Bay Ali Bilkay iyi miydi kötü müydü takdir hepimizin. Sonuçta “gidenin” ardından konuşulmaz derler ama, muhteremin İzmir’i sevmediği ve “dokularının uyuşmadığını” söylediğini bildiğimizden bir kaç kelam edelim.
İzmir Ali Bilkay gibi “içe dönük” bir Emniyet Müdürü görmedi hiç.
Kentle ilişkileri bu kadar sorunlu bir üst memurun icraatları da tartışmalıdır elbet. Umuyorum ki “yeni müdür” mesafeli, iyi niyetli bir iletişim yolunu baştan açar, zira İzmir’in özellikle trafik emniyeti açısından ciddi sorunları var. Her ne kadar bunu aylardır söylesek ve yazsak da, trafikten sorumlu bazı polislerin bendenizi Hilmi Gültay abime şikayetten öte bir şey yapmadıklarını belirtmem gerekiyor.
Bugüne kadar “müdürüm” sululuğunda bir gazeteciliği tercih etmediğimi, emniyet müdürü de olsa vali de olsa eleştirilmesi gerekiyorsa sonuna kadar eleştirdiğimi bilen bilir. Eleştiriye kulak vermek de medeniyet göstergesidir. Eleştirileri araştırmak ve sonuçta gereğini yapmak ise takdire şayandır. Bu durum eleştireni değil, eleştiri karşısında uygarca gereğini yapanı yüceltir. Ne yazık ki Halil Tataş, Hüseyin Çapkın ve Ercüment Yılmaz kadar performans sergileyemedi Ali Bilkay. Ne yazık ki ardında da bir yığın soru işareti ve trafik kaosu bıraktı gitti.
İnşallah Sami Uslu, kendine verilenlerle yetinmez de, sıkı bir araştırma ve gözlemden sonra stratejisini belirler. Uygarlık ve demokrasiyi de yaşatır İzmirlilere, çünkü İzmir’in sokaklarının takdiri, egemenlerininkine benzemez. Egemenler gidene “güle güle” gelene de “hoşgeldin” yaklaşımını şımarıkça yaşarken, İzmir sokakları kendine insanca hizmet edenle, etmeyeni ayırırı ve gerektiğine “dua” gerektiğinde “beddua” ile yönlendirmeye çabalar.
Baştan söyleyim. İzmir’de bugün kaç tane trafik polisi var bilinmiyor. Çünkü iddiaya göre, pek çok trafik polisi asayişe kaydırılmış. Nedenin de olası Gezi olaylarıymış. İzmir’de kaç trafik ekibi var, araç gereç yönünden ne durumdalar, motorize trafikçilerin sorunları var mı gibi soruları bugüne kadar sorsak da yanıt alamadık?
Bazı trafik sorunlarının nedenlerini, Vali Toprak gibi, külliyen yerel yönetimlere “atmak” yanlışına dilerim Sami Uslu düşmez. Eğer bu yanlış ötesi değerlendirmelere yeni müdür de itibar edecek olursa, İzmir sokaklarında “emniyet belediyeler karşısında siyasi taraf mı oldu” sorusu daha yüksek perdeden çınlamaya devam eder?
Dün Posta Ege Gazetesi’nin birinci sayfası yeni emniyet müdürüne bir “mesajdır” mesela. Çocuk Hastanesi yolundaki “yüzsüzlükler” karşısında biçare bırakılan yurttaşlar hizmet bekliyor haftalardır. Yine İzmir’in pek çok caddesinde trafik akışını engelleyen ve asla denetm yapılmayan edepsizliklere de sanırım dikkat buyurur yeni Müdür Bey. Otobüs durağında otobüsten inerken kamyona çarpan bir vatandaş olarak, trafik polislerinin “görevlerini” yapmalarını bekliyorum. Tarafsız, hakkaniyetli, yurttşına sevgiyle yaklaşan, kötülerin, arsızların, yüzsüzlerin düşmanı Cumhuriyet polisi özlemimiz artıyor çünkü.
İzmir’i kendine sevgiyle yaklaşanları sonsuza kadar sever ve hatırlar, sevmeyenleri ise “hiç olmamış” sayar.
Bilmem anlatabildim mi?
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.