Esnaf ve tüccar temsilcileri, “Öldük, bittik, mahvolduk” diyor.
Pazarda satış yapanlar ise “Biz de esnafız, biz de oda üyesiyiz. Başkanlar bizim de hakkımızı korusun” diyor ve ekliyor:
“Bizim aynı zamanda işyerimiz var. Orada 20 YTL’ye sattığımız bir ürünü, burada 5 YTL’ye satıyoruz. Çünkü dükkan kirası, elektrik, su ve telefon parası vermiyoruz. Adam çalıştırmıyoruz. Dolayısıyla maliyet düşüyor. Halka daha ucuza satış yapıyoruz.”
Evet, “Daha ucuza satış yapıyoruz” diyorlar.
Peki ucuz malı kim alır?
Parası olan mı, olmayan mı?
Tabii ki ekonomik durumu iyi olmayan, gelir düzeyi düşük olan kesim alır.
Türkçesi; çoğunluğu işçi, işsiz, memur, emekli gibi dar gelirli insanlar ucuz malın satıldığı yerlerden alış veriş yapmaya çalışır.
Siz hiç bu kesimin lüks mağazalardan, Vakko’dan veya Beymen’den alışveriş yaptığını gördünüz mü?
İstisnalar kaideyi bozmaz. Belki tek tük çıkabilir.
Ama çoğunlukla bu kesime mensup insanların alış veriş yaptığı yerlerin başında, ucuz mal satan mağazalar veya halk pazarları gelir.
Günlerdir kıyamet koparılan ve adına “Sosyete pazarı” denilen alışveriş yerleri, aslında bildiğimiz halk pazarından başka bir yer değil.
Oysa sosyete, TDK sözlüğünde şöyle tanımlanıyor: “Bir toplulukta gelir düzeyi yüksek ve kendilerine özgü yaşama biçimi olan kesim.”
Şimdi bu adına sosyete pazarı denilen yerlere gidenlerin yüzde kaçının gelir düzeyi yüksek…
Doğru dürüst karnını doyuramadığı için ucuz mal satılan bu yerleri tercih ediyorlar. Aynı şekilde insanların bitpazarlarına rağbet etmesinin nedeni sizce ne olabilir?
Nitekim son verilere göre ülkemizde yoksulluk sınırı 1.5 milyar, açlık sınırı ise 900 milyon lira düzeyine kadar çıkmış durumda.
Bu durumda binlerce işçi, memur ve emeklinin çoğu yoksulluk, hatta açlık sınırında yaşadığını söylemeye sanırım gerek yok…
Bu insanlar eğer pazardan değil de lüks mağazalardan alış veriş yapmaya kalksa hepsi aç kalır, aç…
***
Dün kayıt dışı ekonomiyle gerektiği gibi mücadele vermedikleri için “Gerekirse vali, defterdar ve belediye yetkilileri hakkında görevlerini ihmal ettikleri gerekçesiyle suç duyurusunda bulunuruz” diyenler bugün “Olay henüz daha o boyutlara varmadı. Ama gerektiği zaman elbet onu da yapacağız” şeklinde açıklama yaptıklarını duyuyoruz.
Hani kayıt dışı ekonomi çığ gibi büyüyordu?
Hani, yetkililer görevlerini ihmal ediyordu?
Ne oldu?
Daha ne bekliyorsunuz?
Hem sosyete pazarı veya pazaryerlerinde satış yapanların fiş veya fatura vermediğinden yakınacaksınız, hem de “Olay henüz daha o boyutlara varmadı” diyeceksiniz.
Olmadı şimdi…
Eğer, “Biz kenti yönetenlerle iyi geçinmek zorundayız. Her zaman valiye, belediye başkanına ve defterdara işimiz düşüyor. Bu yüzden onlarla kötü olmak istemiyoruz. Ama bu arada esnafa ve tüccara da şirin gözükmek zorundayız” diyorsanız, o zaman başka…
***
PAZAR yerlerinde kayıt dışı satış yapıldığını söyleyenler başta olmak üzere fiş veya fatura kesmeyenlerin sadece pazar yerlerinde olmadığını herkes biliyor.
Kemeraltı, Alsancak veya başka yerde işyeri bulunan kimi esnaf alış veriş yapan müşterisine “fiş veya fatura alırsanız fiyatı şu kadar, almazsanız bu kadar” demiyor mu?
Fiş veya fatura istediğiniz zaman yüzünüze ters ters bakıp “lütfen” kesmiyor mu?
Acaba, suç duyurusunda bulunmak istemeyenler, işin ucunun, başka yerlere dokunacağı için mi “Olay henüz o boyutlara varmadı” diyor?
Kimbilir…
Neyse konuştuğu zaman mangalda kül bırakmayan insanları çok iyi anlıyorum. Çook..
***
Bükemediğin eli öpeceksin!
TARİHİ Kemeraltı Esnaf Derneği Başkanı Necati Ortabaş, “Karşıyaka Belediye Başkanı Cevat Durak, Karşıyaka’daki pazarlardan tekstili ve parfümeriyi kaldırsın, tüm medyanın önünde elini öperim” demiş. Eee, boşuna “Bükemediğin eli öpeceksin” dememişler.
***
Politikacı ve uçuruma düşen eşekler
POLİTİKACININ biri Anadolu’da bir köye gidiyor.
Yolu oldukça viraj ve uçurum olan köy yolunda araçla devam edemeyen politikacı, yaya yürümek zorunda kalıyor.
Bu sırada kılavuzluk yapan köylü politikacıyı uyarıyor:
-Aman beyim bu yol uçurumdur, dikkat edesin. Çünkü çok eşek düştü
bu uçurumlu yollarda!..
***
Kaya’dan parti değiştirenlere taş
ANAVATAN Bornova İlçe Başkanlığı’na getirilen eski milletvekili İlhan Kaya’nın ilçe başkanı olduğunu yazmıştık.
Yeni yönetimini oluşturmak için çalıştığını belirten Kaya, bakın sık sık parti değiştirenler için ne diyor:
“Ben siyasette ilkeli olmanın erdemine inananlardanım. Parti güçlü iken partide olmaya, güç kaybedince terketmeye karşıyım. ANAVATAN’da iken bana başta AKP olmak üzere diğer siyasi partilerden davet geldi, ancak ben hiç birini kabul etmedim. Sabrettim ve ANAVATAN’ın tekrar eski gücüne kavuşacağına inandığım için başka arkadaşlarım gibi partiyi terk etmedim.”
***
ÖZLÜ SÖZ
Düşünür; yeniden düşünen ve şimdiye kadar üzerinde düşünülmüş şeylerin asla yeterince düşünülmemiş olduğu kanısına varan kimsedir. Paul Valery
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.