Köfte ekmeğinizi antik Roma mı yoksa Hitit sütununda mı alırsınız?

Kaşıkla eşeleseniz antik bir uygarlığa dokunacağınız ender coğrafyadır Anadolu. Binlerce yılda yüzlerce uygarlığa ev sahipliği yapmış tarihi zenginliğin üzerinde bugün yaşayanlar ise alabildiğine hoyrat ve savurgan. Nüfus artışı ile birlikte mevcut kentlere sığmıyor, tarih ve doğa dinlemeden her yere yayılmaya çalışıyoruz. Yayıldıkça karşımıza çıkan tarihi doku ve eserlere yaklaşımımız vandalizmden başka bir şey değil.

Günümüz hakim uygarlık anlayışımızı çimento ve beton tutkusu belirliyor. Sağlıksız, üretmeyen ekonomi, kent rantları üzerinde sahte canlılıkla ayakta durmaya çalışıyor. Kentlerde bulduğumuz her alanı rant olarak değerlemek günümüzün en karlı girişimi. Kent merkezinde ve yakınında bulunan tarihi ören yerleri telafisi olmayan yıkım ile karşı karşıya.

Tarihi ile kavgalı kentsel rant düzeninin tüm olumsuzluklarını çarpıcı şekilde Ege’de görmek mümkün. Çankaya semtinde tarihi Agora’nın bitişiğindeki çok katlı otopark çarpık tarih ve uygarlık anlayışımızın beton sembolüdür.

İzmir Agora’dakine benzer bir talanı Muğla’da görmüştük. Muğla’ya bağlı Yatağan İlçesi’nin Çamyayla Köyü’ndeki Roma Dönemi’ne ait Kyon Antik Kenti tiyatrosu otopark olarak kullanılıyordu. Tepkilerden sonra 2000 yıllık tiyatro içindeki otopark kaldırılmıştı.

Uzun yıllardır tarihi değere sahip ne kadar taş, mermer kütle var ise kendi inşaatlarımızda kullanmaktan çekinmedik. Yurt dışında olsa mücevher titizliği ile korunacak olan tarihi taş ve mermer kütleler ülkemizde bazen bahçe duvarı oldu bazen de temel beton ihtiyacımızı karşıladı.

Genelde gözden uzak yerlerde bu nevi suistimallere maalesef alışmıştık. Ancak hafta içinde yayın organlarında yer alan haber, alışkanlığımızın da ötesindeydi. Tarih suistimali, bir kamu kuruluşunun ortasında, üstelik herkesin gözü önünde gerçekleşiyordu.

Manisa’da Turgutlu Devlet Hastanesi bahçesindeki kafeteryada sehpa olarak kullanılan mermer parçasının 1800 yıllık Antik Roma Dönemi’ne ait olduğu belirlenmişti. Duyarlı bir vatandaşın ihbarı üzerine Manisa İl Kültür ve Turizm Müze Müdürlüğü müdahil oldu. Kafeterya bahçesinde üzerinde köfte ekmek yenilen, çay kahve içilen Roma Dönemi’ne ait mermer sütun parçası, Müze Müdürlüğü’nde koruma altına alındı.

Tarihi eserler salt bizlerin değil tüm insanlığın ortak değeridir. Sanat, kültür, uygarlık, emek barındıran tarihi eserlerin şımarık mirasçıları olma lüksümüz yok. Bulduğumuz her çömlek parçasında tüm insanlığın doğal hakkı, hukuku vardır.

Bizler Anadolu hazinesinin eşsiz eserlerini; otopark, kafeterya sehpası, bahçe duvarı olarak kullanmaya devam ettiğimiz sürece, bu coğrafyadan çalınıp mekan ve tarih bağlamından kopuk müzelere hapsolan tarihi eserleri, anavatanına döndürme haklı talebimize kimseyi inandıramayız.

Related Images:


Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir cevap yazın