Akıncı (Fettah) Mahallesi

Resmi rakamlara göre yüz ölçümü 55 bin 215 metrekare, çevresi 965 metre olan mahalleye Oteller Sokağı, Anafartalar Caddesi girişinden adım atalım. 1920’li yıllarda, İş Bankası’nın bulunduğu yerde içkili, çalgılı, konsomatrislerin hizmet ettiği Müveddet Salonu vardı. Sonra bu salon Müveddet Kahvehanesi oldu. Daha öncesi Müslüman mezarlığıydı, onun da öncesi Roma Dönemi’ne kadar gider…

Oteller Sokağı deyip geçmeyelim, oteller ve otel odaları ne sırlar saklar… Çok ödüllü “Masumiyet” filmi sokakta bulunan bir otelde çekilmişti, aynı film ekibi adı geçen otele gitse şaşırır, otelin özgün iç mimarisinden hiçbir şey kalmadı…

Sokağın başında sağda Yeni Sadık Bey Oteli yazan bina hakkında daha önce yazdığım için üzerinde fazla durmayacağım . Binanın önünden her geçtiğimde güneye bakan kafesli penceresinden sokağı seyreden bir kız çocuğunu görür gibi olurum. Gün gelecek, küçük kız büyüyüp büyük kurtarıcı Mustafa Kemal’in eşi olacak…

“Tarihi yapı onarılsın, Latife Hanım Müzesi olsun” demekten yorulmadım… Yazılarımı okuyanlar, İş Bankası’nın köşesinde elinde bavul, etrafında göçmen Turna kuşları uçuşan tunçtan bir yolcu heykeli hayalimi bilirler.

Mahalle ile ilgili başka hayallerim de var… Akıncı Mahallesi, toplam dört camiye ev sahipliği yapar. Esasında iki cami iki mescit demek daha doğru. Kabasoğan Mescidi’nin adını birileri Hurşidiye Camisi yapmış. Kapısındaki tabelaya Hurşidiye yazılınca eski ismi unutulmuş…

1930 İzmir Sel felaketi araştırmam sırasında evleri yıkılan veya tehlikede olan insanların yerleştirildikleri okul, cami, mescit, han isimlerini incelerken, karşıma Kabasoğan Mescidi çıkmıştı. Evliyazade Camisi de aslında bir mescit… Hatuniye (Kuşlu) Abdulfettah camilerinin yanında aynı adla anılan medreseler günümüze gelemedi. Bölgedeki zengin hazire ve mezarlardan çok fazla bir şey kalmasa da Fettah Camisi avlusunda Fettah Dede, Şeyh Bedreddin Türbesi’ndeki mezarlar az da olsa ziyaretçileri tarafından yalnız bırakılmıyor.

Eski kayıtlarda adı “Tekke” olarak geçen 1297 Sokak ruhani bir sokaktır. Günümüze tehvithanesi, doğu yönünde misafirhanesi ve akaretleri kaldı . Şeyh Bedreddin ailesinin kullandığı harem selamlık ahşap yapının olduğu yerde şimdi betonarme bina var. Şeyh Bedreddin Türbesi’nin onarımı tabii bir kazanç. Türbenin kapısında Şeyh Bedreddin ismini görenler Simavna Kadısı Oğlu Şeyh Bedreddin’le karıştırıyorlar.

Simavna Kadısı Oğlu Şeyh Bedreddin’in mezarı İstanbul’da Divanyolu’ndaki hazirede. Sanırım bu konuda bir araştırıcının yaptığı çalışma bir çok bilinmeyeni aydınlığa kavuşturacak. Şeyh Bedreddin Türbesi girişindeki açık avluda bulunan mezarlar nasıl olduysa yakın bir zamanda sırra kadem bastı, bari taşlarına kıymasaydınız

Türbe karşısındaki çıkmaz sokakta özel bir ses sistemi vasıtasıyla ünlü Bestekar Rakım Elkutlu’nun şarkıları çalınsa; örneğin “Ne bahar kaldı ne gül ne de bülbül sesi var”…

Biliyorsunuz, bestekar hayatının son günlerini bu evde geçirmişti. Bilgiyi doğrulayan aile yakınları halen hayatta. İyi de bestekar neden bu çıkmaz sokağa gelip Şeyh Bedrettin Türbesi karşısındaki evde ikamet etti? Tekke ve zaviyelerin kapatılmasından sonra Mevleviler, bu tekkeyi kullanıp ayinlerini burada yapmış olamazlar mı? Mahallenin sevilen muhtarı rahmetli Ramazan Tanık’ın verdiği bilgiler bu doğrultudaydı…

Aynı evin ara sokağında, görme engelli piyanist Mümtaz Uygun’un radyo arşivlerinden derlenecek şarkıları çalınsın, piyanist Mümtaz Uygun da çıkmaz sokaktaki evde yaşadı.

