Türkiye gibi bir zeytin ülkesi olan İspanya’da çekilen Zeytin Ağacı (El Olivo) filmi, bir adamın zeytin ağacına bağlılığını anlatıyor. Yönetmenliğini Icíar Bollaín’in yaptığ ve içerisinde komedi / dram öğeleri taşıyan film 2016 yılında vizyona girdi. Filmin oyuncuları arasında Javier Gutierrez, Anna Castillo, Nikolai Will, Juanma Lara ve Aina Requena yer alıyor…
Zeytin Ağacı filminin konusu

İki bin yaşındaki zeytin ağacı doğayı talan eden bir Alman firmasına satılacak karşılığında 30 bin Euora belediye başkanına verilecek ruhsat alınacak ve sahilde restoran açılacak. Öte yandan doğayı tahrip edip madenler açan Alman firması da devasa büyüklükteki merkez binasının girişine zeytin ağacını dikecek, doğaya ne kadar saygılı olduklarını ve ne kadar çok sevdiklerini anlatmaya çalışacaktı.
2 bin yıl sonra Almanya’ya taşınmak varmış
Büyükbaba Ramon torunu Alma ile iki bin yaşındaki zeytin ağacının çevresinde hoşça vakit geçiriyordu. Onunla oyunlar oynuyordu, torununun büyük bir zamanı iki bin yaşındaki zeytin ağacının üstünde geçiyordu. Bir süre sonra iki evladının ısrarına artık dayanamayan büyükbaba Ramon ağacın satışına izin verir. Dev iş makineleri birkaç saat içinde iki bin yıldır o toprakta yaşayan zeytin ağacını köklerinden ayırır, bir TIR’ın Dorsesinde Almanya’ya yolculuk başlar.
Para rüşvete gider

Büyükbaba Ramon suskun
Büyükbaba Ramon sabah yataktan kalktığı gibi zeytin ağaçlarının bulunduğu bölgeye gidip, iki bin yaşındaki zeytin ağacının söküldüğü yerin başına çöküp saatlerce boş boş baktığını görür Alma. Anlar ki, büyükbaba iki bin yaşındaki zeytin ağacının satışına onay verdiği için pişmandır, üzgündür, ancak iki oğlu onu çok zorlamıştır.
Torun büyük babanın tekrar konuşması için iki bin yaşındaki zeytin ağacını geri getirmek ve aynı yere dikmek için bir plan hazırlar.
Ağacın Almanya’da bir kilisede olduğunu ve oradan gelen bir yazıyla iki bin yaşındaki zeytin ağacının eski yerine dikilmesine onay verildiğini gösteren kendi yazdığı bir mektubu köyde herkesin önünde okur. Ancak Almanya’ya gidip gelmek için bir TIR ve ayrıca iki bin Euro para gereklidir.
Almanya’ya yolculuk başlar

Alma, zeytin ağacının kilisenin bahçesinde değil, Alman firmasının lobisinde olduğunu göstermesiyle şok olan amca ve erkek arkadaşı şaşkın bir durumda ne yapacakları konusunda karar veremezler.
Sosyal medyada kampanya etkisini gösterir
Bu arada Alma sosyal medyada başlattığı kampanya ile ses getirir ve yüzlerce çevreci Alman, firmanın bulunduğu binaya akın eder. Alma da zeytin ağacının üzerine çıkarak protestosunu sürdürür. Zeytin ağacının iki bin yıldır yaşadığı toprağa dönmesi için oluşturulan kamuoyunun tepkisiyle bir hayli umutlanan Alma ağaca sıkıca sarılır ve gözyaşı döker.
Büyükbaba ölünce

