Bu işin ilk kuralı, Tarım Bakanlığı’ndan onaylı sertifikasyon şirketlerinden, organik ürün sertifikası almak. ELTA-Ada Tarım ve Hayvancılık İşletmesi Yönetim Kurulu Başkanı Hıdır Oktay da öyle diyor. “Amacımız, başta zeytin olmak üzere tüm bitkisel ve hayvansal ürünlerde sertifikalı organik üretim yapmaktır” diyen Oktay, her “organik” etiketine kanmamak gerektiğine dikkat çekiyor: “Bir tarımsal ürünün organik olarak nitelendirilebilmesi için ekolojik tarım yönetmeliğine uygun üretilmiş, kontrol ve sertifikasyon organı tarafından onaylanmış olması gerekiyor. Marketlerde ve birçok satış yerinde ‘konvansiyonel’ ürünler, organik ürün adı altında satılıyor. Birçok büyük firma rekabetten dolayı ‘natürel’ veya ‘doğal’ terimlerini kullanıyor. Bunun organik ürünle hiç ilgisi bulunmadığı gibi tüketiciyi etkiliyorlar.”
Türkiye’nin ilk organik mandırasıELTA-Ada, 2004 sonunda devraldığı üç bin dönümlük Gökçeada Tarım İşletmesi’nde sertifikalı organik zeytin, zeytinyağı, sebze, meyve, süt ve süt ürünleri üretiyor. Hıdır Oktay’ın verdiği bilgilere göre işletmede, tamamı verimli 20 bin zeytin ağacı ve 450 büyükbaş, 750 küçükbaş hayvanı barındıracak tesisler bulunuyor.
ELTA-Ada, “Organik Sözleşmeli Hayvancılık Projesi” imzaladığı beş Gökçeadalı çiftçinin hayvanlarını, süt ve süt ürünleri üretiminde kullanıyor.
Tüm hayvanlar sadece –zeytinlikler, meyve ve sebze bahçeleri dışındaki- iki bin 300 dekarlık alanda yetiştirilen organik yemle besleniyor. Oktay 1 trilyon liraya mal olduğunu belirttiği mandıradaki imalat için, “Organik süt ve süt ürünleri alanında bir ilki başarmış bulunmaktayız. Ürünlerimizin niteliği ve niceliği her geçen gün artmaktadır” diyor. Zira ELTA-Ada, Türkiye’nin ilk organik süt ürünleri şirketi. Üretimin tamamının İstanbul ve Ankara ağırlıklı iç pazara sunulduğunu, İzmir pazarına da girebileceklerini söyleyen Oktay, iç pazara yılda 45-50 ton, Avrupa ve ABD’ye ise üç-beş ton zeytinyağı sattıklarını belirtiyor.Tarım Bakanlığı’nın “Gökçeada Kaymakamlık Projesi” sekiz yıldır uygulanıyor. Proje kapsamında bu yıl ada halkına 43 adet büyükbaş gebe düve, organik beslenmesi koşuluyla bedelsiz dağıtılmış.
Gökçeada Kaymakamı Kemalettin Sakin “Adayı tamamen kimyasallardan arındırmayı, önümüzdeki yıllarda ‘organik ada’ haline getirmeyi planlıyoruz” diyor. Bugünkü manzaraya göre adada; zeytincilikte yüzde 80, arıcılıkta yüzde 70, süt ve süt ürünlerinde yüzde 100 organik tarım yapılıyor. Hıdır Oktay da Gökçeada’nın Türkiye’ye örnek olabileceğine işaret ediyor. Halkın zeytine zarar veren başıboş hayvancılığı kısmen terk ettiğini, hayvanını serbest bırakmayıp kendisi besleyen çiftçilerin artması gerektiğini belirtiyor. Oktay, organik tarımın gelişmesi için önce teknik ve idari sorunları aşmak gerektiğinin altını çiziyor:
“En önemli sorun, denetimi yürütecek, akredite olmuş laboratuvarların bulunmayışı. Bazı teknik analizler yurtdışında yapılıyor ve bu zaman zarfında ürünün tazeliğini, nitelik ve niceliğini koruma riskleri bulunuyor. Sertifikasyon kuruluşları arasında da sağlıklı bir denetim ve ücret tarifesi bulunmuyor.”
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.