Nâzım Hikmet’in Kara Kuvvet şiiri…

Nâzım Hikmet’in “Kara Kuvvet” şiirini [1] kaçımız anımsar acaba? İçeriğiyle günümüze de seslenen bu şiirin ilginç bir öyküsü ve yayın serüveni vardır. “Kara Kuvvet” ilk kez İzmir’de çıkan Türk Gençleri dergisinin üçüncü sayısında (1 Eylül 1923), Kemalettin Kamu’nun “Zafer” şiiriyle birlikte aynı sayfada basılır.[2] Bu, Nazım’ın İzmir’de yayınlanan ilk şiiridir de!.. Beş yıl sonra da Fikirler dergisinin 26. sayısında (15 Eylül 1928, s.3) “Gözleri Siyah Kadın” şiiri yayınlanacaktır.[3]

1923 yılında Moskova’da olduğunu bildiğimiz Nazım Hikmet’in, İzmir’de “Türk Ocaklarının ve Genç Birliklerinin gâyesini takip eder” ilkesiyle yayımlanan milliyetçi bir dergide çıkan şiiri için, ister istemez, “Burada ne arıyor?” diye sorabiliriz / sorabilirsiniz… Ancak, “Kara Kuvvet”in yazılış ve yayın sürecini, Nazım’ın yaşam öyküsünde araştırınca bu şiir için ilginç bilgilerle karşılaşırız…

Kuvâ-yi Milliyye’yi desteklemek için İstanbul’dan çıkıp Ocak 1921’de Ankara’ya ulaşan Nâzım Hikmet ile Vâlâ Nureddin’i, Mayıs 1921’de, öğretmen olarak görevlendirildikleri Bolu’da görürüz.[4] Ağustos 1921’e değin Bolu’da çalışan iki arkadaş, giyim kuşamlarından düşüncelerine, davranışlarına, Ramazan ayındaki (9 Mayıs-7 Haziran 1921) dinsel görevlerini yerine getirmedikleri için çevrenin eleştirileriyle, yoğun baskısıyla karşılaşırlar. Kendilerine yakın buldukları arkadaşlarla günlerini geçirseler de bağnazlığın etkisiyle büyük bir huzursuzluk yaşarlar, bunalırlar.

Bolu günlerini, “Bu Dünyadan Nâzım Geçti”de ayrıntısıyla anlatan Vâlâ Nureddin, “Kara Kuvvet” şiirini Nâzım’ın Bolu’da yazdığını söyler.[5] Kimi kaynaklar, “Kara Kuvvet”in yazılışı için 1919 yılını verirken[6] Ekber Babayev ise şiirin Ankara’da yazıldığını belirtir.[7]

Bolu’da, o sıkıntılı günlerde, Türk Ocağı şubesinin açılışı yapılır. Kuvâ-yi Milliye’ye inanan öğretmenlerin, gençlerin toplandığı bu açılışta, Nâzım, “Kırk Harâmilerin Esiri” şiirini okur.[8] Bolu’da yaşanan sıkıntılar, iki arkadaşı yeniden Ankara’ya yönlendirir.

Ankara’da Sovyetler’e duyulan sempati yanında İnebolu’da ve Ankara’da, Matbuat Umum Müdürü Muhittin Birgen’in evinde tanıştığı, Almanya’dan gelen, kendilerini “Spartakistler” olarak adlandıran Türk gençleriyle görüşmeleri, Nâzım ile Vâlâ’nın, Moskova’ya gitme, Doğu Emekçileri Komünist Üniversitesi’nde (KUTV) okuma isteğini tetikler. Sonuçta, iki genç sanatçı, Ekim 1921’de Batum’dadırlar.

