Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü (BYEGM) geçenlerde sarı basın kartlarında şekil değişikliğine gitti ve gazetecilere yeni basın kartlarını dağıttı. BYEGM İl Müdürlüğü’nden yeni kartımı alınca yıllar öncesine gittim.
29 yıl önce mesleğe başladığımda çalıştığım gazetenin getir götür işlerini yapan ve hayatında hiç haber yazmamış, kibrit kutusu büyüklüğünde olsun bir haberi yayınlanmamış ilkokul mezunu ağabeye sarı basın kartı verilmişti.
Ben ve benim gibi haber ve fotoğraflarıyla gazete sayfalarına alınterlerini akıtan birçok basın emekçisi 212’li olamıyor, bir türlü sarı basın kartı alamıyordu. Ya sigortasız, güvencesiz çalışıyorduk ya da sigortamız fikir işçisi olarak değil de kol işçisi olarak yapılıyordu.
Oysa gazete patronlarının yakınları, aile bireyleri hiç gazeteye bile uğramadıkları halde sarı basın kartı alıveriyor ve o gün için pek çok avantajından yararlanabiliyorlardı. Şehir içi toplu taşım araçlarında, belediye otobüslerinde ücretsiz seyahat etmeleri bu avantajlardandı.
Yıllar içinde 212’li oldum, sarı basın kartımı aldım, hızla geçip giden yıllardan sonra sürekli sarı basın kartı almaya hak kazandım.
Geçen ay İzmir Büyükşehir Belediyesi de yeni bir uygulamaya geçti. İzmir Gazeteciler Cemiyeti üyesi, sarı basın kartlı 850 İzmirli gazeteciye 10 lira karşılığında belediye otobüsleri ve diğer toplu ulaşım araçlarında ücretsiz seyahat etme imkanı veren özel Kentkart’lar dağıttı. Toplu ulaşım araçlarına binişlerde gösterilmesi zorunlu olan bu kartların dağıtılmasıyla gazetecilerin ceplerindeki sarı basın kartlarının bir kullanım alanı da böylece son bulmuş oldu.
Her gün en az altı defa belediyenin toplu ulaşım araçlarına biniyorum. Büyükşehir Belediyesi’nin Kentkart’ını da bu yüzden aldım. Bu manyetik kartı validatör denilen bir alete uzatıyorsunuz, Biiiiip diye bir ses çıkarıyor. Aletin ekranında ise Denetim yazısı beliriyor ve böylece taşıta biniyoruz. Yıllar sonra böyle bir uygulamaya alışmak zor oldu.
Önceden belediye otobüsüne sarı basın kartımızı gösterip binerdik. Otobüs sürücüsü daha farklı ve saygılı davranırdı. Bilet ya da para vermediğimiz, kart okutmadığımız için otobüs yolcuları nezdinde de ayrı bir havamız olurdu. Yeni uygulamayla biz de Biiiiip diye ses çıkaran bir kart gösterip biniyoruz. Toplu taşıma araçlarında o eski havamız artık yok.
Geçenlerde belediye otobüsünde ve metro istasyonu turnikesinde gösterdiğim kart Biiiiip sesi vermedi. Turnikeden geçemedim. Görevli, Beyefendi kartınızın bakiyesi yetersiz sanırım. Şu karşıdan parayla yükleyebilirsiniz diye uyardı. Görevliye, Bu kartlar para yüklenen kartlardan değil, bak üzerinde ismim yazılı ve Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun imzası, üzerinde ‘Basın’ ibaresi de var deyip yakından gösterdim. Görevli, Ben bu kartı hiç görmedim, sahte olabilir demesin mi?
Bu kez cebimden sürekli sarı basın kartımı çıkarıp gösterdim. Üzerinde Başbakanlık Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü yazılı ve hologramı var. Görevli, Bu kartı da ilk kez görüyorum deyince canım sıkıldı. Vazgeçip geri dönmek üzereyken kartımı bir kez daha alete uzattım, Biiiiip sesi geldi, turnike açıldı, geçebildim.
O an 18 yıl önce yaşadığım bir olay geldi aklıma. Bir akşam üzeri Yaşar Aksoy ağabeyimle hasta meslek büyüğümüzü evinde ziyaret etmek üzere yola koyulduk. Fahrettin Altay Meydanı’na gitmek üzere Alsancak’ta Sevinç Pastanesi önündeki duraktan belediye otobüsüne bincektik. Yaşar Ağabey otobüse binip çıkıp sarı basın kartını gösterince otobüs şoförü Bu kart geçmez demesin mi? Onun arkasında ben bindim otobüse. Sarı basın kartımı gösterdim. Şoför bana da itiraz etti, Bu kartlar geçmez dedi, başka bir şey demedi.
Belediye otobüsünün şoförüne Hasta ziyaretine gidiyoruz, binelim, hareket edin. Yolumuzun üzerinde hareket merkezindeki panolarda bu kartların örnekleri var. Orada bakıp görürsünüz dedimse de razı edemedim. Şoför otobüsün motorunu stop ederek el frenini çekti ve otobüsten inmemizi beklemeye başladı.
Otobüsteki yolculardan iki bayan şoföre, Biz bu beyleri tanıyoruz. Onlar gazeteci. Yanlış yapıyorsunuz dedilerse de nafile. Belediye otobüsünün şoförünü inandıramadık. Otobüsten indik ve bir taksiye binerek meslek büyüğümüzün evine gitmek üzere yola koyulduk.
Gazetecilik mesleğinin itibarı ve bana göre bunun göstergesi sarı basın kartlarının geldiği son nokta bu. İstanbul’dan sonra İzmir Büyükşehir Belediyemizin yöneticileri ve çalışanlarınca bu hale getirildi. Otobüse, vapura, metroya, raylı sisteme binerken basın kartını değil, Kentkart’ını göster, Biiiiip diye ses çıkınca geç, otur… İyi yolculuklar…
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.