Ülkemizde yapılan arkeolojik araştırmalarda birçok ören yerinde dokuma kültürünün varlığını gösteren araç gereçler bulunmuştur. Arkeoloji müzelerinin çoğunda bu tür eserleri görebilirsiniz. Çatalhöyük kazılarında neredeyse on bin yıl öncesine dayanan bez parçaları ve dokuma aletleri bulunmuştur.
Türklerin Orta Asya’dan getirdiği dokuma kültürü ile Anadolu’da süre giden çok kültürlü dokuma birikimi yüzyıllarca kaynaşmış ve ortaya çok renkli, çok formlu, çok kullanımlı bez dokuma kültürü çıkmıştır.

Tire, İzmir’in güneydoğusunda 80 kilometre uzaklıkta sırtını dağlara dayamış bir ilçedir. Evliya Çelebi’nin “Taht-ı kadim, şehri muazzam” olarak tanımladığı Tire, Kurtuluş Savaşı’nda yangın görmeyen iki şehirden birdir. Bu nedenle şehir geleneksel dokusunu ve kültürel değerlerini büyük ölçüde korumuştur. Ayrıca dokumacılık, urgancılık, yorgancılık, semercilik, kabak kemanecilik, nalıncılık, hasır örücülüğü gibi geleneksel el sanatlarının az da olsa yapıldığı bölgedir.
Tire’de, Osmanlı döneminde dut yetiştiriciliği ve buna bağlı ipekçilik ile pamuk, keten ve kendir üretimini yoğun şekilde yapılmış. Bu ürünlerin işlenmesi sonucu Osmanlı ve Avrupa saraylarını giydiren ve döşeyen iki şehirden biri olmuş. (Diğeri Bursa)

13 ayaklı tezgâhı, ustası tarafından bir ayda sıfırdan kurulan; çözgüleri, bir hafta – on günde hazırlanan Beledi Dokuması, tüm gün çalışılarak en fazla üç metre dokunabiliyor. Bu yönleriyle bir aile işi ve ortaya çıktığından bu yana da tezgâhlar hep evde kurulmuş. En önemli özelliklerinden biri, kumaşın iki yüzünün de aynı olması ve çift taraflı kullanılabilmesi. Diğer önemli özelliği ise; 60 santimetre enindeki dokuma tezgâhında, kumaşın boyunun uzatılmasıyla sınırsız sayıda desen oluşturulabilmesidir.
Beledi dokumaları 24 çerçeveye, 16 ya da 13 pedalla kumanda edilebilen tezgâhlarda dokunmaktadır. Bu tezgâhlarda ortaya çıkan dokuma, çift katlı ve çok dayanıklı bir dokuma cinsidir. Zemin renkleri isteğe göre yeşil, kırmızı ve koyu mavi, motif renkleri ise beyaz ve sarıdır. Desenler bademli, kelebek, hebib döşeği, evsat, altıparmak, düzbastı, sepet gibi isimler alır. “Orta” ve “ala” olmak üzere iki çeşidi bulunur. Orta dokumalarda ipek çok az kullanılır, döşemelik yorgan ve döşek yüzü olarak da bu tip dokumalar tercih edilir. Ala tipi dokumalarda ipek olup perdelik yapılır.

Ethem Tıpırdık, Tire Kent Müzesinde kadrolu dokuma ustası olarak görev yapmaktadır. Müze bünyesinde “El Sanatları Çarşısı” adlı bölüm bulunuyor. Bu bölümde, Tire’de yapıla gelen geleneksel el sanatları işin ustaları tarafından canlı olarak gerçekleştirilmektedir. Ethem Bey Kent Müzesi’nde gelen ziyaretçilere canlı olarak dokuma sunumu yapmakta ve işin inceliklerini anlatmaktadır. Bu görev dışında arta kalan zamanlarda eşi ile birlikte Selçuklu dönemi eserlerinden Tahtakale Hamamı’nda iki adet Beledi, altı adet düz dokuma tezgâhında üretime devam etmektedir.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın “Yok Olmaya Yüz Tutmuş Somut Olmayan Kültürel Miras Taşıyıcılarının Belirlenmesi” çalışmalarının sonucunda Beledi dokuması korumaya alınmış. Ethem Tıpırdık’a Devlet Sanatçısı unvanı verilmiş. Usta, zaman zaman ulusal el sanatları ile ilgili fuar ve etkinliklerde dokuma sunumu yapmakta ve Beledi dokumasını tanıtmaktadır.

Beledi dokumasını yaşatmak ve gelecek kuşaklara aktarmak için olağan üstü çaba harcayan çift, bu sanatı öğrenecek insan bulamamaktan yakınıyorlar. Bu el sanatını öğrenmek ve geliştirmek isteyen herkese kapılarının açık olduğunu belirtiyorlar.
Bir zamanlar sarayları donatan Beledi dokumaları zamana yenik düşmek üzere. Son ustalar “son” olmasın.
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.