
Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Ali Nedim Güreli ile söyleştik. Sektörün sorunlarını sıralayan Güreli, zeytinyağının dünyada üretimi arttıkça tüketimi de artan bir ürün olduğuna dikkat çekti. Ali Nedim Güreli, zeytin zeytinyağı sektörünün art arda krizler yaşadığın anlatırken, Bu krizleri yaşadığımız için küresel kriz bize leblebi çekirdek boyutunda geldi dedi.
– Aslında zeytin ve zeytinyağı sektörünü ekonomik krizden biraz daha ayrı tutarak değerlendirmek lazım… Siz geçtiğimiz yıllarda kuraklık nedeniyle ciddi bir kriz dönemi geçirdiniz. Hammadde temini konusunda sıkıntı süreci yaşıyorsunuz. Son bir yıldır yaşadıklarınız hakkında bilgi verir misiniz?
Küresel krizden etkilenmeyen hiçbir sektör yok. Fakat bazıları çok daha sert etkilendi. Tarım sektörü daha az etkilenenlerdi. Krizin ilk dalgasındaki düşüşler talep eksikliğinden kaynaklanıyor. İnsan en son yediğinden içtiğinden tasarruf ediyor. O yönden daha şanslı bir sektörüz. Yeterince hammadde olmadığı için sıkıntı yaşanıyordu. Türkiyedeki hammadde fiyatları, dünya fiyatlarının çok üstünde seyir çizdi. Dahilde İşleme Rejimi’ne (DİR) de izin verilmiyor. Aslında devlet Tüm tarım ürünlerinde buna izin vermiyorum dese, bu bir politika diye düşünürüm. Çok da zorlayıcı olmazdık. Türkiyede ne üretiliyorsa aşağı yukarı hemen hemen hepsi için DİRe müsaade edilmiştir. Kapari de bile DİR var. Zeytin ve zeytinyağında kooperatifler var. Fakat kooperatifleri çağın koşularına uydurmak lazımdı. Bugün finansal yapısını revizyon yapmadığınızda hem onlara hem herkese eziyet oluyor. Kooperatiflerin DİR konusunda ciddi muhalefetleri var. Bu ürünler iç pazarda kullanılır deniliyor. Getireceğimiz mal kadar teminat mektubu verelim, iç pazarda bir kilo satan adamın teminatını yakabilirsiniz. Bin ton DİR kapsamında mal getiren adamın ihracatı 2 bin ton olsun. Bize DİR için yılda 4 ay izin verin dedik. Bunların hiçbiri olmadı. Dünyanın önemli mağaza zincirlerine giriyorsunuz. Ama rafa girdik demek oraya sürekli olarak mal vermek demektir. Devlet her sektörde liberal bir ekonomi uygularken, tarım sektörünün bir alt kolunda inanılmaz muhafazakâr bir yapı sergiliyor. Zeytin zeytinyağı kapariden daha mı önemsizdir? Dünyaya ciddi zeytin satan arkadaşlarımız pazardaki önemli perakende raflarını kaybettiler. Biz zaten bu krizleri yaşadığımız için küresel kriz bize leblebi çekirdek boyutunda geldi.
– Bildiğim kadarıyla zeytinyağında arz sorunu yok.

Türkiyenin en büyük hakim olduğu pazar fındık. Ama fındık dünyada olmazsa olmaz ürün değil. Hatta arz fazlası var. Zeytinyağında öyle bir şey yok. Çünkü dünyada üretimi arttıkça tüketimi de artan bir ürün durumunda. Bunun kanıtı zeytinyağı fiyatlarının da dünyada sürekli olarak artış gösteriyor olması. Kriz döneminde de fiyatı ve talebi artan bir ürün durumunda idi. Böyle bir ürün yakalamışsın. Bizimde teşvik ettiğimiz iki misli bir plantasyon süreci yaşandı. Örneğin, geçtiğimiz iki yıl önce Mutda ciddi anlamda ağaç ekimi yapıldı ve bu sene meyvesini almaya başladı. Ürününü satma endişesi ile karşı karşıya. Tarım Bakanlığı ve DPT, 2013 yılında 600 bin ton bir üretime ulaşacağımızı tahmin ediyoruz. 600 bin ton olduğunda ne yapacaksınız? Ürün elinizde kaldığı zaman ayçiçeği yağının ithalatını yasaklarım, herkes zeytinyağı yesin diyemezsiniz. Türkiye yaptığı ekonomik anlaşmalar nedeniyle böyle bir şey diyemez. Böyle bir ekonomi modeli de yok.
– Zeytinyağı fındığın yerini alabilir mi?
Kesin alacak. Türkiye 600 bin ton zeytinyağı üretecek ise iç pazardaki tüketim kişi başına iki katı artsa bile 400 bin tonunu ihraç etmek zorunda. Zeytinyağını kilogram başına 3-4 dolara ihraç etseniz, 1,6 milyar dolar, zeytin ile birlikte bu rakam 2 milyar dolar ihracat anlamına geliyor. 2013 yılı çok yakın. İhracat potansiyeli 2 milyar dolara ulaşacak bir sektörün önüne neden set koyuyorsunuz
– Diğer sorunlar neler?

ABnden kota almamız lazım. AB üyesi ülkelerde yaşayan Türkler, Türk zeytinyağı yiyemiyor. Yiyorsa da kaçak giriyordu. Çünkü AB, yüzde 60 oranında gümrük vergisi alıyor. 15 senedir sürekli olarak müzakerelerde gündeme alınacak deniliyor. Filistin ve Ürdünün kotası var. Üretici ülke olup kotası olmayan tek ülke Türkiye…13 senedir bunun için koşturuyoruz. Kota olayını devletin halletmesi gerekiyor. 600 bin ton ürettiğiniz zaman ne olacak? Örneğin, Tunusun 52 bin ton, Suriyenin 10 bin ton, Ürdünün 10 bin kotası varken, ben niye bu durumdayım? Bugün Türkiye 5 bin ton kota alsa, bütün Almanya ve AB üyesi ülkelerdeki raflarda Tariş, Komili ve Kristal markalı Türk zeytinyağları kapış kapış gider.
Zeytin Zeytinyağı Tanıtım Grubu kurduk. Ama şu ana kadar müsteşarlıktan bir tek kuruş para almadık. Eğer kıt kanat imkânlarımız var ise bu işi onlar alıyorlar. Ama biz bunların tespitini yaptık ve önceliğin üretim olduğunu gördük. 600 bin ton üretirsek 3 yıl sonra devlet o zaman bu ürünü nasıl satacağını düşünür.
– Siz dünyada yaşanan ekonomik krizi değil kısacası kendi krizinizi yaşıyorsunuz.
Kesinlikle. Son 5 yıldır Türkiyedeki kur sabitti. Faizler yeni düştü. Döviz kurlarında yaşanan sıkıntılar tabiî ki bütün sektörleri olduğu gibi benim sektörümü de etkiledi. Ciddi anlamda sıkıntı yarattı. Hiçbir ülkede böyle bir uygulama yok. İhracat yapanlar enayi durumunda oluyorlar.
– Krizde neyi öğrendiniz?
İşi bozulan çok arkadaşımız oldu. Tasarruflu olmayı ve yaşamayı, öz sermayelerimizi güçlendirmeyi öğrendik. 20 yıldır bankasıyla sürekli ve düzenli çalışan arkadaşlarımıza bile Kapat borcunu diye telefonlar geldi. Aslında bu kriz çok hayırlı oldu. Çok yara aldık ama ölmedik. Kriz bitecek. O insanlar da artık o bankalarla çalışmayacak. Bugün çiftçiye bir sürü kredi kartı dağıtıldı. Ama şimdi bakın bir sürü zeytinlikler satışa çıkarılıyor.
– Olası bir ikinci kriz dalgası söz konusu olursa sektörünüz nasıl etkilenir ve sizin bu süreçteki önerileriniz neler olur?
Benim sektörüm ikinci bir krizi de kaldırabilecek durumda. Üretim artıyor ama talepte daralmıyor. Bankaların hareketlerinden çok etkilenmiyoruz. Kendi içimizde dönebileceğimiz bir sistem yaratabiliriz. Türkiyede tekstil, demir-çelik ve otomotiv sektöründe çok etkilenir. Ben aldığım her zeytinyağını tadıyorum ve görüyorum. Kısacası işimin başındayım. Fildişi bir kulede oturup bilgisayar çıktılarına göre iş yapmıyoruz. Tarım kesiminin tümü böyle. Bu işadamı krizde de büyük yara almaz. Olacağı da olmayacağı da bilir.
– Türkiye 70 farklı markayla üretim yapıyor. Sektörümüzde ihracat yapanlarda azalma oldu mu?
Aynı yapıyı koruduk. Markalı ihracat konusunda büyük çaba veriyoruz. Bu işin başında ciddi anlamda TARİŞ vardır. Herkes bu çaba içinde. Ben firma olarak İrana ciddi mal sattım. İşlerimiz çok hızlı iken ABD ve Kanada pazarı odaklı çalışıyordum. Ancak son dönemde bu pazarda ciddi daralmalar yaşandı. Bu nedenle burnumuzun dibinde olanları görememişiz. İran pazarını fark etmemişiz. İran pazarı ciddi bir alıcı durumunda… İran pazarına mal satmakta hoşuma gitti. İran bundan sonra bizim klasik pazarlarımızdan biri haline gelir. Ticaret yapıları ve bankacılık sistemi oturmuş bir yapıda. ABD ile nasıl çalışıyorsak onlarla da aynı çalışıyoruz.