Batum, Tiflis ve sonra Moskova. Ocak 1922’de, Moskova’da hem dil öğrenme hem KUTV’da hazırlık sınıfında, öğrenim günleri, Ekim 1924’e değin sürer ve Nâzım Türkiye’ye döner. Aralık 1924’de, Türkiye Komünist Partisi üyesi olarak İstanbul’dadır. 1925 yılı başında İstanbul’da, Türkiye Sosyalist İşçi Köylü Partisi’nin yayın organları “Aydınlık” ile “Orak-Çekiç”te çalışmaya başlayacaktır.

Buraya değin yazdıklarımızın amacı, İstanbul’a dönmeden önce, Nâzım Hikmet’in Ankara, Bolu, Moskova’daki şiir yolculuğunu anımsatıp 1921-1924 döneminde, Türkiye’de yayınlanan / yayınlanmayan şiirlerine dikkati çekmek. Nâzım’ın, Moskova’ya gitmeden önce, Ankara’da, Yunus Nadi’nin çıkardığı Anadolu’da Yeni Gün gazetesinde, üç şiirinin, 4 Mart 1921’de, “Vasiyet” , 16 Mart 1921’de “16 Mart”, 21 Mart 1921’de ise, “Ağa Camii” şiirlerinin çıktığını biliyoruz.[9]

Bu süreçte, Nazım’ın yazdığı, yayın-lat-a-madığı, defterlerinde olan epey şiirinin olması da çok doğal. Örneğin “Kara Kuvveti” ve başka şiirlerini arkadaş toplantılarında okuyor. Moskova’ya trenle giderken yollarda, istasyonlarda aç insanların ekmek için yolculara saldırmaları, Nâzım’ı çok etkiler: “Açların Gözbebekleri”, “Gövdemdeki Kurt”, “Makinalaşmak” vb. bugünlerin ürünü şiirleri, “Güneşi İçenlerin Türküsü” (1928) ile “835 Satır”da (1929) yer alırlar.

Sovyetler Birliği’ne gittikten sonra, “Kara Kuvvet”in yayınına bakarak, Nâzım’ın, Moskova’dan, Türkiye’ye, yayınlanmak üzere, hangi dergilere, hangi şiirlerini gönderdiğini biliyor muyuz? Evet, biliyoruz! Ankara’da yayımlanan, Türkiye Halk İştirâkiyyûn Fırkası’nın yayın organı Yeni Hayat (Mart-Eylül 1922) dergisinde, Moskova’dan gönderdiği iki şiiri, Moskova-Nâzım Hikmet notuyla yayınlanıyor: Nâzım Hikmet’in, haftalık yayımlanan Yeni Hayat’ta çıkan ilk şiiri, “Müşterek Zahmet” adını taşıyor.[10] Bu derginin, 21. sayısında (29 Eylül 1922) yayınlanan ikinci şiiri ise, “Gözlerimiz”dir.[11] “Gözlerimiz” şiirinin sonunda da “Bu şiir fütürist tabir edilen edebî üslup üzere yazılarak sırf gazetemiz nâmına gönderilen kıymettar telâkki ettiğimiz bir yazıdır. Gelecek nüshalarımızda karilerimiz bu tarz-ı cedid üzere şiirlere çok çok müsadif olacaklardır” notu vardır.

Moskova’da şiirle, ekonomiyle, tiyatroyla, sinemayla, sanatla içiçe geçen günlerde, Mayakovski’yi ve yeni şiiri tanıyıp şiiri hızla değişen Nâzım’ın, Ankara’daki Yeni Hayat’tan sonra, Türkiye’de / İstanbul’da, Aydınlık dergisinin Nisan 1923 sayısında, N.H. kısaltmasıyla, “Yeni Sanat” ve “Grev” şiirlerini yayınlatır.

Şimdilik, elimizdeki bu bilgilere göre, Nâzım Hikmet’in “Kara Kuvvet” şiirinin, ilk kez, İzmir’de, Türk Gençleri Mecmûası’nda yayınlandığını söyleyebiliriz. Peki, bu şiiri, dergiye Nâzım mı yoksa bir arkadaşı mı gönderdi? Çünkü Türk Gençleri Mecmûası’nda, şiirle ilgili ilginç bir not da var:

“Üstâd İsmâil Zühdü Beğ tarafından bestelenmişdir. Notası mecmûamızla neşr edilecekdir.”

