Kayra Kralı’nın dünya harikası “Mausoleum”u da aynı yöntemlerle yurt dışına çıkarılıp British Müzesi’ne taşındı. Cevat Şakir’in müze yetkililerine yazdığı bilinen o meşhur mektuba verilen yanıtın karşılığı bir başka deyimle “Havada bulut, sen Mausoleum’u unut” oldu…

Başta Louvre olmak üzere dünyaca ünlü müzelerde, cami, mescit, türbe, saray ve ören yerlerinden çalınan halı, çini, kitabe gibi benzeri eserlerimiz sergileniyor. Troya, Karun, Elmalı hazineleri de yağmalanan daha sonra ciddi paralar sarf edip bir kısmını geriye alabildiğimiz değerlerimiz.
Okunması için yurt dışına gönderdiğimiz Sümer kil tabletleri, Almanya’nın ikiye bölünmesi üzerine uzun yıllar Doğu Almanya’da kalmış, geriye getirilmesi de kolay olmamıştı… Nemrut Dağı’ndan Komagene Krallığı dönemine ait 2100 yaşındaki “Dikilitaş”ta British Müzesi’ne uçurulmuş eserlerimiz arasında.

Irak Savaşı’nda yağmalanan kültür mirasının sonunun henüz ne olduğu bilinmiyor. Ören yerlerimizden, müze ve depolarımızdan gerekli önlemler alınmadığı için eserler çalınıyor. Ödeneksizlik yüzünden yarım kalan kazılar, baraj yapımı nedeniyle su altında kalacak olan Zeugma ve Allianoi örnekleri bir ayıp olarak karşımızda duruyor.

İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen İzmir Kültür Çalıştayı’nda, Louvre Müzesi’ndeki İzmir’den Smyrna’ya” sergisinde yer alan eserlerin İzmir’e iadesi konusunda tüm katılımcıların imza koyacağı bir mektup kaleme alınması kararlaştırıldı… Louvre Müzesi yetkilileri İzmir’den gelecek mektubun etkisinde kalıp eserleri geri gönderirler mi?
Ben umutlu değilim…
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.