***
Başlıca ürün grupları
Zeytinyağı,
Siyah Zeytin,
Yeşil Zeytin,
Pirina Yağı
Zeytin tarımına en uygun iklim koşuluna sahip olan ve en nitelikli ürünlerin, dünyadaki en lezzetli yağların elde edilebildiği bir Akdeniz ülkesi olarak, zeytine ayrılmış tarım alanlarımız bugünlerde 660.000 hektara, zeytin ağaç sayımız ise 150 milyonlara ulaşmıştır.
Zeytin ve zeytinyağı, 5 coğrafi bölgemizde 35 ilde yaklaşık 400 bin ailemizin geçim kaynağıdır.
Ülkemizde zeytin üretimi Avrupa Birliği üretiminin ardından ikinci sırada yer almaktadır. Türkiye, dünyada sofralık zeytin üretiminde İspanyadan sonra ikinci sırada, zeytinyağında ise beşinci sırada yer almaktadır.
Türkiye zeytinyağı üretimi
SEZONLAR MİKTAR (TON)
2004/2005* (VAR) 143.462
2005/2006 (YOK) 101.155
2006/2007 (VAR) 166.323
2007/2008 (YOK) 72.021
2008/2009 (VAR) 159.366
Türkiye geneli zeytinyağı ihracatı
SEZONLAR MİKTAR (TON) TUTAR ($) ORTALAMA FİYAT ($/KG)
2004/2005 (VAR) 92.109 93.892.413 3,19
2005/2006 (YOK) 47.569 202.942.856 4,27
2006/2007 (VAR) 42.389 145.428.285 3,43
2007/2008 (YOK) 17.302 77.873.155 4,50
2008/2009* (VAR) 20.632 67.093.824 3,25
Sorun: Sofralık Zeytin ve Zeytinyağının Dahilde İşleme Rejimi kapsamına alınmaması,
Açıklama: Son 3 sezonda zeytinyağı ihracatımızda olağandışı büyüklükte düşüşler kaydedilmiştir. Sofralık zeytin ihracatımızda ise en büyük pazarlarımız olan Romanya ve Bulgaristan gibi ülkelere olan ihracatımızda ciddi gerilemeler olmuştur.
Çözüm: Sektörün bu darboğazdan çıkması ve en azından 2005/2006 sezonundaki düzeylerde ihracat rakamlarına yeniden erişebilmesi için sofralık zeytin ve zeytinyağının Dahilde İşleme Rejimi kapsamına acilen alınmalıdır.
İhracattaki düşüş nedenleri
– Geride bıraktığımız sezonlarda zeytin ağaçlarının aşırı soğuklara maruz kalması,
– Küresel ısınmanın olumsuz etkileri,
– Yüksek faiz politikası beraberinde seyreden istikrarsız ve hatta aşağı yönlü kurdan olumsuz etkilenmesi,
– Geçtiğimiz sezonlarda üreticide fiyatlarının yükseleceği beklentisi yaratılması,
– Üreticinin, ürünün dünya fiyatlarının çok üstünde olan fiyat düzeylerine çıkacağı yönünde yanlış yönlendirilmesi sonucu ortaya çıkan arz noksanlığı,
– İç piyasa fiyatlarının yükselerek dünya piyasa fiyatlarının üzerinde seyretmesi ve rekabetçi dış ticaret üzerindeki olumsuz etkisi,
– ABD merkezli olarak seyreden küresel mali krizin olumsuz etkileri sonucu dış talepteki daralma,
– Türkiyedeki zeytin çeşitliliğinin uluslararası piyasalardan gelen sofralık zeytin talebine uygun olmaması,
– Yurt dışında giderek daha çok talep edilen iri kalibreli zeytinin ülkemizde az miktarlarda üretiliyor olması nedeniyle, sofralık zeytin ihracatçılarımızın geçmiş yıllarda girmiş olduğu dış pazarlardaki raflarda tutunamayışı,
Sorun: Ülkemizin 1998 yılında üyelikten ayrılmış olduğu Uluslararası Zeytin Konseyine yeniden üye olması ,
Açıklama: Türkiyenin 1963 yılında üye olduğu, 1998 yılında üyelikten ayrılmış olduğu Uluslararası Zeytin Konseyine yeniden üye olması sektör için önemli bir konudur.
Çözüm: Üyelik için Konseye başvuru yapılmalı, başvuru sırasında; dış ticaret politikası açısından sahip olduğu deneyim ve birikim göz önünde bulundurularak üyelik sürecine ilişkin işlemler ile UZK Sekretaryasının Dış Ticaret Müsteşarlığınca yürütülmelidir.
Related Images:
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.