Sağda, solda ve merkezde arayış

İki yıl önceki genel ve üç ay önceki yerel seçimlerde iki kutubun öne çıktığı bir yarış yaşansa da 61 siyasi partinin olduğu ülkemizde hala siyasette bir boşluktan söz ediliyor.
Pek çok insan hala “Gönül rahatlığıyla oy verebileceğim doğru dürüst bir parti yok” diyor.
Kararsızlar hep birinci parti oluyor…
Bu nedenle sağda, solda ve merkezde yeni oluşumlar kuruluyor. Örneğin; son olarak kurulan Türkiye Partisi, örgütlenme çalışmalarına hız vermiş durumda…
Denizli, Çanakkale ve Balıkesir’de örgütlenirken, İzmir ve Manisa’da çalışmalar sürüyor.
Özellikle İzmir’de geçmişte siyasi arenada fazla görünmemiş, kısacası “siyaset bezirganlığı yapmamış’, o partiden bu partiye geçmemiş isimler aranıyor.Bunun için geçen hafta içinde partinin merkez yöneticileri İzmir’de kamp kurdu ve örgütlenme için isimler aldı.
Bu konuda Abdüllatif Şener’in kadim dostu, eski İzmir İl Genel Meclisi Başkanı AKP’li İsmail Yılmaz yardımcı oldu.

* * *

Kırat yeniden şaha kalmak için eskilerin tecrübesinden yararlanıyor.
Gerçi, bir söz vardır; “Eskiye rağbet olsaydı, bit pazarına nur yağarmış” diye…
Ama…
“Ne varsa eskilerde var” şeklindeki sözü de yabana atmamak gerekiyor.
Gençlerin dinamizmi ile eskilerin deneyimi birleşirse Kırat’ın şahlanmaması için bir neden yok.
Tabiki, Anavatan Partisi ile birleşmesi koşuluyla…
Sahi, DP ile birleşmeye nazlanan ANAP’ın bazı il ve ilçe binalarının kapısına kilit vurulmaya başlanmış.
Örneğin; Denizli İl Başkanı Aykut Yıldırım, bir süre önce yaptığı açıklamada bakın ne diyor:
“Zor şartlar altında partiyi temsil etmeye çalışıyoruz. Ekonomik kriz bizi de etkiledi. Yeni personel alamadığımız için yönetim kurulu üyeleri arasında nöbet sistemi başlattık. Üyelerimiz hafta içi her gün sırayla partiye gelerek, gelen faks ya da postalara bakıyor. Ekonomik sıkıntıyı atlattığımız takdirde parti binasına sürekli çalışan bir personel alarak teşkilatın kapalı kalmasının önüne geçeceğiz.”
Neyse…
Umarım aynı kökten gelen iki parti bir araya gelir de ayakta kalırlar.
Yoksa…
İlk seçimden sonra mevcut oylarını bile alamazlar.

* * *

Sağda bunlar yaşanırken, sol hiç durur mu?
‘Aşkın ve devrimin partisi” sloganıyla kurulan Özgürlük ve Dayanışma Partisi, bölünme sürecine girdi…
Adı parti ile özdeşleşen eski genel başkan Ufuk Uras, ÖDP’den koptu.
İzmir’de de kurucu il başkanı İbrahim Akın ve 500’e yakın arkadaşı partiden istifa etti.
Uras, “solun vicdanı” olmak için hareket başlattı.
10 Aralık Hareketi ile SHP’nin de bu yeni partiye katılacağı belirtiliyor.
Anlaşılan, bu yaz olmasa da eylülden itibaren sağda, solda ve merkezde yoğun bir hareketlilik yaşanacak gibi görünüyor.


Kocaoğlu, kuşların da başkanı!

İZMİR Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, 29 Mart’ta iki İzmirli’den birinin oyunu alarak güven tazeledi.
İlk beş yıllık dönemde, büyükşehir belediye başkanlığı dışında herhangi bir örgütün başkanlığını “İşlerim çok yoğun” diyerek kabul etmeyen Kocaoğlu, yeni dönemde MHP -CHP ittifakıyla Ege Belediyeler Birliği Başkanlığı’na da seçildi.Seçim öncesi “İşimiz İzmir, gücümüz İzmir” diyen Başkan Kocaoğlu, artık İzmir sınırlarını aştı ve Ege’nin de başkanı oldu.
Bundan sonra Kocaoğlu’nun yeni sloganı “İşimiz Ege, gücümüz Ege” olacak galiba… Önce İzmir’in, ardından da Ege’nin başkanlığına seçilen Kocaoğlu, geçtiğimiz günlerde yeni bir koltuğun daha sahibi oldu.
Kocaoğlu, son olarak İzmir Kuş Cennetini Koruma ve Geliştirme Birliği’nin de başkanı seçildi.
Anlaşılan Kocaoğlu’nu sadece insanların başkanlığını yapmak tatmin etmedi. Artık kuşların da başkanı olan Kocaoğlu, yakın gelecekte başka koltuklara da oturursa şaşırmayın.


Görünen köyler ve icraatlar!
SEÇİMLERİN ardından tam üç ay geçti. Belediyelerin çoğunda henüz daha “tık” yok.
Doğru dürüst icraat, yatırım yok.
Eskiden hükümetlerin ve yerel yöneticilerin beş yıllık performansı ilk 100 gündeki icraatlarından belli olurdu. Yani… İlk 100 günde yapılanlar, daha sonraki günlerin, ayların, yılların adeta habercisi olurdu.
Şu anda başta İzmir olmak üzere Ege’deki pek çok belediyede ilk 100 günde yapılanlar ortada.
Kim ne yapmış, ne yapmaya çalışıyor vatandaş görüyor.
Görünen köy kılavuz istemiyor…Örneğin; İzmir’de Karşıyaka ve Bayraklı’da yaşanan “işçi krizi” her iki belediye başkanına ve partisi CHP’ye eksi puan yazdırdı.
Aynı şekilde, Konak-Karabağlar kardeşçe paylaşım yaptı.
Herhangi bir kriz yaşanmadı.
Ama…
Gelin görünki Karabağlar Belediyesi, henüz daha kendi belediye binasına bir türlü geçemedi, yerleşemedi.
25 müdürlüğün hizmet verdiği belediyede sadece yedi birim taşınabildi.
90 günde belediyenin birimlerini taşıyamayanlar, acaba projelerini, yatırımlarını nasıl tamamlayacaklar, halkın acil sorunlarına nasıl çözüm bulacaklar, doğrusu çok merak ediyorum.


AKP’de demokrasi rafta mı?

AKP, İzmir’in yeni patronu eski hakimlerden, Ömür Kabak oldu.
İzmir’deki seçim hezimetinin sorumluluğunu kimsenin üstlenmediği AKP’de il başkanlığı koltuğuna oturan Kabak, adeta bütün eleştirileri göğüslüyor ve şöyle diyor:
“Suçlu aramaya gerek yok. Kabahatin hepsi bizde. Kendimizi iyi anlatamadık. İzmirliler bizi yanlış anladı demeye gerek yok. Biz kendimizi anlatamadık.”
Ömür Bey böyle dese de; parti içinde sular henüz durulmuş değil…
‘Milletin Tam Demokrasi Planı: AK Parti” pankartlarının açıldığı il kongresinde genel başkanın işaret ettiği tek adayla seçime gidilmesi, “partide demokrasi söylemde var” şeklinde yorumların yapılmasına neden oldu. Nitekim 595 delegeden 262’sinin oy kullanması tepki değilse nedir? Yeni yönetimde eski il başkanının görev almasını eleştiren partililer, seçimlerden sonra AKP’nin İzmir’de adeta dağıldığını savunuyor.
Kimileri ise AKP’nin ANAP’ın hastalığına yakalandığını söylüyor.
Ne diyelim…
Allah acil şifa versin…

Related Images:


Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir cevap yazın