Kaybedilmiş vatan toprağı kaldırımlarımız
Sarı çizgi uygulaması yeni olsa da geçmişte belediyelerin kaldırım işgallerine yönelik dönem dönem çalışmaları oldu. Ancak bunların hepsi sonuçsuz kaldı. Biz yayları tekrar kaldırımlarına kavuşturacak uygulamanın başarısı şansını yaşayarak göreceğiz. Ancak sarı çizgiler esnafımızı durdurur mu, emin değilim. Türk esnafı kaldırımlara vatan toprağı gibi görür ve yayalara teslim etmemek için elinden geleni yapar. Konak, Çankaya, Hatay, Alsancak, Balçova’ya gidin görün. Dükkan önüne sergi yapmayan, ürün, soğutucu, masa – sandalye atmayan esnaf yok gibidir. Ne alıp sattığı, ne hizmet ettiği önemli değildir. Kaldırım her dükkanının mütemmim cüzü gibidir. Adamın en az 50 – 100 metrekare dükkanı vardır. İçinde toplansa iki üç masa sandalye var. Ancak o daracık kaldırıma 20 – 30 masa sandalye kondurmaktan kaçınmaz. Bunu yasal olmasa bile doğal hakkı gibi görür.Kaldırımlarda alp disiplini yürüyüşü
Kent merkezindeki sokak ve cadde kaldırımlarında yürümek işgal nedeni ile imkansızdır. Ya otomobiller ile birlikte yolu kullanacaksınız ya da alp disiplininde yarışan kayakçı kıvraklığı ile sandalye ve ürünlerin arasından geçmeniz gerekecektir. Kaldırımdan geçme konusunda kararlı iseniz ve bunu güçlükle gerçekleştirdiğiniz için herhangi bir esnafa sitem etmeniz yararsızdır. Çünkü o esnaf; “bunun neresinde hata var?” iması ile size bakacak, umursamayacaktır. Çünkü yerleşik esnaf algısı dükkanın önündeki alan kendi kullanım alanıdır, yaya eğer buradan geçebiliyorsa bu da o esnafın lütfudur.
Kaldırımları yayalara iade edin
İzmirli yayalar olarak pek ala kaldırımlarımızı dükkan sergi, raf, soğutucu, masa ve sandalyeler ile paylaşabilir gül gibi yaşar giderdik. Ancak yayaların uzlaşmacı tavrına karşılık o sergi, raf, masa, sandalye ve dolapların sahipleri yayılmacılığı dayatınca çözüm süreci bitti ve sarı çizgi uygulaması başladı. Belediyeyi kutluyor ve yılın yaya hareketinin başarılı olmasını diliyorum.
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.