Planlama konusu tamamlanırsa İzmir uçar

Ege Turistik İşletmeler ve Konaklamalar Birliği (ETİK) Danışma Kurulu Başkanı Abdülaziz Ediz ile İzmir turizmi üzerine söyleştik

Turizm sektörü geçtiğimiz yılı neredeyse tüm bileşenleriyle ekside kapattı. Yeni yılın ilk günleri ise 2017’nin de geçen yıldan pek farkı olmayacağının ipuçlarını verdi. Kültür ve Turizm Bakanlığı verilerine göre, Ocak aylarından İzmir 2015 yılında 17 bin 851, 2016’da 16 bin 397 yabancı ziyaretçi ağırlarken, 2017 yılında bu sayı 13 bin 330 ziyaretçiye kadar düştü.

Yıla yüzde 18,7 düşüşle başlayan İzmir turizmi, Almanya, Hollanda, İsviçre, İsveç, Danimarka gibi hedef pazarlarda da düşüşler yaşadı. İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, yeni pazar arayışıyla Tahran’da düzenlenen Turizm Fuarı’na katılırken, bu yılın ilk ayında İran’dan gelen yabancı ziyaretçi sayısının ise şimdilik 34 olduğu görüldü. Bu sayı geçen sene aynı dönemle karşılaştırıldığında yüzde 9,7 artış olarak istatistiklere yansıdı. İzmir limanı sessiz sakin duradursun, yeni yılın ilk ayında ise kruvaziyer turisti sayısı ise geçen yılın aynı dönemine göre 66 kişiden 130 kişiye yükseldi.

İl Kültür Turizm eski Müdürü, ETİK Danışma Kurulu Başkanı Abdülaziz Ediz, ülkenin olumsuzluklar nedeniyle 2016’yı yüzde 40’a varan düşüşle kapattığını anımsatıyor. Ediz, “Ülke turizminde belki 8-9 yıl geriye gittik. İzmir’deyse özellikle deniz turizminde 10 yıl öncesine döndük. Kruvaziyerde neredeyse 10 yıl geriye gittik” diyor.

Abdülaziz Ediz, verilerin iç karartıcı olmasına karşın, uzun yılların verdiği mesleki deneyimle “İzmir tüm olumsuz verilere karşın sahip olduğu değerlerle sıkıntıları aşacak kapasitede bir kent. 2016’da üst üste bunca olumsuzluk yaşamamıza karşın hala ayaktaysak, 2017’de güven ve huzur tesis edilir algılar değişirse işler yoluna girebilir. Yeter ki doğru bir yol haritamız olsun” diye konuşuyor.

İzmir’e 1988 yılında gelen ve uzun yıllar Balçova’daki Turizm Eğitim Merkezi’nde (TUREM) eğitimcilik yapan Abdülaziz Ediz ile, bugün çok sayıda mezun ettiği öğrencisinin çalıştığı Balçova Termal Otel’de bir araya geldik. Ciddi bir kriz yaşayan sektöre ilişkin görüş ve önerilerini dinledik.

Planlama öncelikli sorun

Ediz, İzmir’de yol haritası çizerken önceliği planlamaya veriyor. “İzmir’de planlama bitmeden ciddi yatırım yapılamaz. Buna bir an önce başlanmalı” diyen Abdülaziz Ediz, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin bu konuda koordinasyonu sağlayabileceğini dile getiriyor:

“Bugünü değil, geleceği düşünmemiz gerekiyor. İzmir’in şu an 19-20 turizm merkezi var. Ama hepsinin planlama sorunu var. İnciraltı ile 10 senedir uğraşılıyor. Çeşme’de turizm alanı olan 10-11 yer var. Yine Pamucak böyle. Turizme ayrılmış yerlerin planlanmasının bitirilerek yatırımcıya hazır hale getirilmesi gerek. Belki burada yapılacak şey İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin bu konuya talip olup, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Çevre Şehircilik Bakanlığı ile koordineli olarak İzmir alan ve merkezlerinin planlamasını tamamlamak. Yatırımcıya hazır hale getirmek. İzmir’in kendine has, dikey olmayan bir yatırım hedefi var. Bu planlama içinde sağlık, jeotermalin yatırımcıya sunulması gerek. Doğanbey’in, Seferihisar’ın, Çeşme, Şifne gibi termal alanların yatırımcıya sunulması gerek. 25 binlik, 5 binlik tüm planların bitirilmesi gerek. Bu süreçlerde itirazlar çok oluyor ama Büyükşehir konuyu üstlenirse, yereldeki birçok olumsuzluğu da çözebilir.”

150 bin yatak hayal değil

Abdülaziz Ediz, yatırımlar tamamlandığında İzmir’de 150 bin yatak hedefinin hayalden gerçeğe dönüşeceğinden emin. “Şu an hedeflediğimiz rakamın üçte biri noktasındayız. Eğer planlamalar tamamlanır yatırımlar gerçekleşirse İzmir’de müthiş bir hareketlilik başlar, devasa yatırımcı gelir, İzmir uçar” diyen Ediz, “EXPO 2020 çalışmaları sırasında İnciraltı için düşünülen tüm çalışmalar rafa kalktı. İzmir’in bütüncül bir anlayışla planlanması şart. Büyükşehir’in ortak akılla bu işi yapabileceğini düşünüyorum” diye ekliyor.

Abdülaziz Ediz, kısa bir süre önce emekli olmasına karşın İzmir’in turizm alanındaki çalışmalarını yakından izliyor. Sektörün yaşadığı sıkıntıları iyi bilen ETİK Danışma Kurulu Başkanı Ediz, “Turizm sektöründe orta ve uzun vadede planlama çalışmaları yürütülürken, yangın yerine dönen işletmeler için kısa vadede yapılacak çok şey var” diyor. Sektörde yer alan çoğu KOBİ niteliğindeki işletme için acilen ucuz faizli kredilerin yaşama geçmesi gerektiğini söylüyor ve şu görüşleri paylaşıyor:

Turizmcilere KOBİ kredisi

“Bu sancılı dönemde tüm tarafların ayakta kalması için teşviklerin yapılması şart. Şu dönem işletmelerin yeni sezona hazırlıklarının başladığı dönem. İşletmelere sezona hazırlık kredisi verilebilir. Ancak turizmcilere verilecek KOBİ kredilerinin, sanayi tesislerine verilen krediler gibi kolay uygulanabilir olması şart. Yine vergiler birkaç yıl ötelenirse sektöre can suyu olacaktır. Sezona hazırlık kredisi, istihdam kredisi gibi kredilerin acilen çıkması gerek.”

Desteklerin sektörün tüm bileşenlerini kapsamasının büyük önem taşıdığına değinen İl Kültür Turizm eski Müdürü Abdülaziz Ediz, sözlerini şöyle sürdürüyor:

“Uçuşlarda teşvik edici unsurlar gerek ama teşviklerin tüm sektörü kapsarsa anlamlı. Bir de bu desteklerin gerçekten yaşama geçirilebilir olması gerek. Örneğin uçak desteği çıktı ama İzmir bu destekten yararlanamadı çünkü fırsat kalmadı. Mevzuat çıkartmak kolay, uygulamak zor. İzmir’de yaklaşık bin 300 rehber, 400 acente, 50 bin bakanlık belgeli yatak, 25-30 bin de belediye belgeli yatak var. Turizm yoğun istihdamı olan bir sektör. İzmir’de şu anda işletmelerin tam kapasiteyle çalışamaması ve personel azaltmak zorunda kalması büyük sıkıntı.”

İstihdamın sürmesi, işletmelerin kapılarının açık kalması için yapılacak çalışmalardan birinin de iç turizmi canlandıracak destekler olduğunu söylüyor Abdülaziz Ediz. “2017’de yeni bir kampanya ile faizsiz iç turizm destek kredisi verilebilir. 10 günlük bir tatil için verilecek krediler, iç turizmde hareketlilik yaratacaktır. Bu sektöre nefes aldıracak bir adım olabilir” derken tanıtım konusuna da değiniyor:

Tanıtımdan vazgeçilemez

“Tanıtım işin olmazsa olmazı, vazgeçilemez. Oturup kaderimizi bekleyemeyiz ki. Tanıtım yapmak, fuarlara katılmak, ülkemize olan olumsuz algıyı yıkmak zorundayız. Yakın zamanda İzmir Tanıtma Vakfı’nın televizyon programlarına sponsorluk yaptığını görüyoruz. İzmir’in sahillerini, mutfağını, kültürünü, özellikle özgür ve modern yaşam tarzını öne çıkartacak, gastronomisini anlatacak, festivallerini işleyecek, kültürel değerlerini, kültür miraslarını öne çıkartacak çalışmalara ihtiyacı var. Bunun için hedef olarak görülen bölgelerde tanıtım önemli. Hem yurt içinde örneğin İstanbul’da hem de yurt dışı hedef pazarlarda, birebir nokta atışı tanıtım yapmak zorunlu.”

İzmir’in doğrudan uçuş olan kentlerde tanıtım çalışmalarının yanında İran, Azerbaycan, Kuveyt, Birleşik Arap Emirlikleri, ve Türki cumhuriyetleri göz ardı etmemesi gerektiğini anlatan Abdülaziz Ediz, “İran Turizm Fuarı’na katılmamız çok önemli bir adım. Çünkü alım güçleri yüksek bir kitle var orada. Bu ülkelerle ortak değerlerimiz var. Termale, kentin renkli yaşamına önem veren ülkeler. Buradaki fuarları ihmal etmememiz gerekiyor” diyor.

Yerel yönetimlere iş düşüyor

İstanbul-İzmir otoyolunun tamamlandığında İzmir’e ciddi bir iç turizm hareketliliğinin yaşanacağına dikkat çeken Abdülaziz Ediz, hazırlığın şimdiden yapılması gerektiğine de dikkat çekiyor ve şu görüşleri paylaşıyor:

“Bayındır, Çeşme, Seferihisar, Ödemiş, Tire, Urla, Foça etkinliklerle, festivallerle İstanbul’dan bir akışa yol açacaktır. Yerel turizmin sürdürülebilir turizm için, 12 ay yapılabilecek turizm için çeşitliliğini artırma yönünde daha fazla çalışması gerekiyor. Üniversitelerimiz çok, gençler için festivaller düzenlenebilir. Tire’de Ödemiş’te çok güzel süt ürünleri festivalleri düzenlenebilir. Üretilecek yöresel peynirler, sütlü tatlılar, yoğurt markalaşarak, üreticiler de eğitilerek iç turizmi canlandıracak etkinlikler için değerlendirilebilir. Tüm bunları yaparken markalaşmaya gitmemiz gerekiyor. Bu arada festivalleri gerçekleştirirken konuklara makul fiyatla, ahilik geleneklerini göz ardı etmeden, günübirlik ticaret anlayışından uzak hizmet vermek gerekiyor. Festivaller oturduğunda konaklama, yeme içme sektörü de birlikte gelişecek, yerelde ciddi bir turizm hareketliliği başlayacak.”




Related Images:


Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir cevap yazın