Edfu Tapınağı: Tapınağı anlatmadan önce size burası ile ilgili anımı anlatmak istiyorum: Edfu tapınağına gidebilmek için sabah erkenden gemimiz Edfu iskelesine yanaştı. Tapınak iskeleden 2 kilometre uzaklıkta şehrin içerisinde bulunuyordu. Tapınağa faytonla gidecektik. İskele kenarında hazır bekleyen faytonlara yerleştik. Rehberimiz “Gazanız mübarek olsun. Tapınak girişinde buluşuruz” diyerek bizi uğurladı. Savaşa mı, tapınak gezmeye mi gidiyorduk? Ben iyice şaşkına döndüm. Heyecan ve merakım iyice arttı.

Edfu Tapınağı, Nil Nehri’nin batı kanadındaki Edfu şehrinde yer alır. Edfu, Aswan’ın 60 kilometre kuzeyinde yer alır. Tapınak, Ptolemaioslar döneminde M.Ö.237 yapılmaya başlanmıştır. Yapımı ara ara eklentiler yapılarak 180 yıl sürmüştür. Karnak Tapınağı’ndan sonraki en büyük ve günümüze kadar en iyi korunmuş antik tapınaktır.
Tapınakta geleneksel Mısır mimarisi yanında Yunan etkisi de gözlenir. Tapınak girişinde sağda bulunan Mimasi (İlahi Doğum Evi) bunun en güzel örneğidir. Ayrıca sütunlardaki çiçek bezemeleri Yunanlıların getirdiği bir yeniliktir. Bir başka özelliği tapınağın içinde bir şapelde bulunan Nilometredir. Nilometre Nil taşkınlarını ölçen bir düzenektir.
Tapınak, Yunanlıların çekilmesinden sonra kullanım dışı kalmış ve uzun yıllar kum altında kaldığından fazla zarar görmeden günümüze ulaşmıştır. Eski Mısır ve Yunan mimari ve bezeme sanatlarının en iyi sentezi bu tapınakta gözlenebilir.

Eğri Piramidin neden formunun bozulduğu ile ilgili bilim insanları araştırmalar yapmışlar. Birçok teori ortaya atılmış. İlki piramidi yapan yüklenicilerin yorgun olması ve hızla inşaatı bitirip kaçma isteği olabilir diye düşünülüyor. Başka bir teoriye göre yüklenicilerden birinin daha önce yaptığı bir piramidin çökmesi sonucu bu piramidin açılarını değiştirmesi olduğu iddia edilmektedir. Bilim insanları kesin bir sonuca ulaşamamışlar. Sonuçta hatalı bir iş yapıldığı kesin. Günümüzde Eğri Piramit’in yenileme ve koruma çalışmaları sürdürülüyor.

Kahire’nin batısında Baragil hayvan pazarında her gün hayvan pazarı kuruluyormuş. Cuma günleri de eşeklere ayrılmış. Cuma Mısır’da hafta sonu tatilinin ilk günü. Eşek pazarı en kalabalık pazarlardanmış. Pazarda sadece eşek satılmıyor, eşek koşumları, süs eşyaları da satılıyormuş. Pazarda ayrıca eşek kuaförleri hizmet veriyormuş.

Niçin Esna Kilidi var derseniz şöyle açıklayabilirim: Nil nehri aynı düzlemde akmıyor. Bu nedenle gemiler için seyir olanaksızlaşıyor. Gemiler bir kanala alınarak su basılıyor ve düzey ayarlaması yapılarak kanal açılıyor. Böylece gemi alçaktan yüksek seviyeye çıkıyor. Bu tür düzeneklerden biri de Esna’da bulunuyor. Kilidi suyla doldurmak ve boşaltmak dört otomatik kapıdan yapılıyor. Yaklaşık altı dakika süren kilidi doldurmayı ve boşaltmayı yöneten bir kontrol kulesi bulunur.
Esna şehri, Mısır’ın Nil nehrinin batı kıyısında, Luksor’un yaklaşık 53 kilometre güneyinde yer almaktadır. Esna Tapınağı ve Esna Kilidi en önemli yerleridir.

Eski Mısır’da evler gelir durumuna göre çeşitlilik gösteriyordu. Yoksul halkın evleri sazdan kulübeler ya da kerpiç barakalar şeklindeydi. İklimin uygunluğu nedeniyle ev dışında daha çok zaman geçirildiğinden evler önemsiz kalırdı.
Seçkin sınıf için villa diyebileceğimiz evler yapılırdı. Evler, açık bir avlu ve bir yan şapele yer bırakan dikdörtgen şeklinde bir çitle çevrili olarak inşa edilmişlerdi. Ana odaları boyalı alçılarla süslenirdi. Ev sahiplerinin kullanımına sunulan konforlar arasında banyolar ve taştan işlenmiş tuvalet oturakları vardı.
Firavun ise seçkin sınıftan daha da gösterişli saraylara sahiptiler.
Günümüzde de evlerdeki statü farkı sürüyor. Kahire’de mezarlıkları ev olarak kullanan 4 milyon nüfus, hemen çevresini saran gecekondu apartmanlar bulunuyor. Zenginlerin yaşadığı lüks siteler ulaşılmaz şatolar gibi görünüyor. Şehirlerin hemen dışına çıkınca havuzlu bağımsız villalar görülüyor. Köylüler ise basit tek veya iki katlı bahçeli evlerde yaşıyor.
Günümüzde de evden çok mezara önem verme geleneği sürmektedir.

Mısır kraliyet ailesinde kardeş evliliği yaygındı. Mutlak soyun devamı için bu gelenek yüzyıllar boyunca sürdürüldü. Ptolemaioslar da bu geleneği sürdürdüler. Yakın akraba evliliği nedeniyle engelli, genetik hastalıklı ya da ölü doğum-bebek ölümü sık görülüyordu.
Soylu ve seçkin sınıfta da çok eşlilik vardı.
Eski Mısır’da kızlar 12-13 yaşlarında, erkekler 20 yaşında evlendiriliyordu. Kardeş çocukları evliliği yaygındı. Mısır toplumunda evlilik yasal veya dini bir seremoni eşliğinde yapılmıyordu. Bir çift bir arada yaşıyor ve bir aile kuruyorsa evli olarak kabul ediliyor, evlenildiğine dair hiçbir nikah işlemi gerçekleşmiyordu. Bunun yerine kadın ve erkeğin ekonomik durumuna da bakılarak oldukça titiz hazırlanmış evlilik sözleşmesi imzalanıyordu. Sözleşmede, tarafların evliliğin anlamı hakkındaki niyetleri, erkeğin hem evlilik sırasında hem de boşandıktan sonra kadına, varsa çocuğuna karşı ekonomik yükümlülükleri yer alıyordu. Bir boşanma durumunda, boşanmaya sebep olduğu belirlenen kusurlu taraf ortak mülkiyet altındaki mallardan feragat ediyordu.
Chicago Üniversitesi’nin Şark Enstitüsü bölümünde yer alan 2480 yıllık olan bir papirüse göre boşanma durumunda kadın, erkekten geri kalan hayatı boyunca bir nevi nafaka diyebileceğimiz “1.2 adet gümüş ve elyaftan yapılma 36 adet çanta” talep ediyor. Bir sözleşmede de erkek, karısından boşanırsa tüm varlığı vereceğini vaat ediyor.
Günümüzde de amca çocukları evliliği Müslüman kesimde yaygın. Ancak kardeş evliliği yasadışı kabul ediliyor. Evlilik ve boşanmalarda ataerkil eğilimli yasalar geçerli.



Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.