Geziler bitmez, yollar tükenmez ama güzellikler ne yazık ki, yok olup gidiyor elimizden. Doğal ortamın üzerinde baltalar dolaşıyor, altıncılar cirit atıyor.
Ormanlara “Ne güzel ısınırız” mantığıyla bakan bir millet olduğumuz için, her yıl yaz aylarında on binlerce hektar orman alanı için için yanıp kül oluyor. Bir o kadarı da tarla açma, konut inşaatları ile bir daha geri gelmeyecek şekilde yeryüzünden silinip gidiyor.

Ormanların yok olması, küresel ısınma ve susuzluk gelecekte dünyayı tehdit eden en büyük tehlike. Artık su ile benzin fiyatları yarışıyor. Yaşlı dünyamız sanırım bu gelişmeleri acıyla gülümseyip izliyordur.
“Üşümedik” dersek yalan olur
Neyse biz gelelim yine gezilerimize… İlkbahar ile birlikte açtığımız kamp sezonu Denizli-Beyağaç-Topuklu Yaylası’nda son buldu. Sonbahar kasım ayı ile birlikte geride kaldı. Kış artık kapıya dayanmadı, iliklerimize kadar üşütmeye başladı. Topuklu Yaylası’nda geçen yıl yine yaz aylarının sonunda kamp kurmuştuk. Bu kez tam da sonbaharda gittik. Sararan yaprakların arasında keyifli bir akşam geçirdik. “Üşümedik” dersek yalan olur. Uyku tulumlarımız, battaniyelerimiz ve şişme yataklarımız pek işe yaramadı.
Günü birlik turlara devam

Anladık ki, bu son kampımız. Kamp biter ama gezilerimiz devam eder. Yine yollara koyulur, uygun pansiyonlarda konaklar, yeni yerler keşfetmeye devam ederiz. Aralık ayından başlayarak mart ayına kadar “kamplı” gezi yazılarına ara vereceğiz. Hava koşullarının uygun olduğu hafta sonlarında, gerek günü birlik, gerekse yatılı yapacağımız gezileri yine buradan aktaracağız.
1700 metrede Topuklu Yaylası

Biraz da Topuklu Yaylası’nı anlatalım. Beş hektarlık bir alanı kaplayan Topuklu Yaylası’nın rakımı bin 700 metre. Çevresini devasa boyuttaki karaçam ağaçları sarmış. Havası yazın da soğuk, ama kışın dayanılır gibi değil. Üst seviyede korunmuş çadırlar ve giysilerle bu mevsimde ancak kalınabilir. Topuklu Yaylası’na yakın Karagöl de mutlaka gezilmeli. Bin yaşından büyük karaçamlar insanın içini ürpertiyor. Çok kaliteli içme suyu kaynakları bulunuyor. Beyağaç ile Topuklu Yaylası’nın arası 21 kilometre ve yeşil doğa ile kuşatılmış bir güzergahta yolculuk ediliyor. Biz Topuklu Yaylası’na bu kez, Nazilli, Karacasu, Kale ve Beyağaç güzergahını izleyerek ulaştık. Dönüşü ise Tavas üzerinden yaptık. El işleriyle ünlü Kızılcabölük’e uğradık. Eşe dosta, kumaş işlemeler, masa örtüler armağan olarak aldık. Çok da büyük fiyatlarla satılmıyor. Gerçek el emeği ve göz nuru dökülmüş ürünler.
Bu hafta sonbaharda yaptığımız gezilerden seçtiğim fotoğrafları gezi severlere sunuyorum. Sararan, kızaran ve hatta kahverengine dönüşen yapraklar ve ortaya çıkan muhteşem görüntüler, iyi seyirler…
Related Images:
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.