Başkan adayı Sema Pekdaş, bu ziyareti sırasında, çeşitli nedenler yüzünden terk edilmiş, göçmüş, yangın geçirmiş, virane olmuş kültür varlıklarının içler acısı durumunu görüp inceledi. Başkan olursam Konak ilçesinde bulunan kültür varlıklarının korunması ve yaşatılması için, Büyükşehir Belediyesi, Vakıflar Bölge Müdürlüğü, Kültür Bakanlığı, uluslar arası ve sivil toplum kuruluşlarıyla ortak çalışmalar başlatacağım demesinden umutlandık… Kentli yurttaşlar olarak hanımefendiyle aşağıda okuyacağınız konularda sohbet ettik, önerileriler de ve isteklerde bulunduk…
* Süratle yok olan eski İzmir evlerine sahip çıkılması, amaç dışı, atölye, depo benzeri iş kollarında ruhsatsız kullanılmasının engellenmesi, tarihi dokunun yok oluşuna imkân sağlayacak bilinçsiz onarımlara izin verilmemesi…
* Sayıları fazla olmayan eski İzmir çeşmeleri ve nişaneleri onarıp, eski sokak adlarının kente iade edilmesi, kültür varlıklarının yoğun olduğu dar sokaklara ağır tonajlı araçları ve iş makinelerini sokulmaması.
* İlçe sınırları içerisinde bulunan sur, han, hamam, türbe, kitabe, köprü, su kemeri, köşk, konak, cami, mescit, sebil, kilise, sinagog, çeşme, mezarlık, hazier, arasta, ulu ağaç gibi tarihi mimari, arkeolojik değerlerin, Belediye Yasasının verdiği imkânlar doğrultusunda mülkiyeti kime ait olursa olsun, ilgili kurumlarla kurulacak diyaloglarla kurtarılıp kente kazandırılması.
* Üzerinde birçok kültür varlığını bulunan tarihi Anafartalar Caddesi, Mezarlıkbaşı, Çorakkapı bölümünde durdurulan yenileme çalışmalarının tekrar başlatılması, tarihi caddenin geçmiş yıllarda olduğu gibi 9 Eylül törenlerine hazırlanması, kaldırım işgallerine ve lümpenliğe taviz verilmemesi
* Neolitik Dönemden kalan ve İzmir tarihiyle ilgili önemli. bulguların ortaya çıkacağı Tepecik Höyüğünün SİT ilan edilip kazılmasına öncülük yapılması. Halen kayıp olan, antik dönemden kalma Stadyum ve Gimlazyumla ilgili verilerin araştırılması…
* Altınpark kazı alanında ortaya çıkarılan Roma yolu uzantısının Anafartalar Caddesi üzerinde belli noktalarda aranması, kazı alanının bir an önce ziyarete açılması. Sakarya Mahallesinde bulunan ve içeriye girilmesi sakıncalı olan Roma su kanalı içerisindeki Sütveren tanrı anne dua evinin kapalı devre kameralarla gösterilmesi. 967-1031 ve diğer sokaklarda bulunan Helenistik, Roma Osmanlı Döneminden kalma duvarların eski haline getirilip gece aydınlatmasının sağlanması.
* Büyükşehir Belediyesince restore edilen, Emir Sultan Haziresi bitişiğinde bulunan belediyeye ait boş arsanın İslam Eserleri Müzesine dönüştürülmesi.
* Kemeraltı ve çevresinde bulunan hanların, anıtsal ve sivil mimari örneği yapıların restorasyonu ve tarihi dokunun iyileştirilmesi, meydan ve arastaların düzenlenmesi, Kent mobilyalarının ve mevcut parkların yenilemesi. Belediyece hazırlanan sokak iyileştirme projelerinin hayata geçirilmesi.
* Konak ilçede bulunan Tarihi kültürel mirasın belgelenmesi, envanter çalışması, arşiv oluşturulması, sözlü ve yazılı tarihin yazılması. Bölgenin turizmle ilgisinin tanımlanması, gezi rehberinin hazırlanması, turizm ve tanıtım birimlerinin kurulması.
* Yıllardır ihmal edilmiş, tarihi semtlerimizde keyfi uygulamalara son verilmesi. Atık depolarının kent dışına çıkarılması. Sosyal Hizmetler birimlerinin özellikle kimsesiz, barınma sorunları yoksul kadınların ve çocukların yaşamını iyileştirilmesi.
* Belediyece yayınlanıp, dünya turizm fuarlarında dağıtılan “İzmirin Gizli Kültür Cevherleri” kitabında İzmirli kadınların hafif flörtüz baştan çıkarıcı gibi saçma benzetmelerle tanıtılmaması.
* Belediye kaynaklarının adil kullanılıp, lümpenliğe ve arabeskleşmeye karşı önlemler alınması, yıllardır ahbap çavuş ilişkileriyle kuruma yerleştirilen niteliksiz eleman alımına son verilmesi vs…
Sema Pekdaşı Avukat arkadaşı Hilal Küey anlattı:
1998-1999 yıllarıydı, Aydın’da yine işkence nedeniyle polis yargılaması. Ben yönetimde idim o zaman. Baro adına müdahil olmuştuk davaya. Baro müdahilliği bir ilkti. Salonda polislerin mahkumiyet kararı açıklandığında, ortalık bir anda karıştı. Yumruklar, havada uçan tekmeler, mahkum olan polislerin arkadaşları yapıyordu bunları. Ahmet Şık, genç bir muhabir o zaman. Gazetecilerin duruşma salonunda çekim yapmaları yasak değildi henüz. Olanı biteni belgeliyor. Polisler fark edince, Ahmet’e yöneliyorlar, Ahmet’in kafasını yarıyorlar, yüzü gözü kan revan, fakat makinasını bir türlü vermiyor. Sonradan o filmlerle, saldırganlar hakkında dava açılabilmişti. Sema, kimin avukatı idi hatırlamıyorum şimdi, ama Ahmet Şık’ı bu vaziyette bırakmıyor. Zorla kendi de biniyor polis minibüsüne, kolunda bacağında sıyrıklar. Yani kendini gerekli gördüğü her işten Sema kendini sakınmaz, Belediye adaylığı da öyle işte
İşkence gören Manisalı gençlerin avukatı, insan haklarının savunucusu ve gezi olaylarında verdiği mücadeleyle tanıdığım Avukat Sema Pekdaş, sorunlu bir ilçeye başkan olduğunun farkında… Basmane buluşması öncesi yıllardır yanında bulunmuş avukat arkadaşlarından aldığım olumlu görüşler ve kendi edindiğim izlenimlerle Sayın Sema Pekdaşın başarılı belediye başkanı olacağına inanıyorum. Şeffaf, katılımcı ve adil bir belediyecilik yapmak beceri, bilgi ve cesaret işidir.
Kolay gelsin…












Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.