Tarihin ilk kumbaraları İzmir’de görüldü

Geçenlerde taksidimi yatırmak için bir banka şubesine gittim. İşlem yaptırmak için sıramatik denilen makineden fiş aldım. Baktım, önce gelen değil, sonradan gelen daha önce işlemini yatırıp çıkıyor. Banka şubesinde bulunanlar arasında ilk gelen kişi olmama rağmen en son işlem yaptıran oldum. Meğer bu bankada ve şubede hesabı olup kartıyla sıra alanların önceliği varmış. Bu hesap sahipleri benim gibi geçerken uğrayanların önüne geçiriliyormuş.

Bankada hesabım yok, sadece taksit yatırmaya girmiştim. Bir yandan da mesai saati bitmeden taksidimi yatırmak için heyecanlanıyordum. Üç ayrı grupta sıra numarası vardı, müşterilerin hepsi de benim önüme geçmişti. Benden dakikalar sonra giren çıkıyor, gelen gidiyor, ama ben hala sıra bekliyorum. Nerdeyse mesai saati sona erecek. Banka görevlileri “bugün git yarın gel” diyeceklermiş gibi geldi, banka müdürüne gittim. “Bu sıra usulünüz adaletli mi?” dedim. Gülümseyerek, “Maalesef bu sıralama genel merkezden verilen cihazlarla yapılıyor, bizim müdahale etme imkanımız ve yetkimiz yok” karşılığını verdi.

Banka müdürüyle sohbet etmeye başladık. Oradan buradan konuşurken sohbet uzadı. O sırada banka şubesine taksit yatırmak üzere bir önceki gelişimde yaşadığımı anlattım. O gün şubenin müşterilerine kumbara hediye edildiğini görmüş, ben de hatıra olsun diye bir tane istemiştim. “Maalesef size veremeyiz. Sizin bankamızda hesabınız yok” karşılığını vermişlerdi. Banka görvlilerine çocukluğumda adıma ilk banka hesabının bu bankada açıldığını söylemiştim. “Bu dağıttınız kumbaralar sayesinde para biriktiyordum” demiştim. “Bu hatırama bir hediyeniz olamaz mı?” diye sorduğumda, “Hayır, veremeyiz”diye cevaplamışlardı.

Bunları anlatınca Müdür Bey hemen yerinden kalkarak arka bölüme gitti. Kısa süre sonra özel ambalajı içinde bir kumbara getirip bana uzattı… Çocuklar gibi sevindim. Uzun süre sıra beklemenin sıkıntısı gitmiş, yerini kumbara hediye edilmesinin sevinci almıştı. Yıllar sonra yeni bir kumbaram olmuştu.

O gün ilk kumbaramın verildiği yıllara gittim. Hatıralarımda ilkokul dönemime uzandım… Beş senelik eğitimim iki farklı ilkokulda geçmişti… Biri Agora semtindeki Misak-ı Milli İlkokulu, diğeri ise doğum yerim Simav’daki Cumhuriyet İlkokulu’ydu. Misak-ı Milli İlkokulu 1980 senesinde yandı… Artık yerinde şimdilerde Agora Açıkhava Müzesi Kazıevi, hizmet ve depo barakaları yer alıyor… Oranın bir zamanlar İzmir’in en köklü ilkokulu ve ulu önder Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın da ziyaret ettiği eğitim yuvasıydı.

Hiç unutmam, bir gün teneffüste bahçede oynuyorduk. Arkadaşım yerden aldığı bir cismi bana doğru fırlattı. Ben de o cismin bana isabet etmemesi için yana kaçtım. Arkadaşımın fırlattığı, kiremit ya da tuğla kırığına benzer cisim okulun istinat duvarına çarptı… Çarpmayla birlikte o kiremit kırığına bezer cisimin içinden parlak bir metal cisim yere düştü. Hemen gidip baktık. Eski bir paraydı, pişmiş topraktan yapılan cismin içinden çıkan.

Anlamadığımız şekiller ve yazılar vardı metal cismin üzerinde… Hemen arkadaşım Osman ile okul çıkışında mahallemizdeki çerçilerden birine gidip o eski parayı sattık. Elimize geçen parayı sinema harçlığ yapmıştık. O parayla bir hafta boyunca sinema sinema gezmiştik.

Geçen sene dördüncüsü düzenlenen Basmane Günleri’nde benim de konuşmacıları arasında yer aldığım bir panel yapıldı. Panelde Agora Müzesi Kazı Heyeti Başkanı Doç. Dr. Akın Ersoy Agora kazılarında hem Antik çağa ait hem de Osmanlı Dönemi’ne ait pişmiş topraktan ve tek kullanımlık kumbaraların bulunduğunu açıkladı. Sonra bu pişmiş topraktan kumbara örneklerini görünce, sözünü ettiğim ilkokul hatıramı sizlerle paylaşmak istedim.

Tarihin ilk kumbaraları İzmir Agora Açıkhava Müzesi kazılarında ortaya çıktı. İşlemleri tamamlandıktan sonra İzmir Arkeoloji Müzesi’nde sergileneceğini biliyoruz. Okurlarımı ve tüm İzmirliler’i Agora Açıkhava Müzesi’ni gezmeye ve kentimizle ilgili tarih ve koruma bilinciyle becerilerini kazanmaya davet ediyorum…

Related Images:


Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir cevap yazın