Bugün İzmirin metropol alan içinde yaşan nüfus 3 milyonu geçiyor. Bunca zamandır İzmir kentini yönetenler niçin yol-nüfus ve trafik akışı planlamalarını doğru dürüst yapamazlar ya da yapmıyorlar, şaşıyorum.
İstanbul kadar olmasa da güzel İzmirimizin de üç-dört trafik sıkışıklığının yaşandığı noktaları var. Yıllar önce de, çevre yollarımıza bağlantıları olan Karşıyaka, Çiğli ilçelerimizden geçen ve Çanakkale yolu olarak tarif edilen Anadolu Caddesi olsun, Konaktan başlayıp Urla, Çeşme ilçelerine kavuşan Mithatpaşa Caddesi olsun, trafik keşmekeşinin yaşandığı yollarımızdı…
Bugün bu sıkışıklıklar belli saatler dışında neredeyse yok gibi.Ama Bornova Ege Üniversitesi Hastanesi önündeki kavşakta, onca yeni yollar, viyadüklü üst yollar açılmasına rağmen hala bir trafik keşmekeşinin yaşandığına tanık oluyoruz.
Uzun yıllar hastanelerde muhabirlik yaptığımdan Ege Üniversitesi Hastanesi Acil Servisi’ne bir çok olay nedeniyle gidip geldim. Bu hastanemizin acil servisinin elbette biz İzmirde yaşayanlar için büyük önemi vardır. Ege il, ilçe ve köyleri için önemi çok daha büyüktür, kulaklarımla duymuşumdur, Bizim sağlık Kabemiz derler bu acil servisimize…
Haberci olarak bir çok acil müdahale gerektiren sonuçlar veren olay izledim. İzmir’den 150 kilometre uzaklıkta, Ankara yolu üzerindeki Manisanın Kula ilçesinden, İstanbul yolundaki Akhisar ilçesinden, yine Çanakkale yolundaki Balıkesirin Ayvalık ilçesinden trafik kazası veya değişik hastalıkların mağduru vatandaşlarımızın ilk ulaşmak istediği yer Ege Üniversitesi Acil Servisi olmaktadır.
Bornova Metro İstasyonu çevresindeki araç trafiğine kent geçişlerinin yanı sıra uzaklardan hastane acil servisine gelen trafik de katıldığında tam bir panayır yeri gürültüsü oluşuyor. Düşünün, ambulanslar olsun, acil hasta taşıyan araçlar olsun, girdikleri trafik girdabından çıkmaları çok zor oluyor.
Geçtiğimiz gün Birinci Sanayi Sitesi’nden geçen bir belediye otobüsüne binerek Bornovaya gidiyordum. Saat akşamüstü 17.00 sıralarıydı… Bindiğim otobüs geldi geldi tam metro istasyonu, hastane girişine 300 metre kala trafiğin içinde kaldı. İlerlemesi mümkün değil
Otobüste yanımda oturan ve emekli olduğunu sonradan öğrendiğim bayan rahasızlanarak fenalaştı… Hastane acil servisinin giriş kapısını gözümüzle görüyoruz, ama oraya ulaşmak ne mümkün. Otobüsün kapısını açtırıp hastalanan bayanı götürsek bir türlü, götürmesek bir türlü.
Otobüsteki vatandaşlar müdahale etti. Kolonyalarla masajlar, telkinler derken 2 dakikalık yolu 20 dakikada geçebildik. Hemen hastane acil servisinden kapıp getirdiğimiz sedyeyle hastayı ilk yardım ünitesine yetiştirdik.
Aynı saatte uzak bir ilçeden gelen hasta ambulansı da o trafik keşmekeşinde hastane kapısına ulaşmak için acı acı sirenler çalıyor, tüm trafikte direksiyon başındakilere adeta Yol verin diye yalvarıyordu. Bu durum, sağlam olan bizleri de rahatsız, hasta etti…
Emniyet Müdürlüğü’nün Trafik Şube Müdürlüğü olsun, Büyükşehir Belediyesi’nin tafik işleri müdürlüğü, kurulu, komisyonu olsun, bu trafik noktasının her gün her gün bu şekilde keşmekeş içinde oluşuna seyirci kalmamalılar.
Hastaneye yetiştirilen hastaların zamanla yarıştıklarını hepimiz biliyoruz. Eğer bir trafik düzenlemesi yapılamadığı için insanların hayatlarını kaybettiğini duyar görürsek insan olan rahatsız olmaz mı?..
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.