Ege’de bir köye yerleşme endüstrisi

Terk etmek, yalnız kalmak, doğaya adanmak toplumda baskın eğilim haline geldikçe Ege kasaba ve köyleri, hayata açılacak yeni sayfa ve yeni rotaların merkezi haline geldi. Büyük kentlerden ve yaşanan gergin atmosferden bunalan herkesin soluklanmak, yeniden başlamak için kurduğu planlar, hayaller Ege’nin gözde veya ücra küçük yaşam alanlarında kesişiyor.

“Alıp başımı buralardan gitmeli, bir Ege köyüne yerleşmeliyim” demeyenimiz neredeyse yok gibidir. Masum bu hayaller son yıllarda artan oranda gerçekleşmeye başladı. Ege doğasında yeni bir yaşam kurmak isteyenlerin sayısı hızla artıyor.

Hafta sonları gidin Urla, Karaburun, Seferihisar köylerine, köye ait olmayan çok sayıda ziyaretçi göreceksiniz. Yüksek öğrenimli, beyaz yakalı olduğu izlenimi veren ziyaretçilerin bir bölümü hafta sonu gezmesi yaparken daha büyük bölümü bugün, yarın gerçekleştirmek istedikleri hayalleri için satın alınacak köy evi, bahçe, tarla arıyor.

Mutsuz ve yılgın bu kentliler çok ama çok masum hayalleri için karşılaşabilecekleri sorunlar hakkında bilgililer mi? Bence yeterince değiller ve hayallerini kurgularken şu uyarılarımızı da göz ardı etmemeliler.

– Öncelikle yeni yaşam kurulmak istenilen Ege’nin saklı cenneti köy ve kasabaları artık saklı falan değil. Her köşesi emlak sitelerinde aynı kitleye pazarlanmak istenen ve ilana çıkmış gayrimenkuller ile dolu. Yani saklı cennet diye tabir ettiğiniz her nokta, emlak spekülatörleri tarafından parsellenmiş ve pazarlama konusu yapılmış durumda. Köylünün elinde kalan son yerlerin de ucuz olduğunu sakın zannetmeyin. Köylü de haklı olarak trendden en karlı şekilde çıkmanın peşinde. Her köylünün rüyasında daha düne kadar kimsenin yüzüne bakmadığı ev, bahçe veya tarlasını, büyükşehirden gelecek paralı bir beyaz yakalıya satmak olduğunu bilmelisiniz. Diğer bir ifade ile büyük kentten köye yerleşme romantizmi çoktan endüstriye dönüştü. Kentlerde kaybettiğimiz masumiyeti köylerde en doğal hali ile bulacağınızı sanırsanız hayal kırıklıklarına hazır olun.

– Diyelim ki hayalinizde bir iki adım ileridesiniz ve yerleşmeyi planladığınız yerde artık sizin de bir arsa veya tarlanız var. Yapılaşma yasal olarak mümkün ise ve siz de kendinize küçük bir ev yapmayı planlıyorsanız birkaç defa düşünün. Çünkü köyde yapmak istediğiniz evin maliyeti şehirdeki ile kıyaslanmayacak şekilde pahalı olacaktır. Eğer 5-10 bin liraya satılan çirkin konteynerlerde yaşamak sizi mutlu edecek ise başka. Bu arada yeri gelmişken söyleyeyim, hafta sonu gezilerinde ormanların içinde gelişigüzel konulan o metal “konutumsu” şeyleri gördükçe üzülüyorum. Çünkü metal konteynerler kesinlikle doğa ile uyumlu değil ve sadece kirlilik kaynağı. Taş yığınlarından kaçıp doğaya sığınmak isteyenlerin metal bir kutuda yaşamak istemesini asla anlamam.

– Konumuza dönelim ve Ege’de köye yerleşme endüstrisinin, yeni köy yerleşimcilerine hazırladığı olası diğer kötü sürprizlere bakalım. Diyelim ki küçük bir bahçe veya tarla aldığınız. Ama toprağa yabancısınız ve çiftçilik deneyiminiz yok. Hali ile köydeki komşulardan destek isteyeceksiniz. Evet, size destek olacak çok sayıda komşunuzun olduğunu göreceksiniz, ancak unutmayın buralarda tüm ilişkiler çoktan profesyonel boyuta taşınmıştır. Yani alacağınız her yardımın sizin için parasal bedeli olacaktır. Hayatınızda çapa yapmamışsınız, zirai ilaç kullanmamışsınız ve dahi toprağı sürmemişsiniz. Toprak bu, emek ve yatırım ister illa ki. Eliniz mahkum, ihtiyacınız olan tüm işçilikleri saatlik, günlük ücretler ile karşıladınız ve toprağı traktör kiralayarak işlediniz. Maliyetleri alt alta koyup topluyorsunuz ve bir bakmışsınız ki dünyanın en pahalı biber, domates, zeytin ve üzümünü yetiştirmişsiniz. “Olsun, kendi emeğim, kendi ürünüm, pahalı olsun, önemli değil” derseniz sorun yok.

– Kentten bunalıp bin bir hayal ile köye veya kasabaya yerleşmişsiniz. Cebinizde de yılların özveri ve birikimi bir miktar paranız var. Emin olun sizin için uzun yıllar anlamına gelen o birikiminizin hesabını yapan, talip olan çok sayıda insan olacak. Bir defa sürülmesi gereken toprağı size gereksiz yere üç-beş defa sürdürüp para alan traktör sahibi çiftçiden, gereksiz ve fazla zirai ilaç kullandıran kötü niyetli bazı esnafa kadar çok ama çok kişi ile paranızı korumak için mücadele etmek zorunda kalacaksınız.

Umut ve hayallerini yüklenip mutluğu Ege köy ve kasabalarında arayarak adeta toplu bir iç göçe konu olan kentli mutsuz beyaz yakalıların sonu ne olacak? Bunun tek bir yanıtı yok. Bir kısmı tüm zorlukları göğüsleyerek tutunmayı başaracak ve yeni nesil köylüler olacak, ama emin olun önemli bir kısmı da bir süre sonra geldiği kente geri dönmeyi düşünecek.

Related Images:


Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir cevap yazın