Büyükbabanın cenaze törenin ardından iki bin yıllık ağaçtan alınan dal bir kök zeytin dalına aşı yapılarak yerinden sökülen ağacın yerine dikilir. İspanya’da geçen bu öykü ölmez ağaca verilen önemi ne kadar güzel anlatıyor değil mi?
Gelelim 12. Ayvalık Zeytin Hasat Günleri’ne
Bu filmi Ayvalık Zeytin Hasat Günleri’ne gitmeden önce izlemiştim. Konuk olarak çağrıldığım bu etkinliğe giderken, film aklıma takılmıştı. Belki bu filmi tekrar izlerim diye düşünmüştüm. Ama sanırım kimse benim gibi düşünmemiş olmalı. Bu film bence bundan sonra her yıl geleneksel olarak düzenlenen Ayvalık Zeytin Hasat Günleri’nin açılış film olmalı. Alınacak o kadar çok ders var ki.
Her hasat bir barış buluşmasıdır
Etkinlik kapsamında “Her hasat bir barış buluşmasıdır” paneli düzenlendi. İç Hastalıkları ve Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Canan Karatay, “Zeytinyağı, kalp krizi, her türlü kanseri ve şeker hastalığını önlüyor. Soğuk sıkım zeytinyağını az tüketen toplumlarda hastalıklar artış ivmesi gösteriyor” dediği konuşmasında sızma zeytin yağının önemine değindi her zaman olduğu gibi.
Prof. Dr. Karatay, zeytinin altından çok daha değerli olduğunu ifade ederek, zeytinyağının da antioksidan olduğunu söyledi. Zeytinyağının insan sağlığı açısından yararlarına değinen Prof. Dr. Canan Karatay, “Zeytinyağı, kalp krizi, her türlü kanseri ve şeker hastalığını önlüyor. Soğuk sıkım zeytinyağını az tüketen toplumlarda hastalıklar artış ivmesi gösteriyor. İnsan, vücudundaki milyonlarca mikropla birlikte yaşar. Ancak vücuttaki bakteriler görevini yapmadığı zaman hastalıklar başlar. Bu bakterilerin hastalık üretmesi halinde ise buna en iyi ilaç zeytinyağıdır. Zeytinyağı kilo aldırmaz, kilo verdirir” dedi.
“Her gün en az bir fincan zeytinyağı içilmeli”
Karatay, insan ömrünün ortalama 70 yıl olduğunu hatırlatarak, “Zeytin ağaçları çok uzun ömürlü. Kuşaklar boyu insanlığa sağlık yayan zeytin ağacına insanoğlu olarak zeytin dalı uzatmalıyız. Zeytinlik alanların korunması için de ulusal bir çatı örgütü kurulmalıdır. Ayrıca zeytinyağı en güçlü antibiyotik. Bu yüzden de her gün en az bir fincan zeytinyağı içilmelidir.” ifadelerini kullandı. Prof. Dr. Karatay, zeytinlikler başta olmak üzere tarımsal alanlarda gübre yerine kaya tuzu kullanılmasını önerdi.
Altınova’da zeytin hasatı
Ayvalık Atatürk Meydanı zeytinyağı firmalarının stantları görülmeye değerdi. Tam bir renk cümbüşü vardı. Minik ikramlar ve armağanlar pek keyifliydi. Bu arada Karatay ile birlikte, Ayvalık Belediye Başkanı Rahmi Gençer, Ayvalık Ticaret Odası Başkanı Benhan İbrahim Kantarcı, özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve konuklar tarafından Altınova’da zeytin hasatı başlatıldı. Ardından zeytinyağlılar ile yapılan yemekler yarıştı. Birbirinden lezzetli yemeklerin yapıldığı yarışmada hemen her yemek ödüle değer görüldü.
“Ayvalık” denilince
Ayvalık denilince insanların aklına ne geliyor diye çevremdeki insanlara sorular yönlendirdim etkinlik boyunca. İlk olarak Cunda Adası, ardından zeytin ağaçları, zeytinyağı ve Şeytan Sofrası geliyor insanların aklına… Demek ki Ayvalık turizm ve zeytinyağcılık konusunda dünya markası olma yolunda emin adımlarla ilerliyor.



























Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.