İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) Medical Point Hastanesi Hematoloji Uzmanı Prof. Dr. Füsun Gediz, herkesi kök hücre bağışçısı olmaya çağırdı. Prof. Dr. Gediz, “Şu an, sizin kök hücrenizle hayata tutunabilme ihtimali olan bir hasta sizi bekliyor olabilir. Herkesi bu tarifsiz iyiliğe davet ediyorum” dedi.
Prof. Dr. Füsun Gediz, 84 milyonluk nüfusa sahip Türkiye’de Türkiye Kök Hücre Koordinasyon Merkezine (TÜRKÖK) kayıtlı yaklaşık 1 milyon gönüllü donör olduğunu belirtti. Prof. Dr. Gediz, “Genç nüfusun daha yoğun olduğu ülkemizde, bu rakam beklenenin çok altındadır. Donör adayı olabilecek tüm bireylere, bir hastanın hayata tutunma umudu olabileceklerini hatırlatmak isterim” diye konuştu.
Prof. Dr. Füsun Gediz, kemik iliği nakli olarak bilinen tedavinin, aslında günümüzde de yaygın olarak kullanılan adıyla hematopoetik kök hücre nakli olduğunu söyledi. Kök hücrelerin belli hücrelere dönüşebilen ve kendini yenileme yeteneği olan hücreler olduğunu, başta lösemi olmak üzere birçok hematolojik ve hematolojik olmayan hastalıkta ve kemik iliği yetmezliğine yol açan durumlarda uygulandğını anlatan Prof. Dr. Gediz, şu bilgileri paylaştı:
“Kök hücre nakli için ‘HLA’ olarak adlandırılan doku grubu antijenlerinin uyumuna bakılır. Nakil planlanan bir hasta için öncelikle kişinin kardeşleri HLA uyumu açısından taranır. Aile içi donör bulunamaz ise akraba olmayan kişiler arasında donör taraması yapılır. Eşleşme olması durumunda vericiye ulaşılarak kısa bir sürede vericinin tetkikleri ve doku duyumu kontrol edilerek işlem hazırlığına başlanır. Yapılan işlem dolaşımdaki kök hücrenin damar yolu aferez cihazı vücuttan ayrıştırılarak toplanması işlemidir. Elde edilen kök hücre yine damar yolu ile alıcıya verilir.”
Bağışçı olacak kişiler duyarlı davranmalı
18-50 yaş aralığındaki kan bağışı yapabilen sağlıklı kişilerin, kök hücre bağışçısı da olabildiğini belirten Prof. Dr. Füsun Gediz, bunun tümüyle gönüllülük esasına dayandığını anlattı. Gönüllülerin Kızılay kan merkezlerine vereceği üç tüp kan ile bağışçı olmaya engel bir durumları olup olmadığının araştırıldığını, engel bir durum yoksa sağlıklı bireylerden alınan bu örneklerde doku tipinin belirlendiğini kaydeden Prof. Dr. Gediz, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sonuçlar TÜRKÖK Doku Tiplendirme Laboratuvarı’na ve Kemik İliği Bankası’na aktarılır. Ne yazık ki tüm bu işlemlerden sonra gönüllü kök hücre bağışçısı bilgilendirme ve onay formunu doldurup imzalayarak resmi olarak bağışçı olan gönüllüler, işlem aşamasına geldiğinde kök hücre vermekten vazgeçebilmektedir. Bu, tedavi için bekleyen hastalarda büyük bir hayal kırıklığına ve bazen telafisi mümkün olmayan durumlara yol açmaktadır. Bağışçı olacak kişilerin, bu konuda daha duyarlı davranması gerekmektedir. Özellikle verici olma aşamasında gerekli bilgilendirmenin yapılması ve donörün bilinçlendirilmesinin, vericinin sorularına aydınlatıcı cevap verilmesinin bu olayların önlenmesine katkıda bulunabileceğini düşünüyorum.”