Bizim dilimiz yok, duyuyor musun? *

Sokakta oyun oynarken aldılar beni. Oyuncak bebeğimden ayırdılar. Sekseğin çizgileri silinmemişti bile kaldırımdan. Hayatı tanımak için daha fazla oyuna ihtiyacım vardı.
Okuldan aldılar beni. Hayat bilgisi benim için, iyi not almam gereken bir dersti sadece. Sınav kâğıdımı öğretmenime veremeden hayatın ta kendisi sınayacakmış bilgimi. Bunu okulda öğretmemişlerdi ki…

Annemin koynundan aldılar beni. Kınalı kuzusuydum onun. Bebekliğim eskimemişti daha. Annem yumuk yumuk ayaklarımı hatırlarken, ben çoktan yolcu edilmiştim; vücudumun uymadığı, ruhumun sığmadığı, aklımın almadığı bir dünyaya.

İstemedim, çok ağladım; “Ya gidersin ya ölürsün!” dediler.
“Gitsem de ölürüm ki!” dedim; anlamadılar.
Beni verenler; başlık parasına sattılar.
Beni alanlar; “Yaşı küçük olsun da eğitelim…” dediler.
Yaşımı büyüttüler, gidemediğim okulun yerine talip oldular.
Evlenmedim; evlendirdiler.

O sabah sokakta, bir ebe eksik başladı oyunlar.
O sabah okulda, sırama kimse oturmadı.
O sabah, annemin koynu boş kaldı.

Beni törenin ve paranın kurbanı ettiler.
Evcilik bir oyundu; evlilik ölümüm oldu.

Türkiye’deki her üç gelinden biri, benim.
Çocuk gelinim.
Oysa bilir misin ki kız çocukları daha erken gelişir, daha çabuk öğrenir ve kavrar. Onları engellemezsen, yollarını açarsan bu dünya nasıl güzel yaşanır! Bilir misin?

Sana diyorum, bu drama seyirci kalan insan:
Bana sırtını dönme!
Bizim dilimiz yok, duyuyor musun?

————-

* Bu yazı, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle Konak Belediyesi Güzelyalı Kültür Merkezi’nde açılan karma sergi kapsamında, “Bana Sırtını Dönme” adlı çalışmada yer alıyor. Çocuk gelinler gerçeğine mercek tutmayı amaçlayan çalışmanın fikir babası, gazeteci Oğuz Yıldız’ın sunuş yazısıyla açılan çalışma, Ekin Aka’nın fotoğrafları ve Duygu Özsüphandağ Yayman’ın yazısından oluşuyor. Sergiyi görmek için son gün, 8 Nisan 2014.

Related Images:


Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir cevap yazın