“Ali kitap oku”

“Anadolu’ya kara çadırlarla gelişimizden bu günlere kadar özellikle İstanbul gibi büyük kentlerde adeta “bin yıl” süren bir veba salgını uzunluğunda, kemikleşmiş ve genel bir “okumazlık” geleneğimiz vardır.” diyor Ece Ayhan bir yazısında.

Bugün bu tespit artarak sürüyor.

Diğer büyük illerimizin de bu konuda İstanbul’dan geri kaldığını söyleyemeyiz.

Görünen o ki; televizyon dizileri ve bu dizilerin üslubunu aratmayan haber programlarından, çok değerli bilim kültür siyaset insanlarımızın geyik muhabbeti aktüel programlarına kadar her türlü aydınlatıcı bilgi(!) ile tıka basa doyurulan halkımızın dolayısıyla kitap okumaya ihtiyacı kalmamaktadır.

Sadece aptal kutusuna kilitlenip kalan dar gelirli, yorgun ve bezgin halkımızla sınırlı kalsa ”okumazlık” anlaşılır. Ama ilköğrenimden üniversitelisine yoksul halk çocuklarının açlıktan nefesi kokarken, altı delik ayakkabılarıyla okul yolunu arşınlarken kitap satın almaya güçleri kalmadığını anlayabiliriz.

Üniversitelerde akademik kariyerlerine puan kazandıracak derin araştırmalarından başını kaldırıp okumaya fırsat bulamayan bilim insanlarımız, kulislerde oy ve makam pazarlıkları içersinde bitap düşen siyasi elitlerimiz, piyasa dalgalanmalarında mal – mülk dengelerini korumaya endeksli ekonomi mimarları, kanaat önderi işadamlarımız da okumaya fırsat bulamadıklarından kitap almıyorlar besbelli!

Bir de unutmayalım, yüzlerce alternatif kanallı TV’lerde halkımız için çok yararlı ve değerli haber, ekonomi, aydınlatma, tartışma, kültür, eğlence ve siyaset programlarına emeği geçen, sunucusu, program yapıcısı, oyuncusu, futbolcusu, yazarı, edebiyatçısı, şarkıcısı, siyasetçisi, gazetecisi ile koskoca entelektüel insan topluluğu var ki bunlar da zaten kendileri yazmaktan başkasının yazdıklarını okumayla ve kitap satın almayla uğraşmaya hiç vakitleri yok!

Diyeceksiniz ki Türkiye’nin sanat, kültür ve ekonomisinin akıl hocası İstanbul, siyasetinin başkanı da Ankara iken, kitap alımı düşük, “okumazlık” yüksek ise İzmir’imizin ve diğer illerimizin bunda suçu ne?

Hal böyle iken, “Yerel yönetimler ne yapsın, İzmir’i yönetenler ne yapsın; yol, su, kanalizasyon, ulaşım derken bir de iktidar partisinden olmama nedeniyle uğranılan adli soruşturmalarla uğraşmaklardan hal mi kalıyor, halkın kültürel gelişmesinde kitabın rolünü düşünmeye!” diyeceğiz…

İstanbul’un debdebeli medyatik hayatının içinden gelen “pazar eki yazarları” nın eğlenceli, müstehcen, anı kitapları kitapevlerinin vitrinlerini süslerken, gerçek edebiyat ve bilimsel kitapları kim alır diye merak ediyorum!

Muhalif gazeteciler, yazarlar, aydınlar tutuklu diye davete gelmeyi reddeden dünya edebiyatının hatırı sayılır yazarına ”Bre cahil, sen de kim oluyorsun?” diyebilen bir başbakanlı memlekette kime, ne yazılır kara kara düşünüyorum!

Bu iş çok karışık: Kim ne “yazar”, kim niye “okur”?

İlkokul birinci sınıf fişlerinde kaldı:

“Ali kitap oku” …

“Yaz Ayşe yaz”…

Related Images:


Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir cevap yazın