Mekanik saatlerden önce bazı büyük camilerde namaz vaktini tayin eden muvakkitler, muvakkitlerin sanatlarını icra ettikleri muvakkithaneler bulunurdu. Mekanik saatler çıkınca zamanla bu meslek unutuldu. İzmir muvakkithanelerine ve son muvakkitine başka bir yazımda yer vereceğim.

Tarihi Hisar Camisi’nin önündeki küçük binanın kuzeye bakan duvarındaki yuvarlak yuvasında bulunan saatin tarihini saptamak için yıllar önce İzmir Bölge Vakıflar Müdürlüğü’ne gitmiştim. Hisar Camisi önündeki şadırvanlarda abdest alanlara, gelip geçenlere, bölgedeki esnafa vakti haber veren kadranı porsenel, rakamları eski Türkçe yazılı saatin yaşını tespit etmek uzmanlık gerektiriyordu. Ayrıca yıllardır vakıf depolarında bulunan iç mekanda kullanılmış üç adet salon saatini görmek ve onlara dokunmak gibi bir hayalim vardı?Bu üç salon saatinin biri cami restorasyonu sırasında tesadüfen bulunmuştu.

Yaklaşık bir ay önce isteğimi İzmir Vakıflar Bölge Müdürü Sayın Kenan İba’ya aktarıp, camide kullanılmış salon saatlerini İzmirliler’e tanıtmak amacıyla, yardımcı olmasını rica etmiştim. Hiç ummadığım bir anda sevindirici haber geldi, tarihi saatleri bir an karşımda görünce heyecanlandım? Böylesine önemli bir fırsatı amatör kamerayla tespit edip belgelemek olmazdı. Fotoğraf sanatçısı dostum Atilla Özdemir’i aradım, ekipmanıyla buluşma yerine gelip uzun bir uğraş vererek tarihi saatleri belgeledi.

Saatleri tarihlendirmek, teknik konularda bilgi almak için İzmir Antikacılar Derneği Başkanı Cem Üsküp, eski mekanik saatlerin tartışılmaz uzmanı Feti Pamukoğlu’nun bilgisine baş vurdum. Koleksiyonlarında bulunan benzerlerinden ve meslek tecrübelerinden yola çıkarak saatleri 19. Yüzyıl’a tarihlediler. Büyük olasılıkla İngiltere’de imal edilmiş el yapımı sarkaçlı saatlerin yaklaşık 215 cm boyundaki ahşap kasaları Osmanlı yapımı. Yerli ahşap ustaları tarafından yapılan kasayı yakından incelediğimizde üzerinde çiçek motifleri görülüyor. Edirnekari teknikle yapılan boyanın üzerine zamanla başka boyalar da sürülmüş.

Saatlerin görünür yerlerinde marka, tarih veya yapan ustanın ismini göremedim. Kadranları küçük kılcal çatlakların dışında halen pırıl pırıl, eski Türkçe rakamlar pirinç ancak kararmış durumda. Saatin ağırlıkları yaklaşık 7 kilogram civarında. Sarkaçların ön yüzü pirinç, kadranı çevresindeki motifler pirinç sıvama, bu görüntü rakkasla birlikte saatlere estetik değer kazandırıyor.

Ağırlık sistemiyle çalışan bu türdeki saatlerin yarım saatte tek bir gong çalması, saat başlarında saatin gösterdiği rakam kadar gong çalıp, üç dakika sonra tekrarlaması gibi özellikleri varmış. Ahşap kasa üzerinde bulunan Edirnekari boya, kadranındaki eski Türkçe yazılmış rakamlar, çıkardığı sesler, saatleri Avrupa saatlerinden ayıran özellikler.

Osmanlı’ya gelen saatlerin sesi, kilise veya manastırlarda kullanılan saatlerin sesinden farklı olarak tasarlanmış. Saatlerin sesini kilise saatlerinden çıkan sese benzetenler, sesinden hoşlanmayanlar, dikkati dağıtıyor diyenler olmuş veya zamana yenik düştüğü için bir köşeye atılmışlar. Hisar Camisi’nde yaklaşık 200 yıldır kullanıldığı tahmin edilen tarihi saatlerin sergilenmesi için teknik bakımının uzman ellerde yapılması gerekiyor. Detaylı bilgiler yapılacak onarımdan sonra ortaya çıkacak…
Onarımlarına gelince; İzmir Antikacılar Derneği Başkanı Cem Üsküp, tevazu gösterip saatlerin bakımını ücretsiz yapıp, İzmirliler’e hediye edecekleri müjdesini verdi… Tarihi saatleri bizlerle buluşturan, İzmir Vakıflar Bölge Müdürü Kenan İba’ya, Antikacılar Derneği Başkanı Cem Üsküp’e, saat uzmanı Feti Pamukoğluna, fotoğraflarını çeken Atilla Özdemir’e, yardımlarını esirgemeyen değerli kardeşim Selahattin Yuluğ’a teşekkür ederim.
(Fotoğraf : Atilla Özdemir)
Related Images:
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.