Hatırlayalım, Kurtuluş Savaşı öncesi Anadoluda kardeşçe yaşayan, aynı dili konuşup aynı gelenekleri paylaşan farklı dinlere mensup insanlar emperyalist oyunlarla birbirlerine düşman edilmişti. Tabii, bunun faturası ağır oldu. 30 Ocak 1923 Lozan Konferansı’ndan çıkan karar gök kubbede ve gönüllerde bomba etkisi yaparak yankılandı, karara kimse inanmak istemedi…

Ayrılık günü geldi, her iki toplum için bilinmeyen endişeli yolculuk başladı… Yakınlarının ve azizlerinin kemiklerini bırakmayı göze alamayıp yanlarında götürenler oldu. Köyler, kasaba ve şehirler boşaldı. Nalbant Niko, terzi Vasilis, berber Hüseyin, kahveci Alinin dükkanları boş kaldı.
Hastane, okul, yetimhane, sinema ve tiyatro kapılarına kilit vuruldu. Ekilen ürünler toplanamadı, ambarlardaki hububat, reçel ve turşular küflendi… Kemençeler, sazlar, türküler, halaylar denklerin içerisinde yer değiştirdi. Gelinlik kızların aklı, peşlerinden götüremediği çeyizlerinde kaldı. Anında servetler sıfıra indi, ocaklar söndü… Türkiyeden gidenlere “Türk”, Yunanistandan gelenlere “Rum bozması” falan deyip aşağılayanlar oldu, her iki toplum tarifsiz büyük acılar yaşadı…
İzmir, 1922 yangını ve mübadeleden ekonomik ve sosyal yönden fazlasıyla etkilendi. Şehrin bütün birikimi bir anda yok olup gitti. Eski Arkeoloji Müzesi olarak bilinen Aziz Voukolos Kilisesi yangından zararsız kurtulsa da cemaati farklı yerlere göçtüğü için işlevsiz kaldı, kısa bir sürede Cumhuriyetçiler tarafından müze haline getirildi.
Kent kültüründe adı pek fazla anılmayan, halen giriş kapısı ve yıkık bir galerisi bulunan Küçük Aziz Yanni Kilisesinde bulunan bazı ikonlar barış rüzgarlarının estiği yıllarda Yunan Başbakanı Venizelos tarafından Mustafa Kemal Atatürkten istenmiş, daha sonra özel izinle Atinaya gönderilmişti. Şimdi bu ikonlar Atina yakınlarında, Aziz Fotini Kilisesinde, demek ki dinler arası diyoloğun temelleri o yıllarda atılmış…

Tarihi binanın çöküşe geçmesi, Devlet Operası tarafından depo ve atölye olarak kullandığı döneme rastlar. Detaylara girmeye gerek yok, 1990’lı yılların itfaiye raporları incelenirse binanın üç kez yandığını görülür.



Patrik hazretlerinin Atatürk Anıtı’nı ziyaret edip, arkasından Kadifekalede Katolik ve Müslüman dünyasıyla ortaklaşa Aziz Polycarpe ve Yusuf Dede adına ağaç dikmesi birliktelik ve dinler arası diyalog için şık bir görüntü olabilirdi…
Özetle, inançlara saygı duymak insan oğlunun en temiz gerçekçi ruh halidir. Barış ve sevgi yolunda atılacak karşılıklı adımlar meyvesini mutlaka verecektir. Aziz Voukolos Kilisesinin korunması doğrultusunda din farkı gözetmeksizin kültür varlıklarına sahip çıkan Başkan Aziz Kocaoğluna teşekkür ediyorum. Etiler Mahallesinin isimsiz korumacıları, Patrik Hazretlerinin ziyaretini olgunlukla karşılayan İzmirliler hep var olsun…
(Fotoğraflar: Prof.Dr. Simber Atay)
Not: Diz protezi ameliyatımı Eşrefpaşa Hastahanesinde başarıyla gerçekleştiren Opr. Dr. Tunç Kabaklıoğlu ve ekibine, hastanede ziyaretime gelen, telefon ve mesajlarıyla bana moral veren dostlarıma teşekkür ederim.
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.