Ben 27 Mayıs devrim öğretmeniyim

27 Mayıs 1960 Devrimi ile kurulan Rize Öğretmen Okulu mezunuyum. Yani ben bir 27 Mayıs devrim öğretmeniyim. Bu bayram benim bayramımdır!

Her ilde ortaokuldan sonra lise muadili 3 yıllık yatılı ve gündüzlü kız ve erkek karma öğretmen okulları açmak 27 Mayıs kararlarındandır. Demokrat Parti’nin kapattığı Köy Enstitülerinin öğretmen açığını hızla kapatmanın yolu buydu.

1962’de Rize Öğretmen Okulu böyle açıldı. Orada okudum.

1964’de gündüzlü alınan öğrenciler içerisinde birincilikle okulu kazandım. 1967’de, 18 yaşında öğretmen olarak tayinim yapıldı! Kendi ekmeğimi yedim, üstüm başım kıyafet gördü.

Her alanda sosyal atılımlar yapmak, çağdaş uygarlığı yakalamak 27 Mayıs Anayasası’nın temel felsefesiydi.

“Sosyal devlet” kavramıyla böyle tanıştım. Hem kutlu bir meslek sahibiydim, gururla dolaşıyordum.

En önemli eğitim kuralı, “Çocuk sosyal varlıktır”, onu orada öğrenmiştim. 27 Mayıs Anayasasının eğitim programının adı olan “1968 Müfredatı”, bu felsefeyle doğmuştu. Tamamı MİLLİ olan bir programdı. Bu programla yazılmış ders kitaplarını, 1980 öncesine kadar basılmış olanları, eğer bulursanız altın bulmuş gibi saklayın.

O müfredat, 1980 Amerikancı müdahaleyle adım adım kuşa çevrildi, 2005 Sivil müdahalesiyle tamamen ortadan kaldırıldı. Artık tamamı ithal Amerikan malı “Çocuk bireydir” müfredatı, bilgiyi piyasadan sertifikalı alma, devlet okullarını boş binalara çevirme süreci, karşı devrim egemenlik kurdu.

Şimdi hazırlanan, gece oylamalarıyla getirilmek istenen anayasa, 27 Mayıs’ın sosyal anayasasını tümden ortadan kaldırmanın anayasasıdır. Onunla sosyal devletin bitişini ilan edeceklerdir, niyet açıktır.

27 Mayıs ile gelen eğitim kurumlarından en önemlisi yatılı fen liseleridir. Şimdi onların da suyu çıkartıldı. Zaten Talim ve Terbiye Kurulu Başkanıyken 2006’da İrfan Erdoğan bu okulları kaldıracağını söylemişti.

Ülkemizin bilim adamı ihtiyacını karşılamak, öğretmen ihtiyacını karşılamak, PLANLI KALKINMA’da bu sosyal ihtiyaçlara yer vermek… Olacak iş miydi Amerikancılar için. Hal yolunu buldular; Tansu Çiller ilk anlaşmayı yaptı, 1995’de Dünya Bankası SPAN adlı bir eğitim şirketi gönderdi, piyasacı müfredata, böyle ihaleyle gelen yabacı şirketle başladık.

Sonuç; binlerce öğretmen açığı ve beyin çökerten “kullan at” ders kitapları… Çocuklar birbirine düşman ediliyor, devlet okulları perişan, bakımsız…

Sonuçlardan bir diğeri; özel okulda öğretmen olmak sözleşmeli, garantisiz, ucuz ama görünüşte itibarlı! Kolej öğretmeni olmak bir şey olmak zannedilir oldu. Oysa, kolejler eski sosyal felsefeyle öğretmenliği bilen ve şimdi emekli olanları ikinci iş olarak alıp ucuza çalıştırmayı seçiyor. Yine itibar edilen eski öğretmenlerdir.

Şimdi nasıl ters işliyor piyasacı sistem! Öğretmenliğin onuru da maddi değeri de sıfır!
Ülkemizin itibarıdır düşürülen.

Ben 27 Mayıs Devrim öğretmeniyim ve böyle olmakla da gurur duyuyorum.

27 Mayıs Devrimini bize armağan edenlere ve 27 Mayıs Anayasası’na emeği geçenlere, 1968 Müfredatını hazırlayanlara ve Rize’ye öğretmen okulu açan Cumhuriyet Devrimi’nin adsız kahramanlarına, binlerce teşekkür ediyorum.

1848’de ilk öğretmen okullarını açan Türk aydını Hüseyin Avni Paşa’dan, 1924’de Müzik Öğretmen Okulu’nu açan Mustafa Kemal Paşa’dan, 1963’de Rize Öğretmen Okulu’nu açanlara, Cemal Gürsel Paşa’ya, Suphi Karaman’a ve 27 Mayıs’ı yaratan bütün kadroya kadar, emeği geçen bütün Türk devrimcilerine, binlerce teşekkür ediyorum. Işıklar içinde uyusunlar…

Onların ışığı üzerimizden eksik olmasın, bize bıraktıkları mücadele kararlılıkları yolumuzu aydınlatsın!

Related Images:

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın