Zaten AKP İl Başkanı Ali Aşlık’a kongrede yedi vekilden açık açık sadece İsmail Katmerci destek vermişti.
Son olarak AKP İzmir Milletvekili Tevfik Ensari’nin, Konak İlçe Danışma Meclisi’nde Aşlık’ı topa tutması, parti içindeki gerçekleri iyice su yüzüne çıkardı.
Ensari, İzmir’de partinin medyayla ve sivil toplum kuruluşlarıyla ilişkilerinin kötü olduğunu vurguladı. Muhalefet partilerinin il ve ilçe yönetimlerinin daha fazla çalıştığını ve medyada daha fazla yer bulduğunu söyledi. Zaman zaman “Milletvekiliğine aday olmayacağım. İl başkanı olarak devam edeceğim” diyerek hedef şaşırtan Ali Bey, 2007’nin kasım ayında yapılacak seçim öncesinde nasıl olsa istifa etmeyecek mi?
Edecek.
Peki, biraz daha erkenden koltuğu bıraksa da partisi için daha iyi çalışacak yeni bir yönetim oluşmasına katkı sağlasa daha hayırlı iş yapmış olmaz mı?
***
Aynı şekilde CHP’liler de, İzmir’de başarılı olmak istiyorsa mevcut il başkanı olan Selçuk Ayhan’dan bir an önce kurtulmak zorunda.
Tıpkı AKP İl Başkanı Aşlık gibi, Ayhan’ın da (Beş milletvekili hariç) geri kalan dokuz vekille arası iyi sayılmaz.
Sivil toplum örgütleriyle, medyayla ve halkla (okey arkadaşları hariç) barışık değil.
Ama…
Milletvekili olmak için yanıp tutuşan Ayhan, nasıl olsa seçim öncesinde istifa etmeyecek mi?
Edecek.
Şimdiden görevini bıraksa da seçimlere kadar parti örgütüne toparlanma ve daha iyi çalışmak için uzun bir zaman dilimi kalsa.
Aksi takdirde her iki parti de İzmir’de umduğunu bulamayacak gibi görünüyor.
Benden söylemesi…
Eğer ‘Kalbim Ege’de kaldı’ demek istemiyorsanız…
BİR süre önce hükümetin İzmir’e yeteri kadar destek vermediği, yatırım yapmadığı ve cezalandırdığı tartışıldı.
Geçtiğimiz hafta da İzmirli bazı işadamları da “burada engelleniyoruz” diyerek, şirket faaliyetlerinin önemli bir bölümünü İstanbul’dan yürüteceğini açıkladı. İzmir’i terkedenler kervanına katılacaklarını duyurdu.
Bu açıklamalara, bazı meslek odalarının başkanları da, “İzmir’e yatırımcı çekmeye çalıştığımız bir dönemde, kenti terketmek yanlış” diyerek karşı çıktı.
İzmir’den ayrılmak isteyenlere tepki gösterenler arasında eski Büyükşehir Belediye Başkanı Yüksel ğakmur da yer aldı.
Basmane’deki Dünya Ticaret Merkezi’nin imara aykırı olarak inşa edilmesini yargıya taşıyanların başında gelen ğakmur, bakın bu konuda de diyor:
“İzmir’de kalıp İzmir’e faydalı hizmetleri, yasaya, imara ve çevreye uygun yapmak gerekir. Bunu yapan hangi işadamına, kim engel çıkardı? Bu işin yanlış kaldırır yönü yok. İzmir’de doğduk, İzmir’de büyüdük. Eğer katkımız olacaksa bu kente olmalı. Ayrıca kimse kimseye suç isnatında bulunmamalı. Bu doğru değil. ‘Ben daha çok kazanmak istiyorum’ demek herkesin hakkı. Ama İzmir’e katkıda bulunmak da bu kentte yaşayan herkesin ödevidir, görevidir. ğünkü bizi bu hale getiren İzmir’dir, bu kentin insanıdır. İzmir’i sevmeliyiz ve İzmir’de yatırım yapmalıyız. Ayrıca yasalar ülkenin her yerinde aynıdır. Yasadışı bir iş yapıldığı zaman İstanbullu, Ankaralı, Denizlili sessiz mi kalacak? İstanbul’daki Gökkafesi ben mi yıktırdım?”
Siyasi iktidarlar tarafından İzmir cezalandırılmaya, ekonomide, sporda ve eğitimde küme düşmeye, “ben yaptım oldu” anlayışı devam ettiği sürece kenti terkedenlerin sayısı her geçen gün artacak gibi görünüyor. Eğer bu kentte söz ve karar sahibi olanlar, birlik içinde olmazsa, her kafadan ayrı ses çıkarsa daha çok işadamı “Kalbim Ege’de kaldı” şarkısını söylemek zorunda kalır.
Karşıyaka ve Menemen belediyelerinin vefası
GEğEN hafta bu sütunlarda CHP’li belediyelerin vefasızlığından söz etmiş ve Bülent Ecevit’in ismini neden bir bulvara, parka veya merkeze vermediğini sormuştuk.
İlk vefa örneğini, bir süre önce CHP’den ihraç edilen Menemen Belediye Başkanı Tahir Şahin gösterdi. Bergama Caddesi’ne Başbakan Bülent Ecevit Bulvarı adını verdi. Ardından Karşıyaka Belediye Meclisi, Cumhuriyet Mahallesi’nde yapımı devam eden Kültür Merkezi’ne Ecevit’in isminin verilmesini kararlaştırdı.
Konak Belediye Başkanı Muzaffer Tunçağ ise “Sayın Ecevit’in ismini büyük bir projeye vermek gerekir.Bu da bize değil, Büyükşehir Belediyesi’ne yakışır” diyerek topu Başkan Aziz Kocaoğlu’na attı.
DSP’den gelen davete karşın “Ben 50 yıllık CHP’liyim Partimden ayrılmam” diyerek konumunu güçlendirmeye çalışan Kocaoğlu, bakalım eski genel başkanına vefasını nasıl gösterecek.
Hep birlikte göreceğiz.
DUYDUK
Vali Bey, DSP’lilerden özür diledi
YİNE geçen hafta bu sütunlarda İzmir Valisi Oğuz Kağan Köksal’ın, eski Başbakan Bülent Ecevit’in vefatından sonra DSP’lilere baş sağlığı dilemediğini, bu yüzden parti yöneticilerinin kırgın olduğunu yazmıştık. Vali Bey, yazının çıktığı gün DSP İzmir İl Başkanı Özdemir Sökmen’i arayarak özür dilemiş ve “En rahat valiliği, Ecevit’in başbakanlığı döneminde yaptım” demiş. Hatayı, Özel Kalem Müdiresi üstlenmiş. DSP’liler de Vali Bey’e olan kırgınlıklarına son vermiş.
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.