Tire eşsiz bir açık hava müzesi

Tire, sayısı 200’ü bulan tarihi eserleri, camileri, hamamları, hanları, külliyeleri, mescit ve ayazması, özgün mimarideki evleri türbe ve zaviyeleri, bedestenleriyle Anadolu’nun kültürel miras açısından en zengin merkezlerinden biri.

2011 yılından bu yana UNESCO Dünya tarih ve Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi’ne aday olmak için İzmir Üniversitesi’yle ortaklaşa çalışılan ilçede yoğun bir kurtarma ve restorasyon çalışması da sürüyor. Tarıma dayalı ekonomisi, süt üretimi konusundaki liderliği, muhteşem Salı pazarı, doğal güzellikleri, yok olmaya yüz tutan el sanatlarıyla Tire günübirlikçi ziyaretçilerin en önemli uğrak yerlerinden biri.

Geçtiğimiz hafta sonu İzmiriz Grubu’yla ziyaret ettiğimiz Tire’de hem ilçenin kültürel zenginliklerini görme olanağı bulduk hem de bizlere ilçesini anlatan Belediye Başkanı Tayfur Çiçek’le kısa bir süre söyleştik. Eşsiz bir açık hava müzesi görünümündeki ilçenin turizmle yeni yeni tanıştığını dile getiren Tayfur Çiçek tüm zenginliğine karşın ilçenin UNESCO Kültür Miras Listesi’ne başvuru için henüz erken olduğunu söylüyor.

Turizmde konaklama önemli sorun

İlçede üçüncü dönem belediye başkanlığı görevini yürüten Tayfur Çiçek, şu an 13 noktada restorasyon çalışmasının sürdüğünü söylüyor. Çiçek, 80 bin kişilik nüfusu bulunan; göç almayan, Aydın dağlarına yaslanmış, doğal güzelikleri ve tarihi dokusuyla gelenleri büyüleyen 80 bin nüfuslu Tire’nin, turizm konusunda henüz işin başında olduğunu dile getiriyor. Emekli matematik öğretmeni olan Başkan Çiçek, “Alt yapı çalışmaları tamamlanmadan, bolca reklam yapıp gelen turisti ağırlayamazsak olmaz. Biz henüz turizm konusunun başındayız. Tuvalet, rehber, yabancı dil ve en önemlisi konaklama sorunumuz var. Bunları çözmemiz gerek” diyerek hesap adamı olduğunu gösteriyor.

Son dönemde bir acentayla yaptıkları anlaşma gereği ilçeye hergün 12 ile 17 otobüs günübirlik turist getirdiklerini söyleyen Tayfur Çiçek, “Son dönem Almanya ve İskandinav ülkelerinden turist geliyor. Ziyaretler günübirlik çünkü ilçede ciddi bir konaklama sorunumuz var. Bu sorunu aşmak için üç dört yatırımcının çalışması sürüyor” diyor. Bu konuda hazırlanmaları, altyapı çalışmalarını da tamamlamaları gerektiğini vurgulayan Çiçek, “Tire – Torbalı arasındaki yolların yapılması gerekiyor. Tire – Belevi arasındaki otoban yaklaşık 28 kilometre. Projesi çizildi, ihaleye çıkması gerekiyor” diye ekliyor. Tayfur Çiçek, ilçede bugün yatak kapasitesinin 200 kadar olduğunu, beş yıl içinde bu sayıyı 5 bin yatağa çıkarmayı hedeflediklerini belirtiyor.

UNESCO için çalışmaların sürdüğünü ancak kent kültürüne ilişkin alt yapı çalışmalarının henüz tamamlanmadığına dikkat çeken Çiçek, ilçedeki tarihi eserlerin restorasyonu için İzmir Valiliği, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Vakıflar Bölge Müdürlüğü’yle yoğun çalışmaları olduğunu dile getiriyor.

Tire küçük Hollanda

Tire Süt Kooperatifi ilçede önemli bir lokomotif görevi görüyor. Hemen her köşede kooperatife ait bir işletme göze çarpıyor. Kooperatifin yanı sıra Mart ayında Sütaş firmasının da ilçede faaliyete geçeceğine değinen Tayfur Çiçek, “Burada sütün aroması çok değerli ve farklı. Bir günde 35 ton süt çıkaran firmalar var. Küçük Hollanda da diyebiliriz Tire için. Bu tür işletmelerin çoğalması kentin dinamiklerini de harekete geçireçek” diye konuşuyor.

Tire Kent Müzesi cazibe merkezi

Tire’de kent kültürünü en güzel yansıtan mekanlardan biri Tire Kent Müzesi. Eski belediye hizmet binasının restore edilmesiyle geçtiğimiz yıl Ekim ayında ziyarete açılmış müze. Ödemiş’teki Yıldız Kent Tarihi Müzesi gibi etkileyici ve ilçeyi en ince detaylarıyla anlatan sımsıcak bir müze burası da. İlçe halkının bağışlarıyla yoğun destek verdiği müzenin en özgün yanı, El Sanatları Çarşısı bölümündeki canlı performanslar. Bu bölümde kaybolmakta olan geleneksel el sanatları Beledi dokuma, körüklü çizmeci, urgancı, keçeci, hasırcı, saraç, semerci, yorgancı, nalıncı, mobilyacı ve tornacı esnafı canlı performansla temsil ediliyor.

Tire’nin 5 bin yıllık tarihi gelişimini yansıtan, gelenekleri, günlük yaşamda kullanılan özgün malzemeler, süslemeler, el işleri, kentin temizlik kültürünü yansıtan hamamlara ilişkin objeler, Tire’nin unutulmaz sanatçılarına ilişkin belge ve dökümanlar, 1923’te kurulan ve ülkemizin ilk bandolarından olan Tire Bandosu’na ait objeler büyük ilgi görüyor. Müzeyi günde ortalama bin kişinin gezdiği belirtiliyor. Müzede Tire için büyük önem taşıyan Osmanlı Devleti’nde basılan ilk tıp kitabını da çeviren tıp bilgini Şanizade Ataullah Efendi ile bir dönem Tire’de yaşamış olan ünlü yazar ve devlet adamı Alphonse de Lamartine için düzenlenmiş kalıcı köşeler de bulunuyor.

Çok kültürlü bir ilçe

Tire’de gezip görülecek onlarca eser bulunuyor. Aslında bir günde tüm ilçeyi gezmek olanaksız. Restore edilen eserler kadar onarım bekleyen eserler bile son derece ilgi çekici. Tarihi boyunca çok sayıda medeniyete ev sahipliği yapan ilçe Hititler, Frigler, Lidyalılar, Persler, Romalılar, Bizanslılar’ın izleri görülüyor. Aydınoğulları Beyliği’yle müslümanların yerleştiği ilçede daha sonraki yıllarda Osmanlı hakimiyeti başlıyor.

Osmanlı döneminde ise en hareketli ve görkemli yıllarını yaşayan Tire Fatih Sultan Mehmet’in özel ilgisini görüyor. İstanbul’in fethi sırasında gemileri karadan yürütebilmek için Fatih Sultan Mehmet’in ihtiyaç duyudğu urganlar Tireli urgancılar tarafından üretiliyor.Bu yoğun çabanın ardından urgancı esnafı vergiden muaf edildiği gibi, bir grup Tireli’nin İstanbul’a göç etmesi sağlanıyor. Kente göç eden İstanbulluların Vefa semtini oluşturduğu biliniyor.

İlçenin kültürel yapısında ise Sultan II. Beyazit döneminde kente İspanya’dan getirilen Sefarad Musevileri’nin etkisi olduğu dile getiriliyor. İlçede bugün sadece üç sahada oynanabilen karambol Sefarad Musevilerinden kalan bir miras. Tire tarihini araştıran ve ilçeye ilişkin çok sayıda eser veren gezimizin mihmandarı eğitimci Levent Ertekin karambol için, “Bilardonun yerde ve açık havada oynanan bir türüdür. Türkiye’de sadece Tire’de oynanan bu oyun dünyada ise İspanya’da oynanıyor” diyor.

Kaybolan kültür mirasları

Tire’de bugün kaybolmaya yüz tutan kültür mirası el sanatlarının yaşatılması için her türlü destek veriliyor. İlçenin çarşısında hizmet veren nalıncı, yorgancı, semerciler arasında keçecilik sanatı da yenilikçi tasarımlarıyla yeni kuşaklara aktarılmaya çalışılıyor. Çarşıda farklı tasarımları ve renkli tezgahlarıyla keçecilerin sayısının her yıl biraz daha arttığı gözleniyor.

Üç kuşaktır keçecilik sanatını yaşatan Cön ailesi keçeciler arasında en çok bilinen isim. Ailenin ustalarından Arif Cön kendi mekanlarında gelen ziyaretçilere keçenin yapılışını da anlatıyor. Keçe sanatçısı Cön, babası Cemil Cön’den devraldığı mesleği yürütürken, yenilikçi tasarımlarla bu sanatı ayakta tutmaya çalıştıklarını, yeni keçeciler yetiştirdiklerini anlatıyor. “Eskiden babalarımızın ve ustalarımızın yaptığı kepenekler bizim şu an yaptığımız yeni ürünlerden çok daha zorlu şekilde yapılıyordu. Ancak bu sanatın yaşaması, yeni ustaların yetişmesi için özgün çalışmalar yapmamız, ürünleri modernize etmemiz gerekiyor” diyor.

Görmeden dönme

Basmane Garı’ndan kalkan ve yaklaşık bir buçuk saatlik keyifli bir tren yolculuğuyla erişebileceğiniz Tire’ye Otogar’dan ya da Gaziemir Semt Garajı’ndan otobüsle gitme olanağınız bulunuyor. Keşkeği, Tire köftesi, tazecik ot salataları ve karadutlu lor tatlısıyla damaklara da seslenen ilçede yerel üreticiyle buluşabileceğiniz Salı Pazarı da oldukça ünlü.

İlçeyi ziyarete gittiğinizde Bedesten’i, Eski Yeni Hamamı, İbn-İ Melek ve Süleyman Şah Türbelerini, Kurşunlu Han’ı, Kutuhan’ı, yıkık durumda olsa da görkemli kapısıyla Lamartine Evi’ni ve hemen karşısındaki Arkeoloji Müzesi’ni, şu an restorasyonu süren Necip Paşa Kütüphanesi’ni, Tahtakale Çarşısı’nı, Tarihi Kentler Birliği Ödüllü Tahtakale Hamamı’nı, Yahşi Bey Külliyesi’ni, Yalınayak Camisi ve Hamamı’nı, Yoğurtluoğlu Külliyesi’ni mutlaka görmenizi öneririm.

Related Images:


Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir cevap yazın