İzmir’in işgali sırasında şehit edilen Albay Süleyman Fethi Bey’in cenazesi Küçük Fettah Sokağa (1299) eski İzmir evine getirilip bir gece misafir edilmişti. Sokağa Şehit Albay Fethi Bey’in adı verilsin, otopark olarak kullanılan Kömürcü Han’ın arsası amfi tiyatro olsun, tiyatrocular sıklıkla gelip burada oyunlarını oynasınlar…

Aynı sokağın uzantısında, Anafartalar Caddesi’ne çıkarken sağdaki evin kepenkleri lacivert kırmızıya boyansın, duvara basketbolcu Hüseyin Alp’in adı kazılsın. “Ne ilgisi var?” demeyin, döneminde Balkanların en uzun boylu basketbolcusu Hüseyin Alp, Altınordu Basketbol takımında oynayıp, takımını Türkiye şampiyonu yaptığı yıllarda bu evde yaşadı …

Bir dönem mahallenin beğenilen meyhaneleri, lokanta ve gazinoları vardı. Fevzipaşa Caddesi’ne bakan meşhur Toros Lokantası bir lezzet durağıydı. Beyaz örtülü masalarda yenen yemeklerin tadı halen anlatılır. Tiyatro guruplarının oyun oynadığı, konserlerin verildiği Ali Ulvi’nin bahçesi, eski esnaf meyhaneleri, Kalender, tek tekçi Doğan, kokoreççi Necmi, meyhaneci Beşir halen faal olan Hayyam’ı, meşhur Lokmacı Öztat Kardeşler’i unutmayalım.

Meyhaneler tekrar faaliyete geçsin demek eski bir geleneğin devamı için yeterli olmaz. Bir zamanlar meyhane kadar meyhaneciler de önemliydi… Mahallenin bir de müzesi var. 1298 Sokak’ta İzmirli tüccar Eminzade Hafız Tevfik Birsel Efendi tarafından 1900 yılında inşa edilen bina şimdi Kadın Müzesi olarak kullanılıyor.

Emniyet Oteli, aynı sıradaki kebapçı dükkanı olarak hizmet veren sebillerin düzenlenip onarıldığını, Oteller Sokağı’nda eski Tilkilik Ortaokulu’nun bulunduğu yere kondurulan otoparkın kaldırılıp, aynı hastanenin kafeterya ve depo olarak kullandığı Roma galerilerinin İzmirlilerin ziyaretine açıldığı günleri görebilecek miyiz?

Basmane Karakolu “İzmir kitaplığı”na dönüşsün, bütün tarihinde suçlu görmekten yorgun düşen tarihi karakolun restorasyonundan sonra görünür bir yerine İzmir karakollarının tarihini yazan merhum Akın Hatipoğlu’un fotoğrafını asalım…

Yeni Sadık Bey Oteli’nin kuzeyinde sonradan yapılan dükkanların altında kalan antik tünelin ortaya çıkarılması, Hatuniye Parkı’nın yeniden ele alınıp düzenlenmesi, çirkin trafonun kaldırılıp yerine Gazi Mustafa Kemal ve arkadaşlarının 10 Eylül 1922 tarihinde caddeden geçişlerinin resmedilmesi, sağlık ve itfaiye dışında sokakların araç trafiğine kapatılması, tescilli tescilsiz yapıların onarımı gibi projeleri hayata geçirmek çok mu zor?

Cami, mescit, hazire, konak, arkeolojik ve benzeri değerlere sahip eski İzmir mahallesi başka nasıl ayağa kaldırılıp eski parlak günlerine döndürülebilir?

Mahallenin özetini yapmaya çalıştım.Zaman çok çabuk geçiyor, kıymetini bilelim…

Fotoğraflar: Atilla Özdemir

Related Images:


Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir cevap yazın