Vizyona giren yeni bir film ismi gibi gelse de ABD, Kanada başta olmak üzere refah toplumlarında giderek yaygınlaşan bir etkinlik, kıyamete hazırlık. Onlara kısaca “hazırlıkçılar” deniliyor. Dernekleri, kulüpleri, web portalları, e-posta grupları bulunuyor.
(http://www.readyfordoomsday.com, http://www.prepperwebsite.com ve benzerleri) Bitmedi! Sayıları milyonlar ile ifade edilen ve çoğu ortalamanın üzerinde gelir sahibi olan kıyamet hazırlıkçılarına özel danışmanlık hizmeti veren firmalar, marketler, silah kullanma ve savunma sanatı eğitimcileri var ve hatırı sayılır işler yapıyorlar.
Kıyamete hazırlananların sayısı arttıkça adeta dev bir sektör doğuyor. Ülkemizde henüz yok, varsa da sembolik düzeyde az sayıdalar. Ancak farklı gerekçeler ile yakın zamanda kıyametin kopacağına inananlar ciddi hazırlık içindeler. Eğitim alıyorlar, silahlanıyorlar, tatbikat yapıyorlar.
Sabit veya mobil sığınaklar, ilkel koşullarda enerji üretebilme, su arıtma, gıda ve kıyamet sonrası ihtiyaç malzemeleri, nükleer veya biyolojik saldırıdan koruyan kıyafetler ve benzeri ürünler hazırlıkçıların talebine yönelik üretiliyor, satılıyor.
Ülkemizde de takip edilebilen National Geographic TVde yayınlanan “Doomsday Preppers” adlı programda hazırlıkçıların çılgınlık boyutundaki hazırlık çalışmalarını izlemek mümkün. Aynı programın yakın geçmişteki bölümlerinden birinde hazırlıkçı bir ailenin kıyamet hazırlığı için yaptıkları tatbikat sırasında içecek suyun tükenmesi olasılığına karşın idrarlarını pet şişeye yapıp afiyet ile içtiğini gösterdiler. (Bu iğrençlik yerine kıyameti kabullenmeyi tercih ederim!)
Kıyamet sonrası oluşabilecek kaos sırasında yaşanacak taşkınlık ve şiddete karşı hazırlıkçı aileleri küçücük çocuklarına bile ateşli silah eğitimi aldırıyor. Çok zengin olan hazırlıkçılar dağların, tepelerin yüksek noktalarına yer altı şatosu diyebileceğimiz sığınaklar yaptırıyorlar. Daha az parası olanlar ise güvenliği artırılmış karavanlar ile yetiniyorlar.
Kıyametten korkmuyoruz, çünkü
Semavi dinlerin hemen hepsinin beklentisi kıyametin çok da uzak olmadığı yönünde. Bunların dışında ki dinsel öğretilerde de kıyamet için fazla beklemeyeceğimize yönelik öngörüler var. Ne zaman olur bilinmez ama refah toplumlarının dışında kalan bizim gibi veya daha yoksul ülkelerde kıyamet için kimse kılını kıpırdatmıyor.
Orta Doğuda yer alan, yakın geçmişinde dört darbe ve hala devam eden kitlesel silahlı bir hareket ile karşı karşıya kalan, son çeyrek asırda sayısız ekonomik krizin cenderesinden geçen bizler için kıyamet her halde çok da korkulacak gibi bir şey görünmüyor.
Kıyamet senaryolarına karşı ilgisizliğimizi İslamiyetteki kader algısı ile tek başına açıklamak zor. Umursamazlığımız olsa olsa yaşamında irili ufaklı çok sayıda kıyamet yaşayan bizler için kıyametin üzerimizdeki korku etkisi sınırlı kalmasındandır.
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.