değiniyor. Bir de bizim ülkemizdeki büyük holdinglerin Bosna Hersek’i “küçük bir pazar” olarak gördüklerini ve bu yüzden yatırıma yönelmediklerini belirtiyor. “Oysa buranın çok önemli avantajları olabilir. Doğrudan yatırım Bosna Hersek için çok önemli. Paşabahçe Tuzla’da yatırım yapmış. 900 işçi istihdam edilecek. Ancak faaliyete geçmesi için sorunların giderilmesi gerekiyor” diyor.

Bosna Hersek’e gittiğimiz ilk gün tanıştığımız Büyükelçimiz Tulun’un sıcak ifadeleri daha ilk günden bizim de bu ülkeye bağlılığımızı arttırıyor:

“Aslı buradan olanların sayısı, burada yaşayanların sayısından fazladır. 5.5 aydır buradayım. Kendimi evimde gibi hissediyorum. Türkiye’de çok az yerde, bir karede bu kadar Osmanlı eserini bir arada görebilirsiniz.”

Gerçekten de biraz Bursa, biraz Karadeniz, biraz Edirne karışımı bir ülke Bosna Hersek.

Doğanın coşkun akan ırmaklarıyla, yeşilliğiyle cömert davrandığı bu cennet ülkede sular durulur mu bilinmez. Bilge Adam da denen ve ülkenin çok sevilen Cumhurbaşkanı Aliya İzzetbegoviç’in mezarı başında tanıştığımız Avrupa Birliği Polis Gücü’nde görevli Türk polis memurunun söyledikleri nedense bizi şaşırtmıyor :

“Burada halkın yapısı sakin. İki yıl görev yaptığım Kosova da böyleydi. İki günde her şey tersine döndü. Bir anda her şey olabilir.”

Related Images:


Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir cevap yazın