Bestesi nasıl acaba? Notalar nerede? Evet, Nâzım umulmadık anlarda karşımıza çıkıyor… Çıkmaya da devam edecek![12]

“Kara Kuvvet

Asırlardan beri bu memleketin
En sade, en temiz gönüllerine,
Göklerin ezelî nûru yerine
Zulmeti siniyor kara kuvvetin.

Asırlardan beri bu kara kuvvet;
Bir yara ki rûhumuzda yanıyor;
Susuz bir kurt gibi homurdanıyor;
Bir nûra koşarsa eğer memleket.

Bu kara kuvvetin kara elleri
Böyle sarılırken boğazımıza;
Gönlümüzde biz bu hırsıza
Hâlâ veriyoruz kudsî bir yeri,

Nankör îmânlı gönüller bütün;
Şükrânla secdeye varmazsa eğer;
Gençliğin nûrunu çalan bu eller…
Hırsız eli gibi kesildiği gün.

Nâzım Hikmet



***

EKLER

EK-1: Kemaleddin Kâmî, “Zafer”, [Şiir], Türk Gençleri Mecmûası, sayı:3, 1 Eylül 1923, s. 37:

“Millet; milletin rûh-ı san’atı, mûsikisi, edebiyatı ve bütün bedîiyyâtı kudsî cidâlin ilâhî terânelerini müebbed vatan aşkının vahdetleriyle dâimâ terennüm etmelidir.”

Gâzi Mustafa Kemal

Zafer

Anneler, dindiriniz gönlünüzün yasını,
Düşman kanıyla sildik palamızın pasını
Yeniden çizmek için vatan haritasını,
Kandan ve kıyâmetden bir sahneye çevirdik,
Gökleri çatırdayan bir vatan parçasını.

Anneler, ağlamayın dönmeyenlerimize,
Vatan katillerini getirdik işte dize…
Dumlupınar üstünden yol ararken denize,
Çökdü savletimizden [saldırımızdan] düşmanla dolu dağlar,
Gökler genişleyerek Akdeniz geldi bize!..

Biz taze kanlarını hürriyetine katan
Bir nesiliz, ülkemizde biziz yegâne sultân,
Tanyeri nûr alıyor muzaffer alnımızdan!..
Karşımıza çıkmayın Akdeniz dalgaları,
Yolumuzu bekliyor yek-pâre ana vatan!

Kemaleddin Kâmî



* “Zafer”in sonraki yayınlarında, kimi sözcüklerin değiştirildiği görülüyor. E.S.

***

EK-2: N. Hikmet, Tüm Eserleri-1- İlk Şiirler – 835 Satır – Sesini Kaybeden Şehir, Haz.:Şerif Hulusi-Asım Bezirci, İstanbul, Cem Yayınevi, 1977, s.150:

Kara Kuvvet

* Asırlar vardır ki, bu memleketin,
En sade, en temiz gönüllerine,
Göklerin ezelî nuru yerine,
Zulmeti siniyor kara kuvvetin.

Asırlardan beri bu kara kuvvet,
Bir yara ki ruhumuzda kanıyor,
Susuz bir kurt gibi homurdanıyor,
Bir nura koşarsa eğer memleket.

Bu kara kuvvetin kara elleri,
Böyle sarılırken boğazımıza,
Gönüllerimizde biz bu hırsıza,
* Hâlâ veriyoruz en kutsî yeri.

Nankördür imanlı gönüller bütün,
Şükranla secdeye varmazsa eğer,
Gençliğin nurunu çalan bu eller,
Hırsız eli gibi kesildiği gün!

Nazım Hikmet



Asım Bezirci, N. Hikmet, Tüm Eserleri-1-‘de, “Kara Kuvvet” şiiri üstüne şu bilgileri verir:

“1921’de öğretmen olarak Bolu’da bulunduğu sıralarda orada karşılaştığı din yobazlarını yermek üzere Nâzım Hikmet’in yazdığı bu şiir için bkz: Vâlâ Nurettin, Bu Dünyadan Nâzım Geçti, S. 122, 123. Her halde Yeni Hayat dergisinde yayımlanmış olan bu şiir, İsmail Habip, Türk Teceddüt Edebiyatı, İstanbul, 1340-1924. S. 670’de de vardır.

Rusça çeviri: D. Kirsanov: N. Hikmet, Seçme Şiirler, Moskova 1951, S. 18 (sonundaki 1920 tarihi yanlıştır). [ŞH]. EB (S. 42) ile DY (S. 25), BY (I, S. 19), ŞN (S. 46) ve BY (V, S. 15) basımlarının altında 1919 tarihi vardır. KS (S. 154) basımında bildirildiğine göre, şiiri müzik öğretmeni İsmail Zühtü bestelemiştir. Şiirin bulunduğu öbür yayınlar: ZS (S. 24-25), AB (S. 210-211), KG (S. 90), NH (S. 59-60) ve Kemal Sülker, Nâzım Hikmet’in Gerçek Yaşamı, I, 1976, S. 152. [AB].”


* Şiirin, kimi sözcüklerinin, dizelerinin farklı olduğunu görüyoruz. E.S.

***

DİPNOTLAR:

[1] Nâzım Hikmet; “Kara Kuvvet”, [Şiir], Türk Gençleri Mecmûası, sayı:3, 1 Eylül 1923, s. 37.
Bkz. Efdal Sevinçli, İzmir Basın Tarihi /Gazeteler, Dergiler, İzmir, İBB Kent Kitaplığı Yayını, 2019,ss. 214-216.

[2] Kemaleddin Kâmî, “Zafer”, [Şiir], Türk Gençleri Mecmûası, sayı:3, 1 Eylül 1923, s. 37.[Bkz. Ek-1-]

[3] Efdal Sevinçli, “Nâzım Hikmet İzmir’de”, Cumhuriyet Ege, 9 Ocak 2009, s.4:
“Gözleri Siyah Kadın – Nâzım Kâmil’e – Gözleri siyah kadın o kadar güzelsin ki; / Dişlerimle kanatıp bembeyaz gerdanını / O teninin üstüne yayılan al kanını / Etrafları çürüyen gözlerime sürseydim ; / Çıldıran âsâbımı bu renkle öldürseydim ; / Gözleri siyah kadın o kadar güzelsin ki.. / *** Gözleri siyah kadın o kadar güzelsin ki; / Çok sevdiğim başına yemin ediyorum ben / Koyu bir çiçek gibi gözlerin kapanırken / Bir dakika göğsünün üstünde olsa yerim, / Ömrümü bir yudumda ellerinden içerim ; / Gözleri siyah kadın o kadar güzelsin ki.. / N. Hikmet

Evet! Görünüşte uyağa yaslanan, tek bir sesin egemenliğinde acemi bir şiir bu… Kolayca anlıyoruz… Ancak bu şiirin yayımlandığı günlerde, Nazım’ın çok sıkıntılı olduğunu da biliyoruz… 1928 Temmuz’unda, pasaportsuz olarak Hopa’dan Türkiye’ye giriş yapan ozanımız, 23 Aralık 1928’e değin Hopa, Istanbul, Ankara üçgeninde tutukluluğu tanımaktadır… İşte, “on beş günde bir çıkar ilim ve san’at mecmuası” Fikirler’de, Nazım’ın bir şiirinin yayımlanması dikkat çekici… Vâlâ Nureddin ile Ekber Babayev’in yapıtlarında, ikinci bölümleri alıntılanan Gözleri Siyah Kadın’ın ilk sevgililerinden Sabiha Hanım için yazıldığı belirtilse de ben şiirin (varsa!) ilk yayımlandığı yeri bulamadım… Sevgili Asım Bezirci ağabey, bu şiirden söz etmiyor… Kerim Sadi’de, Aydın Aydemir’de de yok… Acaba, gerçekten şiirin ilk yayımlanışı Fikirler mi? Şiirini adadığı Nâzım Kâmil kim? Yine, Fikirler’de izlenen düşünsel çizginin, Nazım’ın düşüncelerine yakın olduğunu gözlemlediğimizi söyleyebiliriz.. Rus edebiyatını tanıtan, Gorki, Tolstoy çevirileri, dergide hemen göze çarpıyor… Acaba, N. Hikmet, İzmir’de bulunduğu aylarda ve daha sonra, İzmir gazete ve dergilerine şiirler (?) gönderdi mi? Yayımlandı mı? Bu şiir, bu sayıda niçin yayımlandı? Fikirler kadrosundan kimler Nazım’ı tanıyor?

[4] Vâlâ Nureddin, Bu Dünyadan Nâzım Geçti, İstanbul, Remzi Kitabevi, 1965,ss.57-122.
Memet Fuat, Nâzım Hikmet / Yaşamı, Ruhsal Yapısı, Davaları, Tartışmaları, Dünya Görüşü, Şiirinin Gelişmeleri, İstanbul, Adam yayınları, 2000, ss.28-42.
A’dan Z’ye Nâzım Hikmet, Haz.: Memet Fuat, İstanbul, YKY, 2007, 339-341.

[5] Vâlâ Nureddin, Bu Dünyadan Nâzım Geçti, ss.95-139. .[Bkz. Ek-2-]
Memet Fuat, Nâzım Hikmet / Yaşamı?.., ss.39-40.

[6] Nâzım Hikmet, Bütün Eserleri-I-, Ankara, Dost Yayınları, 1968, s.25.
Afşar Timuçin, Nazım Hikmet’in Şiiri, İstanbul, Kavram Yayınları, 1978, s.24.

[7] Ekber Babayev, “Kara Kuvvet” şiirini, “Ulusal Kurtuluş hareketinin başlangıç evresinde bu feodal ve dinci çevrelerin” tutucu kimliklerini yansıtan “sarıklılar”a karşı, Ankara’da yazdığını vurgular. Bkz.: Ekber Babayev, Yaşamı ve Yapıtlarıyla Nâzım Hikmet, Türkçesi: Ataol Behramoğlu, İstanbul, Cem Yayınevi, 1976,ss.59-60.

[8] Memet Fuat, Nâzım Hikmet / Yaşamı?.., , s.37.

[9] Mustafa Kara, “Tasavvufî Şiirin Gücü: Nazım Hikmet, Sabahattin Ali, Samih Rifat, Hasan Ali Yücel Tekke Şâiri midir?”, Uludağ Ün. İlâhiyat Fakültesi, sayı: 9, c. 9, 2000, ss.1-25. [http://dergipark.gov.tr/download/article-file/143987]

[10] Nâzım Hikmet, “Müşterek Zahmet”,Yeni Hayat, sayı:18, 5 Ağustos 1922. Bkz: THİF Yayın Organı Yeni Hayat / Mart-Eylül 1922, Derleyen: Hamit Erdem, İstanbul, Sosyal Tarih Yayınları, 2017, ss.385-386.

[11] Nâzım Hikmet, “Gözlerimiz”, Yeni Hayat, sayı:21, 29 Eylül 1922. Bkz: THİF Yayın Organı Yeni Hayat / Mart-Eylül 1922, ss.463-466.

[12] Efdal Sevinçli, “Nâzım Hikmet İzmir’de”, Cumhuriyet Ege, 9 Ocak 2009, s.4.

Related Images:


Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir cevap yazın