Eğer İzmir’de yaşıyorsanız, sizler de o masalın kahramanlarından biri oluverirsiniz…
İzmir’i gezmeye Konak’tan başlayacak olursanız, günün her saati hareketli ve renkli olan Konak Meydanı dikkatinizi çeker. Kamusal alan olmasının yanı sıra, İzmir’in neredeyse tüm semtlerine ulaşımı sağlayan vapur, metro, tramvay ve otobüslerin hareket veya geçiş noktası olması nedeniyle adeta şehrin kalbidir…

İzmir’i denizden tehdit eden saldırılara karşı, Sancakburnu’ndaki Yeni Kale inşa edilince Liman Kalesi önemini yitirir ve adı Eski Kale olur. Bunun en önemli nedeni ise iç limanın gittikçe dolmasıdır. Kale 1871 yılında yıkılır. Bulunduğu alanda bugün Egemenlik Evi olarak kullanılan, eski İzmir Belediyesi binası da dahil olmak üzere yeni binalar inşa edilir. Kaleden günümüze ise bir zamanlar hemen yanı başında bulunan alana verdiği isim kalır: Hisar Meydanı…

Merkezdeki Saat Kulesi, Sultan Abdülhamid’in tahta çıkışının 25. yılı armağanı olarak inşa edilmiş olup, yeşil ve pembe mermer sütunları Marsilya’dan getirilir. Dört bölümden oluşan kulenin kenarlarında yer alan sütunlar üzerindeki sebillerin fıskiyelerinin altında üçer çeşme vardır. İzmir’in, adeta simgesi olan kulenin saatleri Alman İmparatoru II. Wilhelm’in armağanıdır.
Çevresinde uçuşan güvercinler gün boyunca gelen geçenin yem atmasını bekler. Küçücük tezgahlarda satılan kuş yemlerini havaya savurduğunuzda yeme doğru uçuşları görsel bir şölen oluşturur…

9 Eylül 1922’de balkonundan çekilen Türk bayrağıyla “bağımsızlığını ilan eden bir milletin” simgesi olur. Meydana bakan belediye binasının önünde ise, 15 Mayıs 1919 günü İzmir’e ayak basan işgal kuvvetlerine ilk kurşunu atarak şehit edilen Hasan Tahsin adına yapılan anıt bulunur.


Biraz soluklanmak istediğiniz ya da acıktığınızda yüzlerce restoran, kebapçı, lokanta, pideci ya da büfe ile pek çok kafe, çay bahçesi ve kahvehane çıkar karşınıza…

Kemeraltı çarşı alanı olmasının yanında aynı zamanda İzmir’in sembollerindendir. Adını Kemeraltı Camisi Sokağı’nın başında bulunan, kemerli taş köprüden alır.
Hisarönü, Hisar Camisi ile Fevzi Paşa Bulvarı arasında kalan bölgedir. Zamanında buradaki kale nedeniyle “Kaleiçi” olarak anılmış olup, şimdilerde pek keyifli bir yerdir…


Çevredeki Mirkelamoğlu Hanı’nın yanı sıra Çakaloğlu Hanı da görülmesi gereken yapılardandır…
Ve Kadifekale…

Helenistik Dönem’de, dış saldırılara karşı kentin daha güvenli yerlere taşınma ihtiyacı doğar. Yine rivayet odur ki; Büyük İskender, Pagos yamaçlarında avlanırken yorgun düşer ve Tanrıça Nemesis’e adanmış bir tapınağın önündeki çınar ağacının gölgesinde uyuya kalır. Rüyasında gördüğü Nemesisler şehri burada kurmasını söyler. Claros’un Bilicilik Merkezi’ndeki kahinler de bunu onaylayınca yeni kent burada kurulur.

Kadifekale, İzmir Körfezi ve çevresinin en güzel görünebildiği noktada olup, surları üzerinde iki kapı vardır. Biri Efes ve Kolophon’a, diğeri ise Sardes’e uzanan yolların başladığı kapıdır. Sonraki yıllarda yerleşimin kıyı bölgesine kayması nedeniyle Kadifekale işlevini yitirirken, Ok Kalesi önem kazanır.

Buradan çıkarılan bulgular İzmir Arkeoloji Müzesi’nde görülebilir. Kazı çalışmaları günümüzde de halen devam etmektedir.
Basmane semtinde bulunan Altınpark’ta yapılan kazı çalışmalarında Roma Dönemi’ne ait mermer yol ile Antik, Roma, Bizans ve Osmanlı dönemlerine ait önemli bulgular çıkarılmıştır. Ancak şu anda kazı çalışmaları durmuştur.

Şehrin ikinci kez Tepekule denilen, bağların çevrelediği bir tepecik üzerine kurulmuş olmasının sebebi net olarak bilinmez. Bu tepecik başlangıçta küçük bir yarımadadır. Antik Dönem’de alüvyonla deniz dolar ve yarımada kara ile birleşir.
Şehirde büyükçe bir yeşil alan mevcuttur. 1922 yangınının yok ettiği alanın önemli bir bölümü 1936 yılında düzenlenerek bir park yaratılır ve adına Kültürpark denilir. Zaman içinde burada düzenlenen fuarlar nedeniyle, şehrin unvanlarına “Fuarlar Şehri” de eklenmiş olur. Geçtiğimiz yıllarda inşası tamamlanan yeni fuar alanı kullanılmaya başlayınca Kültürpark birkaç bina dışında yeşil alan olarak hizmet vermeye başlar. Kitap Fuarı gibi birkaç özel fuar dışında tüm fuarlar yeni alanda yapılmaya başlanır. Kültürpark’ın beş giriş kapısına İzmir’in her yerinden ulaşmak kolaydır. Buradaki Lunapark’ta oyuncaklara binilip, yapay gölde su bisikletli ile gezinti ve yürüyüşler yapılabilir. Kültürpark’ta bulunan Paraşüt Kulesi de şehrin önemli yapılarından biridir.

Ege Bölgesi’nin ikinci büyük akarsuyu olan Gediz’in oluşturduğu deltanın güneyinde yer alan ve koruma altında bulunan Kuş Cenneti, Türkiye’nin en çok kuş çeşidinin olduğu alanlardan biridir.
1938 yılında ülkemizin ilk koleksiyon tipi hayvanat bahçesi olarak Kültürpark’ta açılan Hayvanat Bahçesi’nin zaman içinde yetersiz kalması nedeniyle, Sasalı’da, Kuş Cenneti’nin yakınındaki bir alanda Doğal Yaşam Parkı düzenlenmiştir.
İzmir, bir spor şehridir. Başta futbol ve at yarışı olmak üzere birçok sporun ülkemizde ilk yapıldığı yer olan İzmir, 1971 Akdeniz Oyunları’ndan Dünya Üniversite Yaz Oyunları UNIVERSIADE 2005?e kadar pek çok büyük organizasyona ev sahipliği yapmıştır.

İzmir’in lezzet duraklarının eşi benzeri yoktur. Kendine özgü yiyecek ve içecekleri ile ülkemizde yemek açısından zengin bir mutfağa sahiptir. Binlerce yıldır ev sahipliği yaptığı uygarlıklardan, verimli topraklarından ve bereketli denizinden yararlanarak binlerce çeşit yemek yaratmış ve geliştirmiştir. İzmir yemeklerinde kullanılan en önemli malzeme ise zeytinyağıdır. Arapsaçı, cibez, deniz börülcesi, şevketi bostan gibi saymakla bitmeyecek ot yemekleri bölgenin zeytinyağı ile yapılır. Kokoreç, midye dolması, irmik helvası, şambali, boyoz, gevrek ve sübye de İzmir’in önemli yiyecek ve içeceklerindendir.
İzmir aydınlık ve çağdaş bir şehirdir.
İzmir, ilçeleriyle de gezginler için vazgeçilmez bir şehirdir. Turistik anlamda her biri ayrı bir dünya olan bu ilçeleri anlatmak başlı başına birer yazı konusu olacaktır. En azından bir kaçının isimlerini anmadan geçemeyeceğimiz bu ilçelerden Efes Selçuk ve Bergama UNESCO Dünya Mirası eserlerine ev sahipliği yapmaktadırlar. Seferihisar, ülkemizin ilk yavaş şehri unvanını taşımaktadır. Çeşme, Foça ve Kuşadası her biri ayrı birer turistik merkez olarak dünya çapında üne sahiptirler.
Adına tarih boyunca onlarca sıfat eklendiğini belirterek başlamıştık.
Bir sıfat da biz ekleyelim.
Masal şehirdir İzmir.
İzmir’in varsa, masallardan tek farkı; burada, masalların gerçek olmasıdır.
İzmir’de masalların fazlası vardır, eksiği yoktur.
Yazdıklarımızın da öyle…
Kaynaklar:
– http://www.izto.org.tr/tr/izmirin-tarihcesi
– http://yesilova.ege.edu.tr
– http://www.izmirdergisi.com
– https://www.izmirmekanrehberi.com/izmir-kent-rehberi/kemeralti